11/11/2022 | Yazar: Kaos GL

Antep Queer, 13 Kasım’da “Gaziantep Büyük Aile Yürüyüşü” adıyla yapılacak nefret mitingi öncesinde basın metni yayımladı.

“Çocukların geleceğini karartmayı iyi bilirsiniz, bizler de tek tip aile dayatmasına karşı aşkımızla mücadele etmeyi iyi biliriz!” Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Fotoğraf: Antep Queer, İstanbul Sözleşmesi Eylemi, Temmuz 2022

Antep’te LGBTİ+’ların hakları için bir araya gelen Antep Queer, 13 Kasım’da “Gaziantep Büyük Aile Yürüyüşü” başlığı ve “Küresel Çetenin LGBT Dayatmasına Karşı Aileni ve Neslini Koru” çağrısıyla yapılacak mitingin öncesinde bir basın metni yayımladı.

Antep Queer yayımladığı basın metninde LGBTİ+ düşmanı nefret mitingine karşı; yasaları, Anayasa'yı ve Türkiye'nin imzacısı olduğu uluslararası sözleşmeleri hatırlatıyor ve Antep Valisini göreve çağırıyor.

Antep Queer’in basın metni şöyle:

“Tek tip aile dayatmasını aşacağız! Türkiye'li ve Antep'li LGBTİ+'lar olarak eşit ve özgür yaşayacağız.

“Gaziantep Gönüllü Kuruluşları (Gönülkur) çağrısı ile 13 Kasım tarihinde, Yeşil Camii önünde "Küresel LGBT dayatmasına karşı" bir araya geleceğini duyurdu. Antep'in bir kısmını oluşturan biz LGBTİ+'ları nefretle kitlelere hedef göstermek için bir araya gelecek bu kurum ve kuruluşların ne yapmaya çalıştığının farkındayız.

“AKP iktidarının eliyle desteklenen, çeşitli kurum ve kuruluşların esas amacının, LGBTİ+'ları hedef göstererek bir araya gelmek ve örgütlenmek amacı ile organize edildiğini biliyoruz. Yani aile bahane, hedef şahane!

“Her haksız olduğunuzda yaptığınız gibi bu nefret yürüyüşünde de "küresel güçler, milli değerler, LGBT dayatması, bunlar sapıktırlar" yalanlarınızla insanları kandırmaya; kendi çocuklarına saldırmaya ve vahşeti derinleştirmeye çalışıyorsunuz. Ancak tek tip aile dayatmanız ve bütün bu hassasiyetlerinizin nasıl birer yalan olduğunu görüyoruz. Ensar Vakfı ve benzeri birçok dini kurumda neler yaşandığını unutmadık. İnsanları düşmanlaştırarak devlet eliyle işlenen katliamları; Sivas’ı, Maraş'ı, Çorum'u unutmadık. Yabancı düşmanı politikalarla mülteci hamile bir kadına ve çocuğuna tecavüz edilip öldürüldüğünü unutmadık. Kendi çocuklarınıza bedelli askerlik çıkarıp işçilerin çocuklarını rant savaşınızda katlederek "şehitler ölmez" diye timsah gözyaşları döktüğünüzü unutmadık. Okuyabilmek için çalıştığı barda öldürülen genç dostlarımızı, makineye kaptırılan kolları, inşaatlardan düşerek can veren kardeşlerimizi unutmadık. Bizler sırf cinsel yönelimi ve cinsiyet kimliği nedeniyle o çok kutsal aileleriniz ve ‘delikanlı’ erkekliğiniz tarafından katledilen LGBTİ+ çocukları unutmadık, unutturmayacağız!  

“Çocukların geleceğini karartmayı sizler iyi bilirsiniz. Bizler de bu tek tip aile dayatmasına karşı aşkımızla mücadele etmeyi iyi biliriz!

“Kendi "günahlarınızı" örtmek için onurlu ve adil bir yaşam mücadelesi verenleri ahlaksız ve terörist ilan etmek sizin geleneğiz ise tek başımıza dahi kalsak susmamak, durmamak, itaat etmemek de bizim geleneğimiz.

“Vali, toplumun bir kısmını oluşturan LGBTİ+'ları korumakla ve güvenliğini sağlamakla yükümlü”

“Davut Gül Göreve!

“Yasaları, Anayasa'yı ve Türkiye'nin imzacısı olduğu uluslararası sözleşmeleri uygulamaktan ve toplumun bir kısmını oluşturan biz LGBTİ+'ların güveniğini sağlamaktan başka hiçbir varoluş amacı olmayan valiliği göreve davet ediyoruz. Toplumun güvenliğini sağlamak zorundasınız! Eğer bu nefret yürüyüşüne Gaziantep Valisi Davut Gül'den izin çıkarsa ve/veya herhangi bir engellemede bunmaz ise, Davut Gül nefretin ve ayrımcılığın altına bir kez daha imza atmış olacaktır.

“Ve Davut Gül'e bir kez daha hatırlatıyoruz; toplumun bir kısmını oluşturan biz LGBTİ+'ları korumakla ve güvenliğini sağlamakla yükümlüsünüz. Eğer yapamıyorsanız o koltuktan inin!”

Nefrete destekçi yalanı!

13 Kasım günü Antep’te yapılacak nefret yürüyüşü için yapılan çağrıda Tüm Taşıma İşçileri Sendikası’nın (TÜM-TİS) VE Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın (TGS) logoları destekçi kurum olarak izinsiz şekilde kullanıldı.

Afişte logosu olan kurumlardan biri olan Türkiye Gazeteciler Sendikası’ndan Banu Tuna, KaosGL.org’a konuştu: “Biz bu durumu sabah kadın ve LGBTİ+ komisyonu sekretaryasındaki arkadaşlar sayesinde fark ettik. Kan beynime sıçradı tabii. Hemen genel merkezi ve tüm yöneticileri haberdar ettik. Yapılan kesinlikle bilgimiz ve desteğimiz dışında. Kadın ve LGBTİ+ komisyonu olan, toplumsal cinsiyet eğitimleri veren, ILO 190'ı toplu iş sözleşmelerine dahil eden ve İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasını dava eden TGS’nin nefret dolu bu eylemlerin parçası olması mümkün değil. Logomuzun söz konusu duyurulardan çıkarılması için de hemen harekete geçtik.”


Etiketler: insan hakları, nefret suçları, kent hakkı
İstihdam