05/08/2008 | Yazar: M. Erman Demirel



Uluslararası bir projenin ortasında, güneşin tadını çıkardığım, kumsala uzandığım Toplum Gönüllüsü olarak geldiğim güzel tatil beldesi Enez’den yazıyorum bunları. Enez’de uluslararası bir projenin koordinasyonunu yürütmeye çalışıyoruz. Burada sekiz uluslararası, sekiz ulusal ve sekiz de yerel katılımcıyla beraber Toplum Gönüllüleri olarak ‘1. Uluslararası Dönemsel Yaz Projesi’nde bir araya geldik.

Bir arada yaşayabilmek

İlk gün konuşulan, sorulan, önemsenen her şey aslında günlük hayatımızda genel olarak birbirimize sorduğumuz sorulardı; ‘Nereden geldin, nerede okuyorsun, kaç yaşındasın?’ gibi uzayıp gitti. Zaman geçtikçe daha çok birbirimizi ısındık ve biraz daha tanımaya çabaladık birbirimizi. Biraz daha özelimize indik ve sormaya devam ettik ‘En sevdiğin film ne, en sevdiğin renk hangisi, kaç kardeşsiniz, hayatında ki en güzel günün neydi?’ gibi sorularla özel hayatlarımız birbirimize açmaya başladık. Kimilerimiz özel hayatlarımızı daha çok birbirimize açarken kimilerimiz daha genelde kaldık. Sonuçta tercih meselesiydi ve kimse buna karışmaz ve yargılayamazdı. Bütün güzellik de aslında bu farklılıklarımız, renklerimiz, zevklerimiz, dillerimizle bir arada yaşayabilmekti.

Birbirimizle geçen süreç zarfında çok şey paylaştık ve paylaşmaya devam ediyoruz ancak hiç birimiz kimsenin ‘cinsel yönelim’ini merak etmedi çünkü bu yönelimin sadece iki kişi arasında kalması gerekli ve yeterliydi. Oturup bununla ilgili tartışmadık, konuşmadık. Çünkü bu onun cinsel yönelimiydi. Birbirilerine karşı cinsel arzu duyan iki kişinin.

Tüm negatiflikleri denize attım

Peki aslında günlük hayatın ritüelliğinde bu soruyu sormuyor ve yanıtının da aslında günlük hayatımızın düzenini bozmayacak bir şey olduğunu biliyorsak (bunu bilinçaltında da biliyor olabiliriz) toplumda uğradığımız, belki de farkında olmadan uğrattığımız bu ayrımcılığın sebebi nedir?

Hayatın güzelliği, gençlerin enerjisi, mutluluğu, dünyadaki barış, insanların huzurlu yaşaması gibi biz gençler olarak aslında kafamızda birçok düşünce var ve bu düşüncelerin ışığında yollara koyulduk bile. Gittiğimiz yollar; farklılıklarımızla beraber yaşayabileceğimiz bu dünyadaki her insan bir farklılık olduğunu bilerek ve bunu böyle kabul ederek, daha güzel bir dünyanın yoludur. Can dostlarımız, arkadaşlarımız, tanıdıklarımız belki de tanımadıklarımıza yapılan bu ayrımcılığı kabul etmek ne kadar doğrudur? Gün gelecek ve bir gün herkese (kendimiz de dahil) insan diyeceğimiz bir dünyanın hayaliyle yollarda yürümüyor son sürat koşuyoruz. Ve yolun ortasına geldiğimizde geride bıraktığımız birçok sorunu çözmüş olmanın verdiği mutlulukla yola devam ediyoruz. Güzel tatil beldesinden, güneşin altında, sahilde uzanmanın verdiği mutluluk ve huzurla kafamda ki tüm negatiflikleri önümdeki koca denize atıyorum ve herkese iyi haftalar diliyorum.

Toplum Gönüllüleri Vakfı web sitesi: http://www.tog.org.tr

Etiketler:
2024