10/01/2025 | Yazar: Kaos GL
DEM Parti İstanbul Milletvekili Özgül Saki, 2025’in “Aile Yılı” olarak belirlenmesine tepki gösterdi: “Aileci politikalara karşı, kadın ve LGBTİ+ düşmanlığına karşı direniyoruz.”
DEM Parti İstanbul Milletvekili Özgül Saki, X hesabından yaptığı paylaşımla 2025’in “Aile Yılı” olarak belirlenmesine tepki gösterdi.
Saki, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2025’i Aile Yılı ilan etmesinin haklara ve kazanımlarına yönelik saldırıların artacağının göstergesi olduğuna dikkat çekti.
Saki, şunları söyledi:
“Erdoğan'ın Aile Yılı ilanında LGBTİ+’ları “aileye tehdit” olarak işaret etmesi ardından Nüfus Politikaları Kurulu’nun toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz “cinsiyetsizleştirme” ifadesiyle yeniden LGBTİ+ları hedef gösterdi. Aile Enstitüsü’nün de ailenin değerlerini korumak adına "zararlı akımlar" olarak hedef aldıkları LGBTİ+ları hedefine aldı. Bu politikalar ve yıllardır süren örgütlenme ve etkinlik yasakları trans kadınların yaşamına yönelen saldırıların, LGBTİ+’lara karşı işlenen nefret suçlarının artmasına sebep oluyor. LGBTİ+ları hedef göstermenize itiraz ediyoruz! Eşit ve özgür bir yaşam için birlikte mücadele etmeye devam edeceğiz.”
“Kadın ve LGBTİ+ düşmanlığına karşı direniyoruz”
“Aileci politikalara karşı, kadın ve LGBTİ+ düşmanlığına karşı direniyoruz” diyen Saki, paylaşımında şu ifadeleri kullandı:
“Patriyarkayı daha da güçlendiren bu politikalar kadınları bulundukları her yerde, iş yerinde, sokakta, her tür kamusal alanda da şiddete açık hale getiriyor. Hane içinde pekişen erkek egemenliği hane dışında da tüm erkeklerin şiddetini meşrulaştırıyor. Kolluğun, patronun, sokaktaki herhangi bir erkeğin de güç aldığı bir dayanak olan aileci politikalara, kadın ve LGBTİ+ düşmanlığına karşı direniyoruz.”
“Dayanışmamız ve mücadelemiz var”
Aile Yılı ilanının ardından Nüfus Politikaları Kurulu’nun da kurulmasına tepki gösteren Saki’nin paylaşımında şu ifadeler yer aldı:
“İlanın hemen ardından gelen Nüfus Politikaları Kurulu ve Aile Enstitüsü, kadınların kaç çocuk doğuracağına ya da doğurmama kararlarına müdahale etmenin, aile değerleri adı altında erkeklerin ev içindeki egemenliğini pekiştirme niyetinin aracı olmak için kurulmuştur.
Kadınlar en çok aile içindeki erkekler tarafından öldürülüyor. Kadınlar en çok evli olduğu erkekler tarafından ve Aile Yılı kapsamında müjdelenen esnek, uzaktan çalışma modeliyle kadınların kalmasını istedikleri “evlerinde” öldürülüyor.
Kadını değil aileyi güçlendirmeyi esas alan bu politikalar kadınları bakım yükü ve ev işleri altında ezerken istihdamda da güvencesiz, esnek, düşük ücretli işlere mahkum ediyor.
Doğurganlık oranları üzerinden kadınların bedenine müdahale edilmesini, devletin ve erkeklerin kadınların nasıl yaşayacağı hakkında söz söylemesini dahi kabul etmiyoruz. Gebeliği önleyici yöntemleri, kürtajı ve hatta sezeryan doğumu dahi kriminalize eden politikalara karşı dayanışmamız ve mücadelemiz var!”
Etiketler: insan hakları, kadın, nefret suçları, aile, siyaset