15/11/2018 | Yazar: Aslı Alpar
Süslenmeyi seven bir oğlan çocuğu Morris’in hikâyesini bizlerle buluşturan Güldünya Yayınları ile görüştük. Güldünya, feminizm sadece bir kuram değil, özgür bir edebiyat için de gerekli, diyor.
Süslenmeyi seven bir oğlan çocuğu Morris’in hikâyesini bizlerle buluşturan Güldünya Yayınları ile görüştük. Güldünya, feminizm sadece bir kuram değil, özgür bir edebiyat için de gerekli, diyor.
Fotoğraf: Güldünya Yayınları kadınları
Güldünya Yayınları Christine Baldacchino’nun, süslenmeyi seven bir oğlan çocuğunun hikâyesini anlatıldığı “Morris Micklewhite ve Turuncu Elbise”yi yayımladı. Morris’i bahane ettik ve 2004 yılında, ağabeyleri tarafından öldürülen Güldünya Tören’den ismini alan Güldünya Yayınları ile görüştük.
Feminist yayınevi Güldünya ile kendi hikâyesini, çocuk kitaplarını ve çalışmalarını konuştuk. Farklı kentlerdeki kadınların kolektif emeği Güldünya Yayınları feminizmi sadece kuramdan ibaret saymıyor, özgürlükçü ve eşitlikçi bir edebiyatı ve özellikle doğudan feminist hareketleri odağına alan bir yayınevi olduğunu hatırlatıyor.
Söyleşiye başlamadan küçük bir müjde; Güldünya Yayınevi toplumsal cinsiyet eşitliğini gözeten, cinsiyeti sorgulayan yeni çocuk kitaplarını yayımlamak üzere.
Pazartesi Dergisi’nde buluşan kadınları Güldünya Tören nasıl birleştirdi?
Güldünya Yayınları’nı 2014 yılında Pazartesi dergisini çıkaran ekibin dâhil olduğu Kadın Kültür ve İletişim Vakfı kurdu. Yayın kolektifinde Pazartesi dergisini çıkaran ekipten kadınlar, vakıftan kadınlar ve benim gibi yayınevi kurulduktan sonra dâhil olan kadınlar var. Yayınevine isim ararken yayınevi kolektifinden arkadaşımız Devrim Gökçek bu adı önerdi. Güldünya Tören 2004 yılında bir akrabası tarafından tecavüz edilerek hamile kaldığı için aile kararı ile ağabeyleri tarafından vuruldu. Ölümden kurtularak kaldığı hastane odasında, polislerin ağabeylerini odasına alması yüzünden öldürüldü. Bu ismi seçtik çünkü Güldünya Tören, kadın hareketinin şiddete karşı mücadelesinde simge isimlerden biri oldu. Devletin, katilleri ailesinden olduğu için korumadığı Güldünya Tören tıpkı Ayşe Paşalı, Nevin, Çilem, Özgecan Aslan gibi kadınların özgürlük mücadelesinin simgesidir.
Güldünya kurulduğu 2014 yılından beri neler yaptı?
Güldünya, öncülleri gibi, feminist teori ve politikanın yanı sıra, kadınların kaleminden özgürlükçü edebiyat, sanat ve toplumsal mücadelede kadının rolü üzerine kitaplar yayınladı. Daha önce kadın hareketinin çok ilgi alanına girmemiş olan Asya ve Afrika’dan deneyimlere, Filistin, Cezayir, Güneydoğu Asya’dan feminist hareket pratiklerine ve edebiyatına yer verdi. Alanında kült kitaplardan başlayarak feminist çocuk yazını çevirileri yaptık, yayınladık. Genç yetişkinlere yönelik romanlar yayınladı.
“Bizleri bir arada tutan şey, hepimizin feminist pratik içinde yer alan kadınlar olmamız”
Yayın kolektifi ayrı kent ve ülkelerde yaşayan kadınlardan oluşuyor. Mesafelere rağmen bir arada tutan ne?
Sadece yayın kolektifimiz değil, çevirmenlerimiz, editörlerimiz, katkıda bulunan pek çok arkadaşımız Türkiye’nin farklı şehirlerinde ve dünyanın farklı ülkelerinde yaşıyor. Sadece benim de dâhil olduğum iki kişilik bir ekip merkezimizin de olduğu İstanbul’da çalışıyoruz. Ayşe Düzkan yayın yöneticimiz. Yayın kolektifi kitapları seçme, değerlendirme aşamasında internet üzerinden bir araya geliyor, temel kararları da birlikte alıyoruz. Bir yayın faaliyeti üzerinden bizleri bir arada tutan şey, hepimizin feminist pratik içinde yer alan kadınlar olmamız ve Güldünya Yayınları’nın feminizmi sadece kuramdan ibaret saymayan, özgürlükçü ve eşitlikçi bir edebiyatı ve özellikle doğudan feminist hareketleri odağına alan bir yayınevi olmasından kaynaklandığını düşünüyorum.
Görsel: “Morris Micklewhite ve Turuncu Elbise” kitabından bir illüstrasyon
Çocuk kitapları da basıyorsunuz. Ufukta yeni çocuk kitapları var mı?
Sassa Brügren’den “Küçük Feministin Kitabı”, “Küçük Okurlar için Demokrasi El Kitabı” ve “Feminizme Devam”, Sheri Radford’dan “Bu Senin Bildiğin Peri Masallarından Değil” ve son olarak Christine Baldacchino’nun “Morris Micklewhite ve Turuncu Elbise” adlı çocuk kitaplarımız çıktı. Önümüzdeki günlerde “Intersteller Cinderella” yı yayınlayacağız. “Interstellar Cinderella” üç-altı yaş grubu için, galaksilerarası bir prensesi anlatıyor. Cesur, yaratıcı, problem çözme odaklı, alet kullanmayı bilen bir prensesin öyküsü bu. Bu ve arkasından yayınlayacağımız “Paperbag Princess“ feminist çocuk edebiyatının kült kitaplarından kabul ediliyor. Robert Munsch'un 80'lerde basılan kült kitabı, prensini ejderhadan kurtaran ama prenses gibi giyinmediği için reddedilen bir prensesin öyküsü.
Yayımladığını eserlere bakınca çocuk edebiyatı sizin için oldukça önemli…
Evet, bu alanı önemsiyoruz çünkü feministler eşitlikçi ve özgürlükçü kitaplar yazıyorlar ve biz çocukların bu kitapları okumasını istiyoruz. Türkiye’de eğitim gittikçe daha eşitlik karşıtı, muhafazakâr temalar içeriyor. Oysa çocukların güçlü kadın figürleri görebilmesi önemli, çocukların özgür olabilmesi için cinsiyet rollerinin sorgulanabileceğini, farklılıklarını ifade edebileceğini görmeye ihtiyacı var.
“Özellikle LGBTİQ alanındaki yayınlarımızı kitabevi raflarına çıkarmakta zorluk yaşıyoruz”
Christine Baldacchino’nun “Morris Micklewhite ve Turuncu Elbise”sine dönelim. Hala kitabı edinmemiş olanlar için soralım nasıl bir kitap bu?
Öncelikle bir pek çok açıdan bir “ilk kitap” olduğunu söyleyebilirim. Türkçe’de bu yaş grubuna yönelik cinsiyet ve cinsel kimlik rollerini ele alan ilk kitap. Küçük bir çocukken aldığı eğitim sayesinde tasarıma ilgi duymaya başlayan, grafik sanatçısı ve web tasarımcısı Christine Baldacchino’nun ilk kitabı. Kitap, 1971’den bu yana ABD’de İngilizce yayınlanan ve LGBTİQ deneyimlerini konu alan kitaplara verilen Stonewall Kitap Ödülleri’nden Stonewall Çocuk ve Genç Yetişkin Edebiyatı Onur Ödülü’ ne layık görüldü. Morris Micklewhite kendisini bir erkek çocuğundan beklenmeyen şekillerde ifade etmeye cesaret eden bir çocuğun öyküsü. O süslenmeyi, tırnaklarını boyamayı isteyen bir oğlan çocuğu. Morris’in bu durumda yaşadığı dışlanmayla nasıl baş ettiği, ebeveyn desteğinin önemi hem aileler hem de çocuklara seslenen bu kitabın konusu.
Toplumsal cinsiyet meselesini dert edinen çocuk kitaplarının hedef gösterildiği bugünlerde bu alanda yayım yapmanın güç yanları var mı?
Güçlükten ne anladığınıza bağlı. Eğer özellikle LGBTİQ alanındaki yayınlarımızı kitabevi raflarına çıkarma zorluklarından bahsedeceksek tabii zorluk yaşıyoruz. Ancak feminist hareket her aşamasında mücadele ederek toplumsal cinsiyeti görünür kıldı, kılıyor. Yayınlarımızın ve kitaplarımızın bu mücadelenin bir parçası olmasından ve ondan güç almasından onur duyuyoruz.
Güldünya Yayınlarının tüm kitaplarına buradan ulaşabilirsiniz.
İlgili haber:
Etiketler: kültür sanat