12/06/2025 | Yazar: Kaos GL
“Hayatta kalmak değil, onurla yaşamak istiyoruz. Biz bu yaşamda ısrarcıyız.”

Bursa Kadın Platformu, trans kadın Kayra'nın intihar etmesiyle ilgili basın açıklaması yaptı. Dün (11 Haziran) Fomara Meydanı’nda bir araya gelen hak savunucuları, “Trans intiharları politiktir” dedi.
“Biz bu yaşamda ısrarcıyız” pankartı açılan eylemde “Bedenime, hakkıma, kararıma karışma", "Trans intiharları politiktir", "Katledilen translar isyanımızdır" sloganları atıldı.
Bursaport’un haberine göre açıklamada şöyle denildi:
“Sistemin, kurumların, ailelerin, toplumun eliyle işlenmiş, adı koyulmayan bir cinayet. Giderek sıradanlaştıran LGBTİ+ ve kadın intiharlarının politik olduğunu biliyoruz. Çünkü bugünlere bir anda gelinmedi. Nefret yasalarıyla, baskıcı politikalarla, adım adım ve göz göre göre evlerimize hapsedilmeye çalışıldık. İstanbul Sözleşmesinin feshi, 2015'ten itibaren onur yürüyüşlerinin yasaklanması, devlet kurumu olan RTÜK'ün ve TRT'nin Büyük Aile Yürüyüşü denen Lgbti+fobik, nefret içerikli unsurları bizzat yayınladıkları ve 2025'in Aile yılı ilan edilmesiyle bizleri hayattan izole etmek, nefret cinayetlerinin önü açılarak sıradanlaştırmak isteniyor. Ayrımcılık ve Nefret Yasası biz kadınların ve LGBTİ+ların hayatlarını kısıtlayan ve tehdit eden dayatmacı bir yasa olarak kazanılmış haklarımızın karşısına çıkarılıyor.
“Kadınların ve Lgbti+ların bedenleri ve yaşamları üzerinden faşist söylemler üreten gerici anlayışın karşısında bulunduğumuz her alanda isyanımızı yükselteceğiz ve bütün renklerimizle direnmeye devam edeceğiz. Devlet, kadınlara “annelik” dışında bir yaşam tanımıyor. Translar hormon tedavisi almak isterken sağlık sisteminde aşağılanıyor, süreçler bilinçli olarak uzatılıyor ve zorlaştırılıyor. Görünmez kılındığımız hastanelerde, yok sayıldığımız okullarda, tehlikeye açık sokaklarda, medyada aşağılanan ve sosyal medyada hedef gösterilen hep biziz. Bizi yok sayan her yasa, her genelge, her açıklama; Kayra Helin’in de, bizden koparılan tüm arkadaşlarımızın da katilidir.
“Kadınların ve LGBTİ+ların bedenleri ve yaşamları üzerinden faşizan söylemler üreten bu gerici zihniyetin karşısında, bulunduğumuz her alanda isyanımızı büyüteceğiz. Geri çekilmeyeceğiz. Bütün renklerimizle direnmeye devam edeceğiz. Bu cinayetin faili yalnızca bir kişi değil, bu düzenin ta kendisidir. Trans intiharları münferit değil; sistematiktir. Ve biz bu siyasete karşı buradayız. İsyandayız. Yaşamlarımızın kriminalize edilmesini, katillerimizin korunmasını ve iyi hallerle ödüllendirilmelerini, tek seçeneğin seks işçiliği olmasını ve devlet destekli çetelerin bedenlerimizden rant sağlamasını kabul etmiyoruz,etmeyeceğiz.
“Yas tutmakla kalmıyoruz; hayatlarımızı savunuyoruz. Biz kadın hareketi olarak biliyoruz ki: Transfobi, kadın düşmanlığının bir uzantısıdır. Aynı sistem bizi eve hapsederken, transları toplumsal yaşamın dışına itiyor.
“Şimdi sorumluluk zamanı:
• Ailelere diyoruz ki: Çocuklarınızın kimliğini değil, yaşamını seçin. Kayra'nın son sözleri, reddedilmenin bedelini gösterdi.
• Topluma diyoruz ki: Transfobik söylemlerin sessiz izleyicisi olmayın. Marketten okula, işyerinden sokakta her yerde bu nefrete karşı durun.
• Yetkililere diyoruz ki: LGBTİ+ hakları insan hakkıdır. Kayra'nın ölümündeki sorumluluğunuzu kabul edin. Kayra'nın anısını yaşatacağız. Trans kadınların görünürlüğü ve güvenliği için mücadele edeceğiz. Her trans ölümünün hesabını soracağız. Lubunyalara, kadınlara, yaşamda kalmaya çalışan tüm kardeşlerimize sesleniyoruz: Yalnız değilsiniz. Dayanışmamız bu düzeni değiştirecek güçtedir. Kayra Helin’in adını, mücadelesini, öfkesini unutturmayacağız.
Yaşamak istiyoruz. Hayatta kalmak değil, onurla yaşamak istiyoruz. Biz bu yaşamda ısrarcıyız.”
Etiketler: insan hakları, kadın, nefret suçları