07/02/2022 | Yazar: Kaos GL
Kaos GL Derneği İnsan Hakları İzleme Uzmanı Defne Güzel, Sivil Sayfalar’dan Derya Kap’a verdiği röportajda Türkiye’de yaşayan transların durumunu anlattı.
Defne Güzel Sivil Sayfalar’dan Derya Kap’a verdiği röportaja “Trans ne demek?” sorusuna yanıt vererek başlıyor. Sözlerinin devamında Türkiye’de ve dünyada trans olmayı “hiç durmadan mücadeleyi sürdürmek” olarak anlatan Güzel, “Translar belki de en başta nefret cinayetlerine kurban gidiyor. Maalesef Türkiye’de transların yaşam hakkı gibi en temel hakları güvence altında değil. Önce bunu hafızalarımızda tutmamız gerekiyor. Örneğin İzmir’de geçtiğimiz üç ayda iki trans kadının öldürüldüğü, iki trans kadının ise ağır yaralandığı peş peşe nefret saldırıları gerçekleşti” sözleriyle İzmir’de artan nefret saldırılarını da hatırlatıyor.
Transların hikâyeleri, yetenekleri, başarıları var.
Transların taleplerini anlatan Güzel, transların en başta yaşam hakkı, çalışma hakkı, eğitim hakkı gibi temel insan haklarının ihlal edilmemesini, barınma ve hizmet alma koşullarında eşitlik istediğini belirtiyor:
“Transların hikâyeleri, yetenekleri, başarıları var. Bu özelliklerin ve hikâyelerin görünür olmasını istiyor. Elbette haklar ve talepler genişletilebilir, geliştirilebilir. Bu temel hakları konuşurken, kurum politikalarımızı konuşurken, yasaları konuşurken bütün bunları translar açısından yeniden değerlendirmek gerekiyor.”
Fotoğraf: Özge Özgüner / csgorselarsiv.org
Defne Güzel sözlerini sonlandırırken, transların herkesin hayatında bir biçimde var olduğunu, uzaklarda veya ulaşılamaz yerlerde olmadıklarını belirtiyor:
“Biz transların, herkesin hayatında bir biçimde var olduğumuzu söylemek isterim. Öyle uzaklarda, ulaşılamaz yerlerde ya da bir bilinmezlik içerisinde değiliz. Birbirimiz için ve kendimiz için kurmak istediğimiz özgür ve eşit yaşamı düşünüp benimserken ya da buna dair adımlar atarken bu aşamaların her birini transların maruz bırakıldığı hak ihlallerini ve eşitlik taleplerini göz önünde bulundurarak gözden geçirmeliyiz ve transların hikâyelerine alan açmalıyız.“
Röportajın tamamını buradan okuyabilirsiniz!
Etiketler: insan hakları, kadın, medya, nefret suçları
