06/02/2024 | Yazar: Kaos GL

“Depremden önce de LGBTİ+’ların ifade özgürlüğü ve örgütlenme hakkı önünde ciddi tehditler bulunuyordu. Deprem sürecinde bu tehditler arttı.”

Depremin birinci yılı: Ayrımcılık, afet dinlemedi Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Maraş merkezli 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerin üzerinden bir yıl geçti. 11 ili etkileyen depremlerde resmi rakamlara göre 53 bin 537 kişi hayatını kaybetti. Sorumlular yargılanmadı, kamu görevlileri mahkeme karşısına bile çıkmadı.

Depremin ilk gününden itibaren barınma, sağlık, gıdaya erişim deprem bölgesindeki herkesin yaşadığı sorunlardı. Bu sorunlar hâlâ devam ediyor.

Bütün bu sorunlara ayrımcılık eklendiğinde ne oldu peki? Kaos GL ve 17 Mayıs derneklerinin araştırması, bu soruyu LGBTİ+’lar penceresinden yanıtlıyor. Depremin ilk anından bugüne LGBTİ+’ların neler yaşadığını anlatan “Bu Konu Her Zaman Kriz” üst başlıklı 6 Şubat Depremlerinin LGBTİ+’lara Etkisi raporuna göre; LGBTİ+’lar kötü muameleyle karşı karşıya kaldı. Çeşitli hak ihlalleri ortaya çıkarken örgütlenmek ve insan haklarını teşvik etmek de iyiden iyiye zorlaştı.

Araştırmanın ortaya çıkardığı bazı sonuçlar şöyle:

*LGBTİ+’ların sağlık hizmetlerine, yeterli barınma imkânına, istihdama, eğitime ve sosyal güvenliğe erişmesi için depremden önce de yasal veya idari düzenlemeler bulunmuyordu. Deprem döneminde de LGBTİ+’ların bu haklara erişmesi için bir düzenleme hayata geçirilmedi.

*Depremden önce de LGBTİ+’ların ifade özgürlüğü ve örgütlenme hakkı önünde ciddi tehditler bulunuyordu. Deprem sürecinde bu tehditler artış gösterdi.

*Kötü muamelenin önlenmesine ilişkin hiçbir tedbir alınmadı. Maruz bırakıldıkları hak ihlalleri karşısında depremden etkilenen LGBTİ+’lar adalete duydukları güvensizlik sebebiyle başvuru mekanizmalarını kullanamadı.

*Depremin ardından medyada yaygınlaşan destek bilgileri ve ortaya konulan sosyal hizmetler LGBTİ+’ları kapsamadı. Destek hizmetlerine erişmek isteyenler ayrımcı uygulamalarla karşı karşıya kaldı. Bu ayrımcılık kimi zaman doğrudan destek veren tarafından uygulanırken, kimi zaman da onların yararlanıcılarından kaynaklandı.

*LGBTİ+ hak sahiplerinin büyük bir kısmı, kamunun ya da sivil aktörlerin sağladığı psiko-sosyal destek hizmetlerine erişemedi. Depremden etkilenen az sayıda LGBTİ+ hak sahibi, LGBTİ+ dernekleri aracılığıyla psiko-sosyal destek hizmetlerine erişebildi. LGBTİ+ dernekleri kısıtlı kaynaklarla talepleri karşılamak için yoğun bir çaba gösterdi. Depremden etkilenen LGBTİ+’lar cinsel yönelimlerine, cinsiyet kimliklerine, cinsiyet ifadelerine ve cinsiyet özelliklerine dönük ayrımcılık ve şiddet tutumları ile karşı karşıya kalmamak için kamuyla temas etmekten kaçındı. Başvurularının olumsuz sonuçlanacağına ilişkin ön kabul ve güvensizlik duygusu da bu sürece eşlik etti.

*Deprem sonrasında depremden etkilenenler için kurulan kamplar ve yerleşim alanlarına LGBTİ+’lar alınmak istenmedi. Kamp ve yerleşim alanlarında ayrımcılık, hakaret ve şiddet baş gösterdi. Çeşitli dini ya da kültürel referanslara dayanan nefret söylemleriyle depremin sebebi olarak LGBTİ+’lar gösterildi. LGBTİ+’lar ayrımcılığa ve şiddete uğrama tehlikesini göz önünde bulundurarak toplu yaşam alanlarından kaçındılar. Toplu yaşam alanlarında ısınmak için yakılan ateşin başına dahi gidemediler. Kimi zaman hasar almış evlerde bu sebeplerle yalnız başına kalmaya zorlandılar. Koruyucu ve önleyici tedbirlere erişemediler ve güvencesiz ortamlarda yaşamaya mecbur bırakıldılar.

*LGBTİ+’lar 6 Şubat depremlerinde yaşlılık, HIV’le yaşamak, mülteci olmak gibi temellerde de çoklu ayrımcılıklara uğradı.

Raporun Türkçesine ulaşmak için tıklayın.

Raporun İngilizcesine ulaşmak için tıklayın.


Etiketler: insan hakları, mülteci, kent hakkı, barınma, sağlık, hiv
İstihdam