14/01/2019 | Yazar: Aslı Alpar
İzmir Konak Kent Konseyi Eşitlik Meclisi’nin başkanı trans aktivist Demet Yanardağ ile Eşitlik Meclisi’ni konuştuk.
İzmir Konak Kent Konseyi Eşitlik Meclisi’nin başkanı trans aktivist Demet Yanardağ ile Eşitlik Meclisi’ni konuştuk.
İzmir Konak Kent Konseyi Eşitlik Meclisi’nin başkanı trans aktivist Demet Yanardağ ile Eşitlik Meclisi’nin nasıl kurulduğunu, bugüne dek eşit yurttaşlık adına neler yaptıklarını konuştuk.
Yerel Yönetimlerde eşitliği sağlamak adına farklı araçlar kullanılabilir, yeni yapılar inşa edilebilir. Bu yapılardan biri de İzmir Konak Kent Konseyi Eşitlik Meclisi. Meclisin başkanı trans aktivist Demet Yanardağ ile Eşitlik Meclisi’nin nasıl kurulduğunu, bugüne dek eşit yurttaşlık adına neler yaptıklarını konuştuk.
Yanardağ, belediyeler vatandaşı nasıl vergi döneminde ayırt etmiyorsa, hizmet verirken de ayırt etmemeli diyor, eşitliğin herkes için savunuyor. Sözü ona bırakalım.
Kent kaynaklarının etkili, verimli ve adil kullanımına katkıda bulunmak amacıyla kurulan Konak Belediyesi Kent Konseyi Eşitlik Meclisi ne zaman kuruldu?
Eşitlik Meclisi’nden önce Kadın Meclisi genel sekreteriydim. Üç yıl önce Kent Konseyi kongresinde, dezavantajlı grupları kapsayacak bir meclis gerekliliği tartışılıyordu. Bizler ‘herkes için eşitlik’ dedik. Bu talebimiz önce ulusalcı kanat tarafından şüphe ile karşılansa da onlar da kabul oyu verdi ve Eşitlik Meclisi tüm bileşenlerin oy birliği ile kuruldu. Bu tüm Türkiye’de bir ilkti. Aynı kongrede Mülteci Meclisi de kuruldu. Bu sayede ilkleri gerçekleştirmiş ve kentte var olan, benim gibi farklı sebeplerle ötelenmiş insanların da belediyede örgütlenmesini, bir araya gelmesini sağladık.
“Aynı mücadele anlayışına sahip olunca dayanışma örgütleyebiliyorsunuz”
Trans aktivist olarak belediye ile yolun nasıl kesişti? Eşitlik Meclisi’nin başkanı olma sürecinden biraz bahsedebilir misin?
Yıllar önce İzmir Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın iken çok baskı görüyorduk. O devirde kendisinin ‘bonus puan’ adlı uygulaması vardı ceza kesilen her trans için polislere “20 bonus puan” veriliyordu. Kolluk kuvvetleri bu puanları toplamak uğruna; transların kapılarını kırılıyor, evlerinden zorla alıp karakola götürüyor, sokaklarda darp ediyor, serbest dolaşım hakkını hiçe sayıyordu.
Tabii o zamanlarda LGBTİ örgütlülüğü pek yoktu. Maalesef İzmir’de bir dernek de yoktu. Dayanışabileceğim bir yer ararken aklıma baro geldi ve aradım. O zaman baro başkanı Sema Pektaş’tı ve şu an kendisi Konak Belediye başkanı. Seçildiğinde barodaki birçok kişinin de belediyeye geçmiş olması dayanışmamızı hızlandırdı. Polis evlerimizi taşlarken baro da bizimle dayanışan birçok arkadaş şu an belediye çalışanı, bir tanesi de müdür. Barodaki dayanışmamız, yerel yönetimlerde devam ediyor. Sanırım aynı mücadele anlayışına sahip olunca, insanlar yer ya da mevki değişse bile dayanışma örgütleyebiliyorsunuz.
Eşitlik Meclisi başkanı olma sürecim ise daha farklı; Konak Belediyesi Kent Konseyinin o zamanki yönetim kurulu üyesi ve genel sekreteri bir gün ziyaretime geldi. Beni, Kadın Meclisi’ne genel sekreter olarak düşündüklerini söylediler. Bir kaç saatlik ikna çabaları ardından kabul ettim. Bu süreç beni Eşitlik Meclisi başkanlığına dek getirdi.
Eşitlik Meclisi hangi ilkelerle hareket ediyor?
Eşitlik Meclisi’nin ilkeleri adından da anlaşılacağı gibi, eşitlik ilkesine dayanıyor. Tabii “bu nasıl bir eşitlik?” diye soracak olursanız cevabı basit; Bizler, yerel yönetimlerden eşit hizmet talep eden insanlarız. Vergi alacakları zaman insan ayırt etmeyen yerel yönetimler, hizmet verirken de insan ayırt etmemeli diye düşünüyoruz. Öyle ki; Türkiye de en çok roman nüfusu barındıran yerel yönetim sınırları Konak. Küçükte olsa Levanten, Rum, Yahudi gibi bu toprağın yerlilerinin de yaşadığı, bu topraklarda yaşamak zorunda olan mültecileri de içinde barındıran, geçmişte köyleri boşaltılarak zorunlu göçe tabii tutulan Kürtlerin, Alevilerin de içinde yer aldığı, ekonomik düzeyi çok yüksek ve çok düşük kitlelerin yaşadığı, yaşlısıyla, engellisiyle, LGBTİ’si, türbanlısıyla son derece kozmopolit bir merkez ilçede yaşıyoruz ve biz bu durumdan gayet memnunuz. Biz bir arada yaşamayı beceriyor, hatta haklarımızı savunmak için beraber meclis kuruyoruz.
“Kent Konseyleri’ne özbütçe ayırmalı”
Belediyenin bütçesini belirlerken Eşitlik Meclis ile de çalışılıyor mu? Cinsiyete duyarlı bir bütçe yapılıyor mu?
Bütçe belirleme çalışmalarında maalesef hiç yer almadık. Hatta meclis çalışmaları için belediyeden maddi bir yardım da almadık. Kent Konseyi’ne özbütçe verilmesi benim de her zaman dile getirdiğim bir husus. Umarım bir an önce gerçekleşir. Zira küçük-büyük tüm iktidar sahipleri, kontrol edebilecekleri insanlarla çalışmayı tercih eder. Bu nedenle ekonomik olarak gücü elinde bulundururlar. Yerel yönetimlerde gerçekten demokrasiye inanan insanlar tarafından yönetiliyorsa, Kent Konseyleri’ne özbütçe ayırmalı, topladığı verginin hesabını da halka vermelidir. Maalesef tüm Türkiye’de bu husus umursanmıyor. Özbütçesi olan çok az kent konseyi mevcut ve bunların arasında Konak Kent Konseyi yok.
O zaman pek eşit bir dağılım olmuyor…
Öyle de diyemeyiz çünkü Konak Belediye’si bütçesinin cinsiyete dayalı olarak dağıtılmasında bir şansımız var: kadın bir belediye başkanına sahibiz. Ev geçindirir gibi bütçeyi düzenliyor, eğitime, sanata, yaşlıya, gence ve kadına olabildiğince ihtiyaçları doğrultusunda bütçe ayırmaya çalışıyor. İleri yaş merkezleri, kadınlara özel ücretsiz spor merkezleri, semt merkezleri bunlara örnek.
Eşitlik Meclisi bugüne dek neler gerçekleştirdi?
Kurulduğumuz günden bu yana belediyeden hiç maddi destek almadan çalıştık. Film okuma günleri düzenleyerek, sanat algımızı geliştirdik ve ‘sanat ile anlatmak istediğimizi nasıl anlatırız’ı cevapladık.
“Eşitlik İçin İzmir Buluşması” adlı bir konferans düzenledik ve bunun için yurtdışından konuşmacı olarak yerel yöneticileri kentimizde ağırladık. Kendi belediyemizde ve diğer belediyelerde lobicilik faaliyetlerinde bulunduk ve bunun sonucunda Konak Belediyesi’nde farkındalık yarattık. Böylece ‘Yerel Yönetimlerde Eşitlik Endeksi’ adlı proje ortaya çıktı hatta ben de koordinatörlüğünü yaptım. Projenin bir çıktısı olarak üç yüzü aşkın kişiye “Cinsiyet Eşitliği Eğitimi” verildi, belediye de Anonim HIV Test Merkezi ve malumunuz “Eşitlik Birimi” kuruldu.
Anonim HIV Test Merkezi’nden bahseder misin biraz?
Eşitlik Meclisi’nin çalışmalarının bir çıktısıydı Anonim HIV Test Merkezi. Bu merkezde LGBTİ ya da heteroseksüel ayırt edilmeden test yapılabiliyor. Kapı herkese açık. Hızlı ve anonim işleyen bir merkez.
“Eşitlik Meclisi’nin kadınlar ve LGBTİ’lerle doğrudan teması var”
Eşitlik Meclisi’nin LGBTİ’lere özel bir çalışması var mı?
Bu Meclisi, yerel yönetimlerden eşit hizmet alamayan her kesim için çalışma yürütmek adına oluşturduk, tabii ki var. Belediye’de Eşitlik Birimi’nin kurulmuş olması da başlı başına bir kazanım. ‘Bu LGBTİ’ler için yeterli mi’ diye soracak olursanız tabi ki değil, duyarlı ve bilinçli bir belediyemiz var müjdeli haberler gelmeye devam edecek.
Eşitlik Meclisi’nin kadın ve LGBTİ’lerle doğrudan teması var mı?
Eşitlik Meclisi’nin başkanının açık kimlikli bir trans kadın olması nedeniyle elbette kadınlar ve LGBTİ’lerle doğrudan teması var. Bu güne dek birçok kadın kuruluşu ile de çalıştık. Nefret cinayetlerine ses çıkarttık. Çeşitli üniversitelerde sunumlarımız oldu. Alanımız çok geniş çünkü ülkemizde de şehrimizde de eşitsizlik çok fazla.
Eşitlik Meclisi’nin gelecek projeleri neler?
Eşitlik Meclisi kurulduğundan beri, planladığımız hiç bir projeyi anlatmıyoruz. Proje gerçekleştiğinde duyuruyoruz. Bunun birçok nedeni mevcut; nazar ve kemgözden fazlası da var artık; engellemeler, kısıtlamalar, dedikodular gibi birçok yıpratıcı unsurdan uzak ve sadece iş odaklı çalışmak istiyoruz.
*Bu söyleşi Siyah Pembe Üçgen ve Kaos GL’nin yürüttüğü, Avrupa Birliği’nin desteklediği “Türkiye Belediyelerinde LGBTİ Eşitlik Politikalarını Güçlendirme Projesi” kapsamında Kaos GL dergisinin “Yerel Yönetimler” dosya konulu 162. Sayısında yayınlanmıştır. Bu, içeriğin Avrupa Birliği’nin resmi görüşünü yansıttığı anlamına gelmemektedir.
Etiketler: insan hakları, kent hakkı