13/05/2025 | Yazar: Kaos GL

“Toplumsal cinsiyet eşitliğini hedef alan resmi yazılar, yalnızca bir kavramı değil, insan haklarını, bilimsel gelişimi ve demokratik toplum ilkelerini tehdit etmektedir.”

CEİD’den Aile Bakanlığı’nın LGBTİ+ karşıtı talimatına tepki: “Toplumsal cinsiyet eşitliği bir sapkınlık değil, evrensel bir haktır” Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Fotoğraf: Hale Güzin Kızılaslan / csgorselarsiv.org

Aile ve Toplum Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı genel müdürlüklere ve 81 ilin müdürlüğüne “Toplumsal cinsiyet ve bazı kavramların kullanımı hk." konulu bir yazı göndererek LGBTİ+’ları hedef aldı.

Müdürlük, gönderdiği yazıda; ulusal ve uluslararası kurumlar, sivil toplum kuruluşları ve diğer paydaşlarla birlikte bakanlık birimlerinin yürüteceği çalışmalarda “toplumsal cinsiyet”, “toplumsal cinsiyet kimliği”, “LGBT”, “SOGIESC (sexual orientations/cinsel yönelim, gender identities, gender expressions and sex characteristics)”, “kapsamlı cinsellik eğitimi” gibi kavramlara karşı ortak bir tutum takınılması gerektiğini savundu.

KaosGL.org’un gündeme getirdiği talimata Cinsiyet Eşitliği İzleme Derneği (CEİD) tepki gösterdi. CEİD, açıklamasında “Toplumsal cinsiyet eşitliğini hedef alan resmi yazılar, yalnızca bir kavramı değil, insan haklarını, bilimsel gelişimi ve demokratik toplum ilkelerini tehdit etmektedir. Bu kavramın itibarsızlaştırılmasına karşı çıkıyor; toplumsal cinsiyet eşitliğinin doğruluğu, düzenleyici tanınmasını, eğitimle desteklenmesini ve uygulanmasını savunuyoruz” dedi.

Açıklamanın tamamı şöyle:

“Toplumsal cinsiyet eşitliği, insan hakları, bilim ve demokrasi için gerekliktir”

"Ulusal medyada yer alan, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın 02.05.2025 tarihli “toplumsal cinsiyet ve bazı kavramların kullanımı” hakkındaki resmi yazısı; içeriği itibariyle, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin; ulusal yasa ve uluslararası sözleşmeler bağlamında, ailede ve toplumda eşitliğin sağlanması yükümlülüğüne aykırı olup; yazının içeriği, uluslararası hukuk ve insan haklarına dayalı kazanımlardan ciddi bir geriye gidiş teşkil etmektedir."

“Toplumsal cinsiyet akademik bir kavram, analitik bir araçtır”

"Toplumsal cinsiyet (gender), bireylerin kadın ya da erkek olarak doğmalarının ötesinde, toplumun onlara atfettiği roller, sorumluluklar ve beklentiler bütünüdür. Bu kavram, sosyal bilimler başta olmak üzere hukuk, siyaset bilimi, psikoloji, eğitim, ekonomi gibi birçok alanda analitik bir araç olarak kullanılmaktadır. Bu kavram:
• Doğa değil, toplum ürünü olan normlar sorgulama gücü vardır.
• Toplumun görünmeyen eşitsizliklerini ve ayrımcılıklarını ortaya çıkarma işlevi vardır.
• Eşitliğe dayalı kamu politikalarının tasarlanmasında bilimsel bir referans noktasıdır.

Dolayısıyla toplumsal cinsiyet kavramı herhangi bir ideoloji ne de sapkın bir yönelim olmakla ilişkilendirilemez; insan hakları ve eşitlik üzerine kurulan bilimsel ve evrensel bir kavramdır."

“Toplumsal cinsiyet eşitliği, temel insan hakkıdır”

"Toplumsal cinsiyet eşitliği, bireylerin cinsiyetlerine bağlı olarak ayrımcılığa uğramadan yaşamaları ve tüm haklarından eşit bir şekilde faydalanmalarıdır. Eşitlik ve ayrımcılığa uğramama hakkı, 1948 tarihli İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nden itibaren tüm temel insan hakları belgelerinde yer almakta ve toplumsal cinsiyet de dâhil olmak üzere her türlü ayrımcılığı yasaklayacak biçimde yorumlanmaktadır.

Türkiye’de eşitlik ilkesi, Anayasa’nın 10. maddesiyle güvence altına alınmıştır. Ayrıca Türkiye’nin taraf olduğu Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi (CEDAW), Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS), Uluslararası Çalışma Örgütü sözleşmeleri gibi çok sayıda uluslararası sözleşme ve Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları başta olmak üzere uluslararası politika belgeleri toplumsal cinsiyete dayalı ayrımcılığı da kapsayan bir eşitlik anlayışı temelinde yapılandırılmıştır."

“Toplumsal cinsiyet eşitliğini savunuyoruz!”

"Toplumsal cinsiyet eşitliğini hedef alan resmi yazılar, yalnızca bir kavramı değil, insan haklarını, bilimsel gelişimi ve demokratik toplum ilkelerini tehdit etmektedir. Bu kavramın itibarsızlaştırılmasına karşı çıkıyor; toplumsal cinsiyet eşitliğinin doğruluğu, düzenleyici tanınmasını, eğitimle desteklenmesini ve uygulanmasını savunuyoruz.

Toplumsal cinsiyet eşitliği:
• Bir dayatma değil, toplumsal eşitlik ve kadın hareketinin yarattığı, bilimsel ve hukuki bir kavramdır.
• Bir sapkınlık değil, eşitlik ve evrensel bir haktır.
• Bir dış müdahale değil, Türkiye’nin imzaladığı sözleşmelerin temel bir ilkesidir!"


Etiketler: insan hakları, kadın, aile, siyaset
İstihdam