23/01/2012 | Yazar: Kaos GL

Durum biraz karışık... Biri eşcinsel, diğeri hem transseksüel hem eşcinsel. İki damat olarak nikah masasına oturmaları mümkün ama 6 aydır sağlık raporu alamadılar.

Bu Nikah AİHM’de Kıyılır! Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Durum biraz karışık... Biri eşcinsel, diğeri hem transseksüel hem eşcinsel. İki damat olarak nikah masasına oturmaları mümkün ama 6 aydır sağlık raporu alamadılar

Barış Sulu bir erkek eşcinsel. Aras Güngör ise kadın bedeninde doğmuş ama kendini erkek hissedip yıllardır öyle yaşayan bir transseksüel, aynı zamanda da eşcinsel. Biri mavi, diğeri pembe kimliğe sahip, birbirlerini seven bu iki insan altı ay önce çıktıkları evlilik yolunda, kadın doğum servisine bile gittiler ama hâlâ gerekli sağlık raporunu alamadılar. Şimdi bu meseleyi, hukuka havale etmeye, gerekirse AİHM’e (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi) gitmeye hazırlanıyorlar.

Üç yıl önce tanışan, bir buçuk yıldır birlikte olan çiftten Barış Sulu evlilik kararı alma nedenlerini “Devlet, heteroseksüellere evlenme hakkı tanıyor. Ama yıllarca birlikte yaşayan, eşcinseller evlenemiyor, birbirinin mirasından yararlanamıyor, öldürüldüğünde davacı olamıyor, cezaevinde görüşe gidemiyor. Biz de bu ayrımcılığı gündeme taşımak için bu yola başvurduk” diye anlatıyor.
 
 

Nikâh memuru şaşırır

LGBT (lezbiyen, gey, biseksüel, trans) haber sitesi Kaos GL’de çalışan Barış ile Pembe Hayat LGBT Derneği’nde çalışan Aras, ilk evlilik müracaatlarını geçen yıl ağustos ayında yapmış. Devletin kayıtlarına göre kadın ve erkek oldukları için evlenebileceklerini düşünen, “sorun çıkarsa iki damat olarak nikâh masasına oturunca çıkar, belki bizi görünce nikâh memurunun kafası karışır” diyen çiftin sıkıntısı daha ilk günden sağlık raporu almak için gittikleri Çankaya AÇSAP (Ana Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması) Merkezi’nde başlamış. Barış süreci şöyle anlatıyor: “Akdeniz anemisi testini yaptırmak için gittik. Ama sağlık ocağında bizim kimliklerimizin doğru olduğuna inanmadılar. Akdeniz anemisi dışında HIV, Hepatit B gibi altı kan testi istediler. Sonra da Numune Hastanesi’ne gönderdiler. Hastanede psikiyatri bölümüne gittik. Aras kadın doğum bölümüne gitti. Sonuçta hastaneden ‘evlenmelerine engel yoktur’ raporunu aldık.”

Ancak AÇSAP merkezindeki doktor, üç ay süren mücadele sonucunda alınan bu rapora karşın eşcinsel çifte evlilik için gerekli ‘olur’ kağıdını vermedi; Sağlık Bakanlığı’na konuyla ilgili yazı yazıldığını cevap beklendiğini söyledi. Barış ve Aras bir süre bekledikten sonra bu kez avukatlarıyla birlikte doğrudan Çankaya nikâh memurluğuna gittiler. Orada ‘sağlık ocağı belgesi eksik’ denilince, bununla ilgili yazılı beyan aldılar. Barış “Avukatlarımıza vekalet verdik. Dava açacağız. Üstelik, sağlık ocağından Sağlık Bakanlığı’na bizim kimlik numaralarımızla birlikte, eşcinsel ve transseksüel olduğumuz yazılmış. Bu özel hayatın ifşası. Bununla ilgili, raporun geciktirilmesiyle ilgili, yaşadığımız ayrımcılıkla ilgili dava açacağız. Gerekirse bunu AİHM’E taşıyacağız” diyor.

 

 

Cinsiyete değil kişiye aşık olursun

Türkiye’de hiç kimsenin evlenirken hastaneye gidip penisini, vajinasını göstermek zorunda bırakılmadığını, bunu yapmalarına rağmen kendilerine rapor verilmediğini söyleyen Barış, sevgilisi Aras’la ilgili “Bir kadınla evlilik için başvursa bu sefer de ‘İki pembe kimlik evlenemez’ diyecekler. Aras bu durumda ne bir kadınla ne de erkekle evlenebiliyor” dedi.

Evlilik işlemleri sırasında sürekli kendini anlatmak zorunda kaldığını söyleyen Aras ise ‘Madem bir erkekle birlikte olacaktın neden trans oldun?’ diye soranlara şu cevabı veriyor: “Sonradan olunan birşey değildir translık, ben bir transseksüel olarak doğdum. Hiçkimse aşık olacağı kişinin cinsiyetini öngöremez, böyle bir deneyim beni de ilk başta şaşırtmıştı ancak cinsiyetlere değil kişilere aşık olursun, en azından benim için böyleydi. Karşımdaki insanı da -Barış’ı yani- bir erkek olarak görmedim.”

Çift, bu süreci tamamına erdirebilirse iki damat olarak büyük bir düğün yapmayı planladıklarını ancak sonrasında kendi özgür alanlarını korumak için ayrı evlerde yaşamaya devam edeceklerini söylüyor. (Tuğba Tekerek/Taraf)

 

 
 

Etiketler: insan hakları, aile
İstihdam