14/10/2024 | Yazar: Kaos GL
“Yargı sisteminde özellikle kadınlara, çocuklara, LGBTİ+’lara ve tüm dezavantajlı gruplara karşı işlenen suçlarda yargıçlarla fail arasında bir iş birliği oluşmakta…”

DEM Parti İstanbul Milletvekili Kezban Konukçu, kadınlara, çocuklara, LGBTİ+lara ve tüm dezavantajlı gruplara karşı işlenen suçlardaki cezasızlıkla ilgili soru önergesi verdi. Konukçu, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un yanıtlaması istemiyle verdiği önergede, “cezasızlık, haksız tahrik indirimi, cinsiyetçi yargı uygulamaları” sebebiyle yargının da suça ortak olduğunu vurguladı.
Konukçu verdiği soru önergesinde yargı sistemindeki sorunları şöyle özetledi:
“Yargı sisteminde özellikle kadınlara, çocuklara, LGBTİ+’lara ve tüm dezavantajlı gruplara karşı işlenen suçlarda yargıçlarla fail arasında bir iş birliği oluşmakta, yargının her koşulda mağduru sorgulayan/yargılayan ancak faile karşı hoşgörülü olan tutumu, kadınlar yüksekten düştüklerinde örneğin 'intihar' denilerek dosyaların daha ilk başta kapatılması, savcılarca soruşturmaya bile gerek görülmemesi kadın cinayeti davaları ve kadına şiddet vakalarına ilişkin çoğu hukuki süreçlerde yaşanan cezasızlık gerçeğinin sistematik bir politikaya dönüşmesine neden olmaktadır. Yasalarda güvence altına alınan hakların gerçek hayatta uygulanmaması, mağdurun haklarının merkeze alınmaması, mağduru yalnızlaştırmak için dosyalarda gizlilik kararlarının verilmesi, dosyaların kamuoyundan ve kadın örgütlerinden kaçırılması, kadın örgütlerinin müdahillik taleplerinin red edilmesi, verilen cezaların uygulanmaması, hapis cezasının cüzi bir kısmının infaz edilmesi, verilen hapis cezalarının seçenek yaptırımlara çevirerek sonuç itibariyle hiçbir yaptırıma dönüşmemesi, iyi hal ve haksız tahrik indirimleri gibi sebepler cezasızlık uygulamalarının biçimleri olarak karşımıza çıkmaktadır. Katillere verilen ağır tahrik ve cezasızlık indirimleri sonucu kadına yönelik şiddet ve katliamlara her gün bir yenisinin eklenmesine neden olunmaktadır.”
Önergede Adalet Bakanı’na şu sorular yöneltildi:
“Mahkemelerin uygulamalarında kadın cinayetlerine karşı cezai yaptırımların ve caydırıcılığının sağlanmamasının, ayrımcılığın nedeni nedir?
“Kadın cinayetlerinde ‘haksız tahrik’ ya da ‘iyi hal” indirimlerinin vicdanları yaraladığı ortadayken kadın katillerinin sürekli olarak cezalarının hafifletilmesi cinsiyetçi yargının varlığına işaret etmiyor mu?
“Kadın katillerine haksız tahrik ve iyi hal indirimleri ile yasalara aykırı bir şekilde göstermelik cezaların verilmesi ya da tahliye edilmeleri nasıl mümkün olmaktadır? Mahkemelere yön veren adı konmamış, gölge bir hukuk mu vardır?
“Kadınlara yönelik cinayetlerde Bakanlığınız kurumları aracılığı ile dosyalara konulan “gizlilik” kararları ve yayın yasakları ile kadınlara yönelen şiddetin üstünün örtülmesi cezasızlık politikalarına verilen tepkilerin ortadan kaldırılması mı amaçlanmaktadır?
“Yargıda cinsiyetçiliğe, ayrımcılığa, hukuk kurallarının her mahkemede farklı şekilde uygulanıyor olmasına yönelik bakanlığınızın bir çalışması var mıdır?
“Yargıya olan güveni sağlamak, adaletten uzak hak ve hukuk tablosunu ortadan kaldırmak amacıyla bakanlığınız herhangi bir çalışma yapmayı planlamakta mıdır?
“Bakanlığınızca kadınlara yönelik erkek şiddetine suç değil de kusurmuş gibi yaklaşılması ile kadın cinayetlerini her geçen gün daha da arttırıldığı düşünüldüğünde bakanlığınızca yapılacak bir çalışma programı bulunmakta mıdır?
“Erkek egemenliğini besleyen yargıçların ortaya çıkardığı uygulamalara yönelik olarak Bakanlığınızca ne tür çalışmalar yapılması düşünülmektedir?
“Bakanlığınızca kadına, çocuğa, LGBTİ+lara ve dezavantajlı gruplara yönelik şiddeti daha etkin bir şekilde cezalandıran yasaların oluşturulmasına yönelik bir çalışma yapılması planlanmakta mıdır?”
Etiketler: insan hakları, kadın, nefret suçları, siyaset, dava