05/08/2024 | Yazar: Kaos GL
“Trans ve interseks kadınların kategorik veya genel olarak (sadece trans veya interseks kategorilerine ayrılmaları da dahil olmak üzere) spordan dışlanması, ayrımcılığa uğramadan yaşama haklarının karine olarak ihlalidir; aynı zamanda özel hayatın gizliliği haklarının da karine olarak ihlalidir.”
2024 Paris Olimpiyat Oyunları’yla birlikte sporda LGBTİ+’lara yönelik ayrımcılık yeniden gündeme geldi. Paris’te düzenlenen Olimpiyatlar’da İtalyan boksör Angela Carini’nin, Cezayirli rakibi Imane Khelif ile müsabakası sırasında 46. saniyede maçtan çekilmesiyle başlayan tartışmalarda, Khelif; sosyal medya üzerinden trans kadın olduğu iddiasıyla hedef gösterildi ve olimpiyatlardan diskalifiye edilmesi talep edildi.
Peki, Birleşmiş Milletler sporda LGBTİ+'lara yönelik ayrımcılığa dair ne diyor? Kaos GL Derneği’nin Türkçeleştirdiği BM’nin politika tutumundan satır başlarını derledik.
Birleşmiş Milletler’in (BM) geçtiğimiz yıl yayınlanan “Birleşmiş Milletler Özel Prosedürleri Yetki Sahiplerinin Cinsel Yönelim, Cinsiyet Kimliği ve Cinsiyet Özelliklerine Dayalı Ayrımcılık Olmaksızın Sporda İnsan Haklarının Korunmasına İlişkin Politika Tutumu” başlıklı belgesinde “kadınları spor alanında koruma kisvesi altında trans ve interseks kadınları hedef almaktan vazgeçilmesi ve uluslararası insan hakları hukuku ve standartlarına uygun çözümler için birlikte çalışılması” gerektiği vurgulanıyor.
Bununla beraber söz konusu politika tutumunda; trans ve interseks kadınların spordan dışlanmasının ayrımcılığa uğramadan yaşama haklarının ve özel hayatın gizliliği haklarının ihlali olduğu ifadeleri de yer alıyor:
“Trans ve interseks kadınların kategorik veya genel olarak (sadece trans veya interseks kategorilerine ayrılmaları da dahil olmak üzere) spordan dışlanması, ayrımcılığa uğramadan yaşama haklarının karine olarak ihlalidir; aynı zamanda özel hayatın gizliliği haklarının da karine olarak ihlalidir. Özellikle, sadece farz edilen kas gücüne odaklandığını, bazı sporcuların diğerlerinden daha iyi performans göstermesini sağlayan daha geniş yelpazedeki diğer faktörleri göz ardı ettiğini ve bir kadın sporcunun performansı ve vücut tipine ilişkin basmakalıp kavramlara dayandığını belirtiriz. Bu tür tedbirlerin tüm kadın sporcular üzerinde yaratacağı cinsiyetçi bir detaylı inceleme ve şüpheye dikkat çekiyoruz. Devletlere ve diğer paydaşlara, Devletlerin uluslararası insan hakları hukuku kapsamında, toplumsal cinsiyet kalıplarıyla mücadele etme ve cinsiyet özelliklerinde varyasyonlar olanlar da dahil olmak üzere kadın sporcuların insan onuru, eşitlik, özerklik ve kişinin fiziksel ve psikolojik bütünlüğü ilkelerini ihlal eden tıbbi muayenelere ve müdahalelere maruz kalmalarını önleme yükümlülükleri bulunduğunu hatırlatırız.”
Politika tutumunda; spor alanında LGBTİ+’lara yönelik ayrımcılığın internette ve sosyal medyada da yaygınlaştığına dikkat çekiliyor:
“Bu tür dışlamaların hedefi genellikle lezbiyen, gey, biseksüel, trans ve çeşitli cinsiyetlerden bireyler (LGBT) veya interseks olan kişilerle bu kimliklere veya topluluklara ait olduğu düşünülen kişilerdir. Dışlama, androjen bireyler de dâhil olmak üzere, toplumsal cinsiyet kalıplarına uymadığı düşünülen kişilere kadar uzanmaktadır. Saldırgan söylem sıklıkla bu kimliklere karşı önyargıyı ırk, ulusal köken ve/veya din gibi diğer kimliklerle birleştirmektedir.”
Uluslararası Olimpiyat Komitesi’nin 2021 tarihli çerçevesi ne diyor?
Söz konusu politika tutumunda; 2021 yılında Uluslararası Olimpiyat Komitesi’nin Cinsiyet Kimliği ve Cinsiyet Varyasyonları Temelinde Adalet, Kapsayıcılık ve Ayrımcılık Yapmama konusunda hazırlanan çerçeveye de atıfta bulunuyor:
“Çerçeve, temel ilkeleri arasında, diğerlerinin yanı sıra, cinsiyet farklılıkları, fiziksel görünüm ve/veya transseksüel statüsüne dayalı bir avantaj varsayımı olmaması gerektiğini vurgulamaktadır. Çerçevenin vurguladığı diğer temel ilkeler ise kapsayıcılık, zararın önlenmesi, ayrımcılık yapmama, adalet, bilimsel kanıtlara dayalı yaklaşım, sağlığın önceliği ve bedensel özerklik, paydaş merkezli yaklaşım ve özel hayatın gizliliğidir.”
Politika tutumda; trans ve interseks kadınların spordan dışlanması için erkek-kadın kategorizasyonlarının endişeyle izlendiği belirtiliyor. Politika tutumunda trans ve interseks kadınları hedef alan söylemlerin son zamanlarda yoğunlaştığı vurgulanarak, bu tartışmaların trans ve interseks kadınların spordan dışlanmasıyla sonuçlandığı ifade ediliyor:
“Bu tartışma yeni olmamakla ve sporda onlarca yıldır süregelen toplumsal cinsiyet kalıp yargılarını ve toplumsal cinsiyet normlarının denetlenmesini yansıtmakla birlikte, tartışmanın son zamanlarda yoğunlaşması, Devlet kurumları, spor kuruluşları ve ticari işletmeler tarafından, trans ve interseks kadın ve kız çocuklarının kadın sporlarından kategorik veya genel olarak dışlanmasını ve keyfi kısıtlamalar getirilmesini öngören kısıtlayıcı yasal tedbirlerin ve politikaların geliştirilmesine yol açmıştır.”
BM’den sporda LGBTİ+’lara yönelik ayrımcılığı önlemek için öneriler
Politika tutumunda yer alan öneriler ise şöyle:
- Devletler, spor ve spor oyunları da dahil olmak üzere tüm kültürel faaliyetlerde ayrımcılıkla mücadele etmeli; spor alanında tüm sporculara, özellikle de tüm çeşitlilikleriyle kadınlara ve kız çocuklarına, lezbiyen, gey, biseksüel, trans ve çeşitli cinsiyetlerden bireylere ve interseks bireylere eşit muamele edilmesine yönelik yasal düzenlemeler yapmalı ve bunları uygulamalı.
- Devletler ve uluslararası spor federasyonları, insan hakları norm ve standartlarına uygunluğun tesis edilmesi için kadın kategorisi ve kadın sporlarıyla ilgili interseks ve translarla ilgili kuralları gözden geçirmeli.
- Trans ve interseks bireylerin haklarını savunan kuruluşlarla, trans ve interseks sporcuların kendileriyle, kadın-erkek spor kategorilerine dâhil edilmeleri konusunda tartışmalar yürütülmeli ve bu kararların sadece trans ve interseks sporcular için değil, aynı zamanda toplumun geneli için sonuçlarının değerlendirilmeli.
- Kadınları spor alanında koruma kisvesi altında trans ve interseks kadınları hedef almaktan vazgeçilmeli ve uluslararası insan hakları hukuku ve standartlarına uygun çözümler için birlikte çalışılmalı.
- LGBT ve interseks bireylerin insan hakları da dâhil olmak üzere ve Birleşmiş Milletler İş Dünyası ve İnsan Hakları Rehber İlkeleri'nde belirtildiği üzere, insan hakları konusunda gerekli özenin gösterilmesinin spor etkinliklerine yönelik tüm ihale süreçlerine açıkça dâhil edilmesi sağlanmalı.
- Elit düzeydeki spor kuruluşlarını, kararlarının sadece LGBT ve interseks sporcular üzerindeki etkilerini değil, aynı zamanda bu kararların tüm LGBT ve interseks bireyler, genel toplumsal algılar ve kapsayıcı spor ideali üzerindeki etkilerini de dikkate almalı. Spor, damgalama ve ayrımcılığı pekiştirmek için kötüye kullanılmamalıdır.
- Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi'nin sporun insanları tüm çeşitlilikleriyle bir araya getirme konusunda olağanüstü bir potansiyele sahip olduğunu ve en iyi haliyle "insanların saygı, çeşitlilik, hoşgörü ve adalet değerleri konusunda eğitilmesine katkıda bulunan evrensel bir dil ve her türlü ayrımcılıkla mücadele ve herkes için toplumsal kapsayıcılığı teşvik aracı" olarak ifade edilebileceğini vurguladığını hatırlatırız. Sporun ve spor oyunlarının, algıları, önyargıları ve davranışları değiştirme gücüne sahip olduğuna inanıyoruz ve tüm çeşitlilikleriyle kadınları ve kız çocuklarını, LGBT ve interseks bireyleri kapsayan spor idealinin bu övgüye değer amacı önemli ölçüde destekleyeceğinden eminiz.
Belgenin orjinaline ulaşmak için tıklayın.
Tıklayın-BM’nin sporda LGBTİ+’lara ayrımcılıkla ilgili politika tutumu artık Türkçe
Etiketler: insan hakları, spor, dünyadan