11/12/2013 | Yazar: Murat Köylü

İstanbul Politikalar Merkezi’nin (IPM) KONDA Araştırma ile birlikte yürüttüğü çalışma, yeni anayasa ile birlikte eşzamanlı gitmesi gereken temel sorunlara dair ilkeler belirliyor ve çözümler sunuyor.

İstanbul Politikalar Merkezi’nin (IPM) KONDA Araştırma ile birlikte yürüttüğü Türkiye’nin Demokratikleşmesi İçin Kapsamlı Bir Siyasi Parti ve Seçim Sistemi Reformu Önerisi adlı çalışma, yeni anayasa ile birlikte eşzamanlı gitmesi gereken temel sorunlara dair ilkeler belirliyor ve çözümler sunuyor.
 
İPM ayrıca, üyesi olduğu Denge ve Denetleme Ağı’nın da çalışma odağına referansla, yeni anayasada olduğu kadar bu sistemlerdeki düzenlemelerin de kuvvetler ayrılığı ilkelerini güçlendireceğinin altını çiziyor.
 
Çalışma sürecinde siyasi parti yetkilileri, uzman akademisyenler ve sivil toplum temsilcileriyle odak grup çalıştayları düzenlenmiş.
 
Freedom House’ın Türkiye’ye dair otoriter eğilimler gösteren sınırlı demokrasi tarifini yineleyen çalışma; 30 Eylül 2013’de Başbakan Erdoğan tarafından açıklanan "demokratikleşme paketine" de referans veriyor.
 
Çalışma kapsamında öne çıkan ilkeler
a.      Seçmen-seçilen mesafesini azaltma hedefiyle,  seçimlerdeki adayların belirlenmesinde parti üyeleri etkin olmalı.
b.      Parti içi demokrasiyi güçlendirme hedefiyle, parti politikalarının belirlenmesinde parti üyeleri etkin olmalı.
c.      Siyasi parti finansmanı şeffaf ve denetlenebilir olmalı.
d.      Siyasi partiler örgütlenmede ve üye kaydetmede özgür olmalı.
e.      Farklı grupların siyasi temsili sağlanmalı.
f.        Seçim sistemi farklı görüşleri Meclis’e yansıtmalı ve temsiliyeti sağlamalı. Seçim sistemi ve seçim bölgeleri seçmen iradesini yansıtmalı; seçim bölgeleri şeffaf, kapsayıcı ve katılımcı bir süreçle belirlenmeli.
 
Demokratikleşme Paketi Analizi
·         Seçim sistemine dair ilk seçenek olan, mevcut parti listeli nispi temsil sistemine devam edilmesi, en uygun öneri gibi gözükmektedir. Bununla birlikte, çoğulculuğun ve temsilde adaletin sağlanması için baraj yüzde 3,4 veya 5’e çekilmelidir.
·         Seçim sistemine dair ikinci seçenek olan yüzde 5 barajlı daraltılmış bölge sistemi için; her bölge toplumsal mutabakat ile belirlenmelidir. Bölgelerin milletvekili sayıları ise 5-14 aralığında olmalıdır.
·         Üçüncü seçenek olan sıfır barajlı dar bölge sisteminin demokratikleşmeye hizmet edebilmesi için ise her şeyden önce yerel yönetimlerin güçlendirilmesi gerekmektedir. Merkeziyetçi yapının çok güçlü olduğu Türkiye’de yerel yönetimler reformunun bir süre uygulanması sonrasında bu seçim sistemi önerilebilir bulunmuştur.
·         Dar bölge seçimlerinde en çok oyu alan aday seçildiği için tek turlu seçim temsiliyeti düşürür.  Dar bölge, kadın temsili için dezavantaj yaratabilir.
·         Merkeziyetçilik, seçmen ile milletvekilinin bağını koparan ve lider sultasına neden olan en temel nedenlerin başında gelmektedir.
·         Demokratikleşme Paketi’nde siyasi partiler mevzuatına dair öneriler olumludur ama oldukça kısıtlı bir alanı kapsamaktadır.
·         Siyasi partiler ve seçim sistemi reformu eşzamanlı, birbirlerini tamamlayacak şekilde yapılmalıdır.
·         Siyasi partilere yapılacak Hazine yardımı için gerekli oyun yüzde 7’den yüzde 3’e çekilmesi olumludur.
·         Paket’e göre oy verme hakkına sahip herkes siyasi partilere üye olabilecektir. Bu, ifade ve örgütlenme özgürlüğünün eşit kullanımını sağlayacaktır. Başka bir olumlu öneri, bir ilçede teşkilatlanmak için beldelerinin en az yarısında teşkilatlanmış olma zorunluluğunun kaldırılmasıdır.
·         Siyasi parti reformu için kadın, genç, dezavantajlı grupların siyasete katılımını özendirici önlemler alınmalıdır. Bunlar mevcut haliyle Paket’te yoktur.
·         Yine adaylar ön seçimlerle belirlenmelidir.
·         Türkiye’yi 2015 Haziran’da genel seçimler beklemektedir. Reformların geçerli olabilmesi için seçimlerden bir sene önce hukuki düzenlemelerin yapılması gerekir. Bu, söz konusu reform tarihi için en geç Mayıs 2014’ü işaret eder. Reformlar en geniş mutabakata varılarak planlanmalıdır.
·         Avrupa ülkelerinin her birinde seçim kanunu bulunmakla birlikte, bir kısmında bu siyasi partiler kanunu için geçerli değildir: siyasi faaliyet anayasalarda düzenlenir. ABD’de ise anayasada da böyle bir düzenleme bulunmaz.
·         Siyasi parti kanunları genellikle partilerin demokratik ilkelere uygunluğunu, yükümlülüklerini,  finansmanlarının şeffaflığını, iç teşkilatlarını, iç ve dış denetime açıklığını vb. düzenler.
·         Avrupa Birliği ülkelerinin büyük çoğunluğu ve Türkiye parti listeli nispi seçim sistemini benimsemiştir. Fransa’da ise iki turlu dar bölge sistemi işler. Çoğunluk ve nispi sistemlerin dezavantajlarını minimize etmek amacıyla Almanya’da karma sistem uygulanmaktadır: Adayların bir kısmı parti listeli nispi sistemine göre, bir kısmı tek adaylı çoğunluk temsil sistemine göre seçilirler.
·         İl ve ilçe teşkilatları da parti içi karar alma mekanizmasında etkin olabilmelidir. Böylece üyeler, teşkilatları sayesinde parti politikalarını etkileyebilirler.
 
Çalışmanın tamamına ulaşmak için İstanbul Politikalar Merkezi ile iletişime geçebilirsiniz.
 
Karikatür: Irmak Ataberk / Birleşik Oy Pusulası  

Etiketler: insan hakları, sivil anayasa
İstihdam