14/05/2025 | Yazar: Kaos GL
Bilkent Üniversitesi Altıncı Onur Yürüyüşü 13 Mayıs’ta yapıldı. LGBTİ+’lar, basın açıklamasında “Her ne olursa olsun buradayız ve hiçbir yere gitmiyoruz” dedi.

Fotoğraf: ÜniKuir/Sudet
Bilkent Üniversitesi Altıncı Onur Yürüyüşü, Bilkent Renkli Düşün’ün organizasyonu ile yapıldı. ÜniKuir’de yer alan habere göre; 13 Mayıs’ta saat 18.00’de LGBTİ+’lar, üniversitenin en kuzeyinde bulunan 81. Yurt çimlerinden, kampüsün merkezine; İhsan Doğramacı heykeline doğru yürüdü.
Renkli Düşün, yürüyüşün ardından basın açıklaması da okudu. Basın açıklamasından satır başları şöyle:
“Artık gelenekleştirdiğimiz onur yürüyüşlerinde hissettiğimiz coşku, beraber taşıdığımız onur ruhu bizlere güç versin. Asla yalnız yürümeyeceğimizi bize hatırlatsın. Onur Yürüyüşü temsil ettiği değerler, taşıdığı anlam, kazandırdığı görünürlük açısından bizler için çok değerli.
Yürüyüşümüz sadece varlığımızı ve güzelliğimizi kutlama yürüyüşü değil, aynı zamanda kolektif direnişimizin bir sembolü, dayanışmamızın bir parçası. Bugün burada aramızda olan, olmayan, olmayı dileyen ve ayrılanlar için de yürüyoruz. Bugün biz Hande Kader, Dilek İnce, Buse Şeker, Eylül Cansın, Ahmet Yıldız ve daha birçok aramızdan çalınan arkadaşlarımız, sevdiklerimiz, lubun ailelerimiz için de yürüyoruz.
Esat Eryaman için, Bornova Sokak için yürüyoruz. Şiddet yanlısı, kadın düşmanı, sömürgeci erkek egemen düzenine karşı yürüyoruz. İkbal Uzunert, Ayşe Nur Halil, Narin Güran ve Mattia Ahmet için yürüyoruz.”
“Yıldız Tar, İris Mozalar ve Asya Gökalp’ın tutuklanması kabul edilemez”
“Baskıcı düzenine karşı her birimizin çocukken görme ihtiyaç duyduğu o umudu, birlikteliği yaşatmak için yürüyoruz. Son onur yürüyüşünden beri baskılar giderek artıyor, ancak biz lubunyalar susturulamaz! Transların varlığı zincire vurulamaz, hormona erişim kısıtlanamaz, lubunyaların ifade özgürlüğü hedef alınamaz, Yıldız Tar, İris Mozalar ve Asya Gökalp’ın tutuklanması kabul edilemez. Türcü devlet, şiddeti meşrulaştıramaz!
2025’i Aile Yılı ilan edenler varlığımızı günah keçisi yapıp halkı ayrımcılığa iterek nefret siyaseti inşa ediyorlar. Narin ve kutsal aile yapıları yıkılır korkusuyla meclise ayrımcı yasa teklifi sunuyorlar. Biz bu dayatmalara her gün daha da kendimizi severek, kabullenerek, nefreti sevgiyle yenerek karşı çıktık.
Hukuksuz tutuklamalarıyla halkın sesi susturulmaya çalışıldı ve biz yine onurla sokaklara döküldük. 19 Mart'tan bu yana erkek devlet şiddeti, eylem alanlarında LGBTİ+’ları hedef aldı. Yerlerde sürükleyerek işkence etti ve çıplak aramaya maruz bıraktı. Senelerdir maruz kaldığımız bu ayrımcılığa ve işkenceye karşı bağırmaya, hakkımızı sokaklarda aramaya devam ediyoruz ve edeceğiz.”
“Lubunyalardan ayrı bir toplum ya da vatandaşlık söz konusu olamaz”
“KYK yurtlarında barınamayan veyahut barındıkları yurtlarda cinsel yönelimlerini ve cinsiyet kimliklerini gizlemek zorunda kalanlar için yürüyoruz. Nefret bildirgesine karşı Hacettepe ile, polis ablukasına karşı ODTÜ ile yürüyoruz.
Ankara'dan tüm Türkiye'de lubunya dayanışmasını kampüsten sokağa taşıyan bütün topluluklara canı gönülden teşekkür ediyorum. Biz de kampüsümüze tehditkâr, nefret söylemi içeren ayrımcı oluşumlara karşı hep çalışacağız ve bizim için diledikleri sonu kursaklarında bırakacağız. Daha bugün Cebeci Kampüsü'nde basın açıklaması yapan arkadaşlarımız ülkücüler tarafından saldırıya uğradı.
Diyoruz ki her ne olursa olsun buradayız ve hiçbir yere gitmiyoruz. Zor günler yaşıyoruz ama lubunya olarak zor günleri iyi biliyoruz. LGBTİ+’lar toplumun bir parçası. Lubunyalardan ayrı bir toplum ya da vatandaşlık söz konusu olamaz. Biz buradayız, hayatın içindeyiz. Birilerinin ailesi, arkadaşı, çocuğu, çalışma arkadaşıyız. Ne kadar büyük baskı altında olursak olalım, yılmamayı, yaralarımızı sararken bile nefrete karşı hayatı, umutsuzluğa karşı ayakta durmayı seçmeliyiz. Bugün burada olmanız sizin de bunu seçtiğinizi göstersin. Renkli Düşün bir topluluk olarak temelinde hepimiz için güvenli ve eşit bir kampüs ortamı yaratmak için var- var olacak.
Dileriz ki karşılaştığımız problemler ufak da olsa, çok büyük de olsa bizim burada olduğumuzu hatırlayın, bize ulaşın, burada güven bulun. Birlikte güvenli bağlam, kapsayıcı bir kampüs hayalimizi canlı tutalım. Bir öğrenci oluşumu olan toplumumuzda hepimizin bir payı olsun. Bizlerle fikirlerinizi, isteklerinizi paylaşın. Her dönem yeniden oluşan kurulumuza katılın. Burası bizler için var, hepimiz aynı taraftayız.”
Etiketler: insan hakları, eğitim, onur yürüyüşü