17/05/2017 | Yazar: Kaos GL

‘Tanıyı aldığımda HIV’den değil, insanların ayrımcılığından korktum.’

Bir HIV+ tanısı alma hikâyesi Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

“Tanıyı aldığımda HIV’den değil, insanların ayrımcılığından korktum.”

Okurlarımızdan S.D HIV tanısı aldıktan sonra hissettiklerini yazdı:

“Ben kendimi hiçbir zaman hasta hissetmedim, hastaneye gittiğimde elime HIV pozitif olduğumu söyleyen kağıtlar tutuşturdular, o andan itibaren beni her geçen gün hasta eden şey insanların hakkımda ne düşüneceğiydi, toplumda var olamama korkusuydu, eksik bir birey olarak görülmekti.”

Bu cümleyi 1 Aralık’ta Kaos GL’de yayınlanan bir makalede okumuştum. Okurken bir HIV+ ile enfekte olmuş bir bireyi anlıyormuş gibi okuyordum lakin anlamam gerekenleri anlamıyordum. Bir gün HIV+ ile enfekte olacağım aklımın ucundan dahi geçmezdi. Evet. Nasılsa “bana bir şey olmaz”dı. Toplumdaki bu yersiz algının dehşet verici umursamazlığına ben de kapıldım.

6 aydır vücudumda var olan lenf bezi şişkinlikleri için Ortopedi, Dahiliye ve Hemotoloji bölümlerinden sonuç alamayınca, Hematoloji doktoru “Enfeksiyon bölümüne HIV+ testi yaptır” dedi. İlk testim pozitif çıktı. İkincisi de öyle. Tüm sayım, tetkik ve testlerden sonra HIV+ olduğumu doktor yüzüme söyledi. Bu konuda bilinçli olduğumdan dolayı, şok evresi birkaç saat sürdü.

Herkesin bildiği üzere, en azından LGBTİ aktivizmi camiasının aşina olduğu HIV+ bireylere uygulanan ayrımcılık aklıma geliyordu. Kimliğimi aileme açıklarken dahi bu kadar zorlanacağımı düşünmüyordum. Bilinçliydim, haklarımı biliyorum, TCK’daki maddeleri biliyorum vs. bir süre bu ön yargılar ile nasıl baş edeceğimi bilmiyordum…

Tanıyı aldığımda HIV’den değil, insanların ayrımcılığından korktum. Çünkü HIV+ ön yargıları da diğer ön yargılar gibi devasa boyuttaydı. Düşünün ki; HIV+ hâlâ eşcinsellere atfedilen bir hastalık olarak biliniyor. Bu ön yargılardan kurtulmanın tek yolu insanlara dokunabilmek ve bunu anlatmaktır.

İlk açıldığım kişi annem. Anneme bunu güzelce anlattım, açıldım. Hatta doktoruma kadar götürdüm. Her şeyi öğrendi. Açıldığım için pişman olduğum tek insan ise annem. Bir akşam yemeğinden sonra kendince “gizlice” yemek yediğim tabağı çöpe attı. İşte bu yüzden HIV’den değil ön yargılardan korktuğumu söylüyorum. İş yerlerinde uygulanan ayrımcılık, sosyal yaşantıda ya da arkadaş çevresinde uygulanan ayrımcılık, sağlık sektöründe uygulanan ayrımcılık had safhalarda. En güvenmemiz gereken kişilerden yani doktorlardan bile korkunç ifadeler duymak, bizleri kaygılandırmakta pek de haksız sayılmaz. Bu bahsettiğim ayrımcılıkların yanında, buraya yazılsa sayfalar dolusu olacak ayrımcılıklar yaşanıyor her gün. Bunların yasalarca önüne geçilmesi ve HIV+ kişilerin yasalarla güvence altına alınması gerekmekte.

Selahattin Demirer 1995’te, kimsenin kolayca yapamayacağı bir şey yaptı ve HIV+ olduğunu açıkladı: “HIV+ olduğumu ilan ettim. Türkiye’de adını ve hastalığını bu şekilde açıklayan ilk insan olduğumu söylüyorlar. Açıkladım, çünkü benim yaşadıklarımı başkalarının yaşamasını istemedim.‟

Yapmış olduğu bu yüce iş için minnettarlık duymamak elde değil. Türkiye’de ilk HIV aktivisti olarak Selahattin Demirer büyük bir adım atmıştır. Türkiye’de herkesin toplumsal baskılara maruz kalmadan, tedaviye erişerek sağlıklı bir yaşam sürmesi için, bizlere düşen de bu yolu takip etmektir.

HIV+ hayatımı kökten değiştirdi. Birçok olumlu kararlar aldım. Sigara ve alkolü bıraktım. Günde 2 pakete yakın içtiğim sigarayı bıraktım. Haftada 4-5 gün 2 şişe de olsa içtiğim alkolü de, kesin ve kararlı bir şekilde aldığım bu kararla bırakmaya karar verdim. Şimdi ise doktorumun verdiği direktifler ile spora başlamayı planlıyorum.

HIV, öpüşmekle, aynı kaptan yemek ve içmekle, el ele tutuşmakla, sarılmakla, başkasının giysisini giymekle, aynı evi paylaşmakla, ortak tuvalet kullanımıyla, kucaklamayla, terleme ile BULAŞMAZ. HIV kan ve cinsel yolla bulaşır.

Lütfen korunun ve 6 ayda bir herhangi bir sağlık kuruluşunda ücretsiz olarak test yaptırın. Bu testi yaptırırken ifşa olurum korkusu yaşayanların sayısı hayli fazla ama onları rahatlatmak için şunu söyleyebilirim. Hastanenin Sağlık Bakanlığı’na verdiği raporlarda isim-soyisim baş harfleri, doğum yılı ve cinsiyet belirtilerek bu istatistikler toplanıyor. Korkmanıza gerek yok.

Ön yargılar daima kırıcıdır. Lütfen birilerine bir şeyleri söylerken karşınızdakini de kırabileceğinizi düşünüp, öyle söyleyin. Zira herkes güçlü olamayabiliyor. Hayata pozitif bakabilmeniz dileğiyle…


Etiketler: insan hakları, sağlık
İstihdam