06/07/2022 | Yazar: Kaos GL

Gökçer Tahincioğlu’nun hazırladığı, Hafıza Merkezi’nin yayınladığı “Çünkü Umurumuzda” kitabında Yıldız Tar, Kaos GL’nin hikayesini anlatıyor.

“Devlet, toplum mühendisliği yapmaya çalışıyor fakat cin şişeden çıktı bir kere” Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Bazı yolculuklar sizi dönüştürür... Yola çıkarken gitmeyi umduğunuz yerden çok daha başka bir yerde, bütünüyle değişmiş olarak bulabilirsiniz kendinizi. Bu kitap, artık gidilecek bir yolun, sığınılacak bir limanın, iyi bir yaşam umudunun kalmadığını düşündürmeye, bu uğurdaki mücadelelerin boşa olduğuna inandırmaya çalışan bir iklime karşı tam da o iklimde yazıldı.

Bu cümleler, Gökçer Tahincioğlu’nun hazırladığı “Çünkü Umurumuzda” kitabının girişinden. Tahincioğlu, kendisini de dönüştüren yolculuğunu “11 Sivil Toplum Başarısı” alt başlığıyla kitaplaştırdı.

Hafıza Merkezi’nin Türkiye’deki hak mücadelesinin kazanımlarını hatırlatmak amacıyla yayınladığı kitapta, İnsan Hakları Derneği (İHD), Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), Savaş Karşıtları Derneği, Bergama Direnişi, Kaos GL Derneği, Cumartesi Anneleri/İnsanları, Düşünce Suçuna Karşı Girişim, KAMER, TCK Kadın Platformu, Hrant Dink Vakfı, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi’nin hikayelerini anlatıyor Tahincioğlu.

“Çünkü Umurumuzda: 11 Sivil Toplum Başarısı” başlıklı kitabı okumak için tıklayınız.

Tahincioğlu, kitabın girişinde şöyle anlatıyor çalışmalarını:

Eşlerini, çocuklarını faili meçhul cinayetlerde kaybedenler, ölüm tehditlerini günlük bir rutin olarak yaşayanlar, işçilerle geceyi gündüz edenler, işkence mağdurlarının yoldaşı olanlar, çocukların biraz daha rahat nefes alması için çevre mücadelesine hayatlarını adayanlar, kuşların böceklerin dostu haline gelenler, toplumsal cinsiyet kalıplarını yıkabilmek için korkularının üzerine yürüyenler, nefret dilini yıkabilmek için nefret diline hedef olmayı göze alanlar… Bugün biraz olsun güvenceye sahipsek, biraz olsun nefes alabiliyorsak, biraz olsun yol yürüyebiliyorsak bu insanların ve kurumların emekleri sayesinde…

Kaos GL’nin hikayesi: Türkiye’de LGBTİ+’ların görünmesinin öncüsü

Tahincioğlu, Kaos GL’nin hikayesini ise Yıldız Tar’dan dinleyerek yazdı. “Kaos GL, muhafazakâr ve yok sayma, yok etme eğilimli bir toplumda, yok sayılanların sesi oldu” diyen Tahincioğlu, derneği tanıtmaya şöyle devam ediyor:

Geylerin, lezbiyenlerin, biseksüellerin, transların… Anadolu’nun uzak bir kasabasındaki çocuk, başkalarının da olduğunu, yalnız olmadığını öğrendi. Bir başkası, ailesiyle kendi olarak konuşabileceğini... Dernekler, kültür merkezleri kuruldu. Onlarca dergi çıktı arkasından. Onur yürüyüşleri, protestolar, 1 Mayıs’ta pankartlar... Varlardı, var olacaklardı. Bugün onlarca dernek KAOS GL’nin izinden giderek hak mücadelesi veriyor. Geçmişte kapılarını kapatan, uyarılara bıyık altından gülen yüzlerce dernek, sendika, toplumsal cinsiyet çalışmaları yapıyor, kullandığı dili düzeltmekten örgütlenme modellerine kadar birçok konuyu, toplumsal cinsiyet odaklı ele alıyor.

Yıldız Tar ise kitapta LGBTİ+ mücadelesinin kendisine etkisini şöyle aktarıyor:

Bu, geçmişin getirdiği mücadeleden kaynaklı; hâlâ ‘Yalnızız’ diyoruz ama eskisi kadar yalnız değiliz. Aynı noktada değiliz. Toplum nezdinde bir değişim var. Ben lisede açılmayı düşünemezdim. Geçenlerde lisede açılan birisi, ‘Arkadaşların kötü davranıyor mu?’ sorusuna, ‘Bana kötü davranan biri hayatımda yer alamaz’ yanıtını veriyordu. Bu özgüveni sağlayan bir hareket var. Bir başarı hikâyesi olarak görüyorum Kaos’un hikâyesini. Patika yollar örüp, duble yollara meyletmemenin başarısı. Bir kişinin hayatını değiştirmeyi önemsiz görmemenin hikâyesi bu. Güçlü hissettiriyor bana. Dönüp çocukluğuma baktığımda taban tabana zıt bir insanım. Ağzımı açamazdım. Şimdi konuşabilmeyi bu harekete borçluyum. Şov devam ediyor ve devam etmesini sağlayan da bu hareket. Devlet, toplum mühendisliği yapmaya çalışıyor fakat cin şişeden çıktı bir kere.”


Etiketler: insan hakları, medya, tarihimizden
2024