11/06/2024 | Yazar: Kaos GL

Ankara Gökkuşağı Aileleri Derneği (GALADER), bugün İHD Ankara Şube’de LGBTİ+’lara yönelik nefret söylemine ve hedef göstermelere karşı basın açıklaması yaptı.

“Biz LGBTİ+ aileleri evlatlarımızın temel hak ve özgürlüklerinin kabul edilmesini istiyoruz” Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Yapılan basın açıklamasında Eskişehir Onur Yürüyüşü’nde LGBTİ+’lara yönelik polis saldırısı kınandı.  Onur Ayı’nın gelmesiyle birlikte LGBTİ+’lara yönelik nefret söylemlerinin ve şiddet eylemlerinin arttığı vurgulandı.

Basın açıklamasının tamamı şöyle:

“LGBTİ+’ların özgür ve onurlu bir yaşam isteklerinin ifadesi olan Onur Ayı’nın içinde bulunuyoruz. Öncelikle LGBTİ+ ebeveynler olarak çocuklarımızın Onur Ayı’nı kutlar, özgür ve onurlu yaşam mücadelelerinde her zaman yanlarında olduğumuzu bir kez daha vurgulamak isteriz.

Onur Ayı’nın gelmesiyle birlikte LGBTİ+’lara yönelik nefret söylemlerinde ve şiddet eylemlerinde de artış yaşanıyor.  Daha geçtiğimiz günlerde Eskişehir’de anayasal haklarını kullanarak Onur Yürüyüşü yapmak isteyen evlatlarımız polis şiddetine maruz kaldı ve çok sayıda LGBTİ+ gözaltına alındı. Bu şiddet eylemini de kınıyor ve bir daha tekrarlanmamasını diliyoruz.

Dün de adını buradan anmayı zûl addettiğimiz bir dernek, Ankara’da yaptığı basın açıklamasında LGBTİ+ varoluşunu emperyalizmin maşası olmakla itham ederek, hükümete LGBTİ+ eylemlerine karşı yasa çıkarılması çağrısında bulundu.

Bu ve benzeri nefret söylemlerini son yıllarda devletin en yetkili ağızlarından duyuyoruz. Evlatlarımız nelerle itham edilmedi ki? Dış güçlerin maşası olmakla, cinsiyetsizlik denilen ne idüğü belirsiz şeyin propagandasını yaparak aileyi kurumuna zarar vermekle, COVID pandemisi döneminde bu ve başka hastalıkların yayıcısı olmakla, toplumu çürütmekle ve başka pek çok suçlamayla karşı karşıya bırakıldılar.

Her şeyden önce, LGBTİ+’ların tarihin en eski dönemlerinden beri her toplumda ve her kültürde var olduğunu bir kez daha hatırlatmak isteriz. LGBTİ+’lar binlerce yıldır toplumun bir parçası olmuş ve bu günlere gelmişlerdir. İddia edildiği gibi LGBTİ+ varoluşu aile kurumunu ortadan kaldırarak toplumu yok etme potansiyeline sahip olsaydı, bunun çoktan gerçekleşmiş olması gerekmez miydi?

Evlatlarımızı emperyalizmin maşası olmakla itham edenler, ABD ve AB de dahil olmak üzere, dünyanın pek çok ülkesinde güçlü bir LGBTİ+ hareketinin bulunduğunu bilmiyorlar mı? LGBTİ+ varoluşu toplumu “çürütmek” için emperyalist ülkeler tarafından dizayn edilen bir proje diyenler, bu ülkelerin bu projeyi kendilerine zarar vermek için mi geliştirdiğini sanıyorlar?

Biz bütün bunların toplumsal kutuplaştırmayı derinleştirerek, mevcut ekonomik ve toplumsal krizin pençesinde kıvranan milyonların öfkesini başka yere kanalize etmeye etme çabasının bir parçası olduğunu biliyoruz.  Ayrıca Türk aile yapısı olarak pazarlanan kurumun ikili cinsiyet rejimi temelinde, yani dünyayı sadece cis hetero kadın ve erkeklerden ibaret sayan, cinsiyet kimliği ve cinsel yönelim zenginliğini görmezden gelen, erkeği kadından üstün gören antidemokratik bir içeriğe sahip bir yapı olduğunu da biliyoruz. Böyle bir yapının sağlıklı bir şekilde varlığını sürdürmesi de mümkün değildir ki her gün kocası, babası, abisi, sevgilisi, akrabası bir erkek, ya da mahallenin namus bekçisi tarafından işlenen kadın cinayetleri de bunu açıkça ortaya koyuyor.

İnsan haklarıyla vardır. Biz LGBTİ+ aileleri de evlatlarımızın temel hak ve özgürlüklerinin kabul edilmesini istiyoruz. Toplumun “çürümesinin” önüne mi geçmek istiyorsunuz? O halde evlatlarımızı nefret objesi haine getirmekten, dışlamaktan, ötekileştirmekten vaz geçin. Önemlice bir parçasının temel hak ve özgürlüklerini kullanmaktan mahrum bırakıldığı bir toplumun sağlıklı olması mümkün değildir.

Adını anmayı zûl kabul ettiğimiz dernek, evlatlarımızı İsrail’in Filistin’e karşı yürüttüğü soykırımla bile birlikte anmış. Bu da toplumun en hassas noktasına temas etmek için kullanılan büyük bir yalan. Evet, bizim evlatlarımız Filistin’de, Gazze’de yaşananlarla ilişkilidir, ama bu anlamda değil. Bugün evlatlarımız üzerinde kurmaya çalıştığınız tahakkümü, biz Gazze’den tanıyoruz. Gazze’de nasıl Filistinli varoluşu yok sayılıyorsa, Türkiye’de de LGBTİ+ varlığı bir bütün olarak yok sayılmaya çalışılıyor. Şu an Gazze’de ağır bir soykırım yaşanıyor, bunun Türkiye’de LGBTİ+’lara da uygulanmasına biz aileler izin vermeyeceğiz.

Bu, sadece bizim başaracağımız bir görev değil. İnsan haklarına, temel hak ve özgürlüklere inanan, daha güzel bir dünyada yaşamak için LGBTİ+’ların eşit, özgür ve onurlu insanlar olarak yaşaması gerektiğine inanan herkesi evlatlarımızın mücadelesine destek olmaya çağırıyoruz.

Bu basın açıklamasını İHD Ankara Şube’de yapıyoruz. Bir süre önce bünyesinde bir LGBTİ+ Hakları Komisyonu da kuran İnsan Hakları Derneğine, evlatlarımızın mücadelesine verdiği destek için de ayrıca teşekkür ederiz.

Onur Ayı hepimize kutlu olsun. Eşit, özgür ve onurlu insanlar olarak kutlayabileceğimiz nice onur aylarına…”


Etiketler: insan hakları, nefret suçları, aile, onur yürüyüşü
İstihdam