15/05/2013 | Yazar: Ömer Akpınar

Aktris ve yönetmen Angelina Jolie, meme kanseriyle mücadelede yaptığı güçlü seçimi New York Times gazetesinden paylaştı.

Benim Tıbbî Seçimim Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı
Aktris ve yönetmen Angelina Jolie, meme kanseriyle mücadelede yaptığı güçlü seçimi New York Times gazetesinden paylaştı. İşte o yazı:
Benim annem bir on yıl kadar kanserle mücadele etti ve 56 yaşında öldü. İlk torunuyla tanışıp onu kollarında tutabilecek kadar uzun dayandı. Fakat diğer çocuklarım onu tanıyıp ne kadar sevecen ve cana yakın olduğunu görme şansına asla sahip olmayacaklar.
 
Sık sık “anneciğimin annesi”nden bahsederiz ve kendimi onu bizden alan hastalığı açıklarken bulurum. Aynısının bana da olup olmayacağını sordular. Her daim endişelenmemelerini söyledim onlara; ama gerçek şu ki meme kanseri ve yumurtalık kanseri olma riskimi ciddî bir şekilde artıran “hatalı” bir geni, BRCA1’i taşıyorum.
 
Doktorlarım meme kanseri riskimin yüzde 87, yumurtalık kanseri riskimin ise yüzde 50 olduğunu tahmin ettiler, yine de risk her kadın için farklı.
 
Meme kanserlerinin yalnızca bir kısmı kalıtılmış bir gen mutasyonundan kaynaklanıyor. BRCA1’de bozukluk olanlarda ortalama yüzde 65 meme kanseri riski var.
 
Bunun benim gerçekliğim olduğunu öğrendiğimde harekete geçip riski olabildiğince minimize etmeye karar verdim. Önleyici çift mastektomi yaptırma kararı aldım. Meme kanseri riskim yumurtalık kanseri riskimden yüksek ve ameliyat daha karmaşık olduğundan memelerle başladım.
 
27 Nisan’da mastekominin üç aylık tıbbî prosedürünü tamamladım. Bu süreç boyunca bunu kendime saklayabildim ve işime devam ettim.
 
Fakat şimdi bunun hakkında yazıyorum; çünkü diğer kadınların benim deneyimimden faydalanabileceğini umuyorum. Kanser hâlâ insanların yüreğine korku düşüren, derin bir güçsüzlük hissi yaratan bir kelime. Fakat bugün bir kan testiyle meme ve yumurtalık kanserine yüksek bir yatkınlığınız olup olmadığını öğrenmeniz ve sonrasında harekete geçmeniz mümkün.
 
Benim sürecim 2 Şubat’ta “meme ucu gecikmesi” olarak bilinen, meme ucunun arkasındaki meme kanallarındaki hastalığı bertaraf eden ve bölgeye ekstra kan akışı sağlayan bir prosedürle başladı. Biraz acı, çokça da morarma oluyor; ama meme ucunu kurtarma şansını artırıyor.
 
İki hafta sonra meme dokusunun alındığı ve yerine geçici dolguların konulduğu büyük ameliyatı geçirdim. Operasyon sekiz saat sürebiliyor. Memelerinizde direnler ve genişleticilerle uyanıyorsunuz. Bir bilim-kurgu filmi sahnesindeymişsiniz gibi bir his. Fakat ameliyattan günler sonra günlük hayatınıza geri dönebiliyorsunuz.
Dokuz hafta sonra, memelerin bir implantla yeniden oluşturulduğu son ameliyat da tamamlandı. Son birkaç yılda bu prosedürde pek çok gelişme yaşandı ve sonuçlar güzel olabiliyor.
 
Bunu, mastektomi yaptırma kararımın kolay olmadığını diğer kadınlara anlatmak için yazmak istedim. Fakat verdiğim bu karardan çok mutluyum. Meme kanseri olma riskim yüzde 87’den yüzde 5’in altına düştü. Çocuklarıma beni meme kanserine kaybedecekler diye korkmalarına gerek olmadığını söyleyebilirim.
 
Onları rahatsız eden bir şey olmadığını görmek beni rahatlatıyor. Küçük yaralarımı görüyorlar ve bu kadar. Diğer her şey yine Anneciğim, her zaman olduğu gibi. Kişisel bir ek olarak, kendimi hiç de daha az kadın hissetmiyorum. Feminenliğimi hiçbir şekilde azaltmayan güçlü bir seçim yaptığım için güçlü hissediyorum.
 
Brad Pitt gibi sevgi dolu ve destekçi bir partnere sahip olduğum için şanslıyım. Eşi ya da kız arkadaşı bu süreçten geçen herkesin bilmesini isterim ki bu geçişin çok önemli bir parçasısınız. Brad ameliyatların her dakikasında tedavi gördüğüm Pink Lotus Meme Merkezi’ndeydi. Bunun ailemiz için yapılacak doğru şey olduğunu ve bizi daha yakınlaştıracağını biliyorduk. Öyle de oldu.
 
Bunu okuyan kadınlar, umarım bu yazı seçimleriniz olduğunu bilmenize yardımcı olur. Her kadını, özellikle de aile tarihinizde meme ve yumurtalık kanseri varsa, bilgiye ve hayatınızın bu yönünde size yardımcı olacak tıbbî uzmanlara ulaşma ve kendi bilinçli seçimlerinizi yapma konusunda yüreklendirmek istiyorum.
 
Ameliyata alternatif yöntemler üzerinde çalışan pek çok şahane holistik doktor olduğunu teslim ediyorum. Benim kendi rejimim zamanı geldiğinde Pink Lotus Meme Merkezi’nin web sitesinde yayınlanacak. Umarım bu diğer kadınlara yardımcı olur.  
 
Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, meme kanseri tek başına, büyük bir kısmı düşük ve orta gelirli ülkelerde olmak üzere, her yıl 458,000 kişiyi öldürüyor. Daha çok kadının, imkânları ve geldikleri yer neresi olursa olsun, gen testlerine ulaşmalarının ve hayat kurtaran önleyici tedavilere erişmelerinin sağlanması bir öncelik olmalı. ABD’de 3,000 dolardan fazla olan BRCA1 ve BRCA2 testlerinin maliyeti pek çok kadın için bir engel oluşturuyor.
 
Hikâyemi kendime saklamamayı seçtim; çünkü kanserin gölgesinde yaşıyor olabileceklerini bilmeyen pek çok kadın var. Umudum, onların da genlerini test ettirmeleri ve yüksek bir riske sahiplerse onların da güçlü seçenekleri olduğunu bilmeleridir. 

Hayatta pek çok zorluk var. Bizleri korkutmaması gerekenler işe koyulup kontrol edebileceklerimizdir.  


Etiketler: kadın
nefret