20/11/2021 | Yazar: Gözde Demirbilek

Pembe Hayat, 20 Kasım’da eşitlenme talebini yineledi: “Bizlerin kimsenin merhametine ihtiyacımız yok, kimsenin onayını aramıyoruz. Adelet istiyoruz.”

“Bizler eşitlenmek istiyoruz, bizlerle eşitlenilmesini istiyoruz” Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Fotoğraf: Asya Leman

Bugün 20 Kasım Nefret Suçu Mağduru Transları Anma Günü.

Pembe Hayat LGBTİ+ Dayanışma Derneği, 20 Kasım etkinliklerini basın açıklamasına gelen LGBTİ+ aktivistlerle sohbetle açtı. Geldiği şehirlerden deneyimlerini paylaşan LGBTİ+ özneler, ortak sorun ve dayanışma taleplerini paylaştı.

“Eşit değiliz, translarla eşitleneceksiniz!”

Derneğin 20 Kasım basın metnini Efruz Kaya okudu:

“Bugün 20 Kasım nefret suçu mağduru transları anma günü vesilesiyle bir araya toplandık. 1998 yılında ABD’de katledilen siyahi trans kadın Rita Hester’ın anısına tüm dünyada trans hareketin aramızdan koparılan tüm translar adına sahiplendikleri gün bugün.

Rita Hester’ın öldürülmesinin üzerinden 23 sene geçti. Maalesef Rita ne ilk ne de sondu. Rita’dan 10 sene sonra Dilek İnce öldürüldü. Dilek İnce’nin katledilişinin üzerinden de 13 sene geçti. Maalesef Dilek de ilk değildi ve son da olmadı.

Kayıtlara faili meçhul geçti Dilek’in cinayeti. Failler hakkında en ufak bir soruşturma dahi yürütülmedi. Failleri 13 senedir aramızda dolaşıyor. Geçen 13 senede acımız hiç dinmedi, adalet talebimiz bitmedi.

Bir an olsun Dilek’i unutmadık, unutturmadık. Adına törenler düzenledik, dayanışma ağları kurduk, miras bıraktığı mücadelesini devraldık, sürdürüyoruz.

Bir an olsun trenlere doldurulup damgalanan ve İstanbul’dan sürülen LGBTİ+’ları unutmadık, Ülker sokakta yaşanan ranta dayalı devlet, çete işbirlikli saldırıları unutmadık, Eryaman’da rant uğruna yine devlet ve çete işbirliği ile yerinden edilen transları unutmadık. Unutmadık, geçmişe olan saplantımızdan değil unutmadık çünkü adalet istiyoruz.

bizler-esitlenmek-istiyoruz-bizlerle-esitlenilmesini-istiyoruz-1

Fotoğraf: Asya Leman

İstiyorlar ki Ülker sokakta yaşananları unutalım, bunları münferit birer tatsızlık olarak görelim. İstiyorlar ki Esat’ta, Eryaman’da yaşananları unutalım, davanın peşini bırakalım, bunları münferit tatsızlıklar olarak görelim.  Böylece bugünlerde Bayram sokakta yaşananların sistematik  bir saldırının parçası olduğunu görmeyelim.

Bizler biliyoruz ki Ülker Sokak’ta transların evlerinin kapıları söküp transları sürgün eden devlet ile 500 yıldır Sulukule’de yaşayan Roman’ların mahallelerini kentsel dönüşüm bahaneleri yıkıp kimliksizleştiren, Roman’ları şehrin dışlarına süren, yüzlerce yıldır yaşadıkları mahallelerini onlara yaşanmaz kılan devlet aynı devlet. Onlarca yıldır süren barış taleplerine karşılık uyguladığı savaş politikaları ile Sur’da, Afrin’de kentlerin yıkılmasına ve onca acıya sebep olan devlet ile Eryaman’da yaşanan yağmaya, talana göz yuman, yaşananların üstünü örten tıpkı Ülker sokaktaki gibi transları yerinden eden geçen yıllarda onlarcasının bu sebeple ölmesine sebep olan devlet aynı devlet. Maşalar farklı, bahaneler, coğrafyalar farklı, bu sebeple zenginleşenler belki farklı ama hikâye bir yerde hep aynı.  Rant, yalan ve talan.

“LGBTİ+ diye bir şey yoktur” diyorlar, trans çocukların LGBTİ+ çocukların varlığını inkar ediyorlar. Fetvalar veriyorlar “LGBTİ+’lar hastalıkların sebebidir” diyorlar halka yalan söylüyorlar, halkı kin ve nefrete teşvik ediyorlar, alenice suç işliyorlar. Ama bazen de “LGBTİ+’ların da insan olarak haklarını savunacağız, Allah’ın yarattığı LGBTİ+’lara saygı duyarız” diyorlar merhametle ve üzülerek kabul ettikleri performansını sergiliyorlar. Bir kez daha yalan söylüyorlar.

Bizlerin kimsenin merhametine ihtiyacımız yok, kimsenin onayını aramıyoruz. Bizler eşitlenmek istiyoruz, bizlerle eşitlenilmesini istiyoruz. Adelet istiyoruz, böylece vicdanların rahatlatılmasını ve yaşanan şiddetlerin, ayrımcılığın son bulmasını. Güven içerisinde yaşamak, insani şartlarda barınabilecek alanlar, kendimizi gerçekleştirebileceğimiz iş kollarında istihdam edilmek, eğitime devam edebilmek, bedenlerimizle ilgili konularda bedenlerimizin birilerinin ağzına sakız olmaması, kamusal alanlarda görünür olabilmek insanca yaşam talep ediyoruz.

20 Kasım Nefret Suçu Mağduru Transları Anma günü ve 25 Kasım Kadına yönelik şiddetle uluslar arası mücadele günü vesilesiyle, bir kez daha tüm aramızdan koparılan transları ve cis kadınları anıyoruz. Herkesi adalet arayışının bir parçası olmaya, Dilek’in mücadelesini devralmaya 14 Aralık saat 15.15’te görülecek Esat Eryaman davasının takipçisi olmaya çağırıyoruz.

Eşit değiliz, Translarla eşitleneceksiniz!”

Pembe Hayat’ı buradan takip edebilirsiniz.


Etiketler: insan hakları
İstihdam