28/05/2009 | Yazar: Kaos GL

4. Uluslararası Homofobi Karşıtı Buluşma’nın Ankara’da, 15 Mayıs 2009, Cuma günü, Ekin Sanat Merkezinde yapılan ‘Açılış Konferansı’da Danimarka Büyükelçisi Jesper Vahr da konuştu.

Danimarka Büyükelçisi Jesper Vahr'ın HKB'daki konuşması Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

4. Uluslararası Homofobi Karşıtı Buluşma’nın Ankara’da, 15 Mayıs 2009, Cuma günü, Ekin Sanat Merkezinde yapılan ‘Açılış Konferansı’da Danimarka Büyükelçisi Jesper Vahr da konuştu.



Büyükelçinin konuşmasının tam metni:

‘4. Uluslararası Homofobi Karşıtı Buluşmaya, Açılış Konferansına konuşma yapmak üzere beni davet ettiğiniz için çok teşekkür ederim.

1989 yılında eş cinsiyet evliliklerini dünyada ilk defa kabul edip gerçekleştiren bir ülkenin temsilcisi olarak bu konuşmayı gururla yapıyorum. Ayrıca Danimarka bu yıl içinde eş cinsiyet evliliklerinde evlat edinmeyi de mümkün kılmıştır. Birçoğunuzun bileceği gibi, Danimarka bu yaz, bir hafta süre ile Türkiye de dâhil olmak üzere tüm dünyadan gelecek katılımcılara LGBT’ler için spor, kültür ve insan hakları konferansı olan ‘World Outgames’e ev sahipliği yapacaktır. Bu olay hakkında bilgi içeren bazı materyalleri stantta bıraktım.

Danimarka’nın LGBT konularındaki duruşu ile ilgili bu kadar somut bilgi yeter.

Bu konferansın teması ile ilgili olarak 4 kısa noktaya değineceğim:

Birincisi: Homofobi bütün toplumlarda ve bütün ülkelerde mevcuttur. Ayırımcılık yapılmamasını sağlamak üzere ne tür yasalar yapılırsa yapılsın gündelik hayatta önyargılara karşı çıkabilmek için devamlı çaba sarf etmek gerekmektedir – bu açıdan Türkiye’de daha fazla ilerleme kaydetmeye müsait alanlar vardır.

İkincisi: Homofobiye karşı savaşmak için aktif önlemler almazsak, baştan kabullenmek durumunda kalabiliriz; seçenek değil eylemsel olarak. Kendi özel hayatımdan bir örnek vereceğim. Geçen ilkbaharda, çocuklarımın okulunda bir öğretmene karşı son derece rahatsız edici bir homofobik ve anti-semitik öğrenci davranışı olduğunu öğrendim. Bu okul çok itibarlı bir Türk üniversitesine –gerçek anlamda bir Aydınlatma ışığı- bağlı olduğu için okulun derhal aktif önlem alacağını ve bütün öğrencilere bu tür davranışın hiçbir şekilde kabul edilemez olduğunu izah edeceğini düşündüm. Ama öyle olmadı. Tarafımdan ve başkaları tarafından da yapılan başvurulara karşın, okul bu olayı yaratanlar hakkında aktif bir önlem almadı. Böylece okul yönetimin eylemsizliği öğrenci topluluğuna homofobik tacizin basit bir cürüm olduğu mesajını vermiş oldu. Belirtmek istediğim husus, homofobi ve önyargılar konusunda aktif olarak karşı durmalıyız. Sırası gelmişken belirteyim çocuklarım o okuldan ayrıldılar.

Üçüncüsü: Kafa yapılarını değiştirmek zaman alır ve kendiliğinden olmaz. Üzerine gitmek gerekir. Bunu yapmanın en iyi yollarından biri de saygın bakanların, siyaset adamlarının ve yetkililerin kamuoyuna homofobi karşıtı konuşmalar yapmaları ve LGBT toplumu ile görünür bir biçimde meşgul olmaktır. Bunun Türkiye’de çok az yapıldığını görüyoruz. Örneğin, son zamanlardaki anti-LGBT nefreti suçlarında sert kınamalar yapılabilirdi ve bu suçu işleyenlerin yargı önüne çıkarılması konusunda kesin ifadelerle çağrıda bulunulabilirdi.

Ancak, Türkiye’nin AB reformu bağlantılı çabalarında diğer STK’ların yanı sıra LGBT toplumunun STK’larının da bilinçli olarak dâhil edilmiş olmasını umut verici buluyorum. Umalım ki Başmüzakereci Sayın Bakan Bağış daha da fazla çaba gösterecektir.

Dördüncü: Kafa yapısının değiştirilmesi aynı zamanda uluslararası arenadaki hoşgörü güçleri ile dayanışmayı gerektirir. Bu konuda Türkiye Aralık 2008’de çok büyük bir fırsatı kaçırdı; BM, türünün ilk örneği olarak, BM Genel Kurulunda bir bildiri ile eşcinselliğin küresel ölçekte suç kabul edilmemesini önerdi. Sadece halen mevcut insan hakları standartlarının LGBT’lere de uygulanmasının güvence altına alınmasını öngören bu bildirge 66 ülke tarafından desteklendi; bunlar arasında 27 AB ülkesinin tamamı, AB adayı Hırvatistan da vardı, ama AB adaylık müzakerelerini yürütmekte olmasına ve bunun Kopenhag siyasi kriterlerini de içermesine karşın, Türkiye bu ülkeler arasında yoktu!

Kısaca, homofobi karşıtlığının hepimize getirdiği zorluklar var. Türkiye’de devlet düzeyinde yapılabilecek ve yapılması gereken pek çok şey var; ayrıca hepimizin de gündelik hayatlarımızda.

Bu faaliyet bizlerin bu zorluklara odaklanmamıza katkı yapacak küçük fakat önemli bir olay. Bunun bir parçası olmamı sağlayan davetinize teşekkür ederim. Ayrıca beni dinlediğiniz için de teşekkür ederim.’ 


Etiketler: yaşam, siyaset
İstihdam