30/01/2013 | Yazar: Kaos GL

‘Boğaziçi’ne girersem yoldan çıkarım’ düşüncesiyle İTÜ’yü tercih ettiğini söyleyen Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’a öğrencilerden cevap geldi

Boğaziçi’nden Öğrenciler: Tren Bir Kez ‘Yoldan Çıktı’ Sayın Bakanım! Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, “Boğaziçi’ne girersem yoldan çıkarım” düşüncesiyle İTÜ’yü tercih ettiğini söylemişti.
 
Boğaziçi’nden Öğrenciler, “Yıldırım’ın neden bu konuda “haklı” olduğunu gösteren bir açıklama” yaptılar.
 
“Affedersiniz Sayın Bakanımız, eşcinsel arkadaşlarımız bile var”
 
“Öncelikle, Sayın Yıldırım’ın “yoldan çıkarım” tabiriyle işaret ettiği mesele, bizim Boğaziçi Güney Meydanı’nda gördüğü, öğrencilerin kadınlı erkekli oturup muhabbet etmesi üzerine dönüyor. Evet, gerçekten de o çimenli meydanda biz öğrenciler oturup muhabbet ederiz; bazen havadan sudan, bazen memleket meselelerinden, bazen filmler izleriz, bazen konser dinleriz, kadınlı erkekli. Hatta affedersiniz, eşcinsel arkadaşlarımız bile vardır. Ve yıllardır da bunu yapmaya devam ederiz. Sanmayın, bunu bir “çağdaşlık” ya da modernlik olarak savunduğumuzu. Otoriter muhafazakârlığa, kendi seçimimiz dışında bize dayatılana karşı çıktığımız içindir. Yani, her gün bunun mücadelesini veriyoruz aslında. Fiilen, bunu yaparak. Bizden önce gelenlerin bize bıraktığı bir özgürlük gibi, ama gerektiğinde bunun için saldırıya da uğradığımız, şiddet gördüğümüz de olmuştur, oluyor.” 
 
“Kadınların, eşcinsellerin kararlarını bırakın, varlıklarını hiçe saydınız”
 
“Otoriter muhafazakârlık rejimine, Boğaziçi’nin Avrupai ya da Amerikanvari liberal geleneğini korumak için karşı çıkmıyoruz, hayır. Lütfen böyle düşünmeyin. Dedik ya, bunun mücadelesini, hangi şekilde karşımıza çıkarsa, ona göre veriyoruz. Bugün, Sayın Yıldırım, kadınlarla erkeklerin nasıl ilişki kuracağına dair bir açıklama yapıyor aslında, bunu biliyoruz. Bu açıdan, ne Boğaziçili olmayı, ne de çağdaşlığı değil; sadece, ama sadece kendimizi savunuyoruz. Dün “eşcinsellik hastalıktır” diyerek homofobiyi körüklediniz. Sonra, “kürtaj cinayettir” dediniz, kadın bedeni üzerinde tahakkümünüzü güçlendirmek istediniz. Kadınların, eşcinsellerin kararlarını bırakın varlıklarını hiçe saydınız. Bugün, şimdi, yine kamusal bir ilişki tarzına saldırıyorsunuz. “Yoldan çıkarır” diyorsunuz. Hayır, bunu Boğaziçi’nden öğrenciler olarak değil, yalnızca kendimiz olduğumuz için söylüyoruz. Dedik ya, otoriter muhafazakârlığınız, yaşamlarımıza, yaşam alanlarımıza saldırdığı her anda mücadeleye devam edeceğiz.”
 
“Mesele, Müslümanlık’la değil, sizin otoriterliğinizle, baskı politikalarınızla ilgili”
 
“Ki, Boğaziçi’nde gerçekten “yoldan çıkaran” bir şeyler görebilirsiniz Sayın Yıldırım; görüyorsunuz da. Mesela, Boğaziçi’nde muhafazakâr öğrencilerle Kürt öğrenciler, birlikte açlık grevcilerine destek eylemi yapıyor. Burada, erkek arkadaşlarımız sembolik başörtüsü takarak sizin kaldırmaya cesaret edemediğiniz “başörtüsü yasağı”nı fiilen kaldırıyor. Burada birçok akademisyen, başörtülü öğrencilerin üniversiteye rahatça girebilmeleri için mücadele ediyor. Yani mesele, Müslümanlık’la, ya da herhangi bir dinle ilgili değil. Mesele, sizin otoriterliğinizle, baskı politikalarınızla ilgili.”
 
“Sayın Bakanımız siz önce yoldan çıkardığınız trenin hesabını verin” 
 
“Kaldı ki, dedik ya, Boğaziçi’nde gerçekten “yoldan çıkaran” bazı öğrenciler var, ki sizin yolunuzu yol olarak görmüyor, ki siz zamanın “ulaştırma bakanı”, Pamukova Tren Kazasının hesabını verememişken; siz memleketin ulaşım sorunun çözememiş, her yıl trafik kazalarındaki ölümleri engelleyememişken; siz bunlara rağmen istifa etmemiş ve görevinize devam ediyorken, hangi hakla bizim kendi bedenimiz ve kararlarımız üzerine konuşabiliyorsunuz? Boğaziçi’nde ve herhangi başka bir yerde, “yoldan çıkaran” öğrenciler, işte tam da bunu söyleme çalışıyor.”
 
“O çimlerde konuşulan memleket meseleleridir” 
 
“Çünkü, yoldan çıkaran öğrenciler, gerçekten barışa, adalete, sevgiye, aşka dair bir şeyler söylemeye çalışıyor. Memleketin meseleleri nasıl çözülür, insanlar nasıl daha mutlu, özgür ve adil bir şekilde yaşar, bunu konuşuyorlar. Evet, o çimlerde bunlar konuşuluyor ve herkes kendi istediği şekilde konuşuyor. Sizin tahammülsüzlüğünüz, sizin tahakkümünüz işte tam da bu ikisine.”
“Biliyoruz, İTÜ’de işler sizin istediğiniz gibi gidiyor”
 
“Ve biliyoruz: İTÜ’de işler sizin istediğiniz gibi gidiyor. Asistan arkadaşlarımız 50d ile işten çıkarılıyor; kantinler özelleşiyor, yurtlarda binlerce sorun. İTÜ öğrencilerini müşteri olarak gören, İTÜ’yü ticarethaneye çeviren gelişmeler, sizin döneminizde hız kazandı. “Üniversite ile ticarethaneyi” siz karıştırdınız birbirine. Yeni YÖK Yasa Tasarısı’nın ilk denemelerini, asistan arkadaşlarımız üzerinde yapıyorsunuz. Ve sanki bir marifetmiş gibi, kendi geçmiş tercihiniz üzerinden, iki kamu üniversitesini karşılaştırıyorsunuz.”
 
“Tren bir kez daha “yoldan çıktı” Sayın Bakanımız”
 
Boğaziçi’nden Öğrenciler imzalı açıklama şöyle sona eriyor: “Sizin bu açıklamanızın zamanlaması, manası ve muhtevası budur. Ve Boğaziçi ve başka yerlerde ve İTÜ’de, sizin istediğiniz üniversite modeline, sizin istediğiniz toplumsal cinsiyet rollerine, sizin istediğiniz öğrenciliğe karşı gelen; sizin otoriter muhafazakârlığınıza direnen öğrenciler, arkadaşlarımız var. Ve biz, ve arkadaşlarımız, kendi yaşamlarımız için mücadele etmeye, direnmeye devam edeceğiz.”
 
“Tren bir kez daha “yoldan çıktı” sayın bakanımız. Bu vebali daha ne kadar üstleneceksiniz?”

Etiketler: insan hakları, eğitim
İstihdam