27/09/2010 | Yazar: KAOS GL

Sosyolog Halil Nalçaoğlu: ‘Eşcinsellik reel bir olgu olarak, heteroseksüel aşklar kadar meşru bir aşktır.

Dizi Tartışmaları: Daha çok "Vay canına" diyeceğiz! Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı
Sosyolog Halil Nalçaoğlu: “Eşcinsellik reel bir olgu olarak, heteroseksüel aşklar kadar meşru bir aşktır. Yatakta gösterilmesi konusunda ise, heteroseksüel bir aşkın gösterilme sınırıyla eşcinsel aşkın sınırı da o olmalı.”
Akşam gazetesinin “Tabular yıkılıyor reytingler artıyor” başlıklı haberinde, ekranın yeni dizilerini ele aldı. Dizilerin, yıllık 60 milyon TL'lik bir pazar oluşturduğunun altını çizen haberde, dizilerde rekabetin giderek arttığına, pek çok yapımcının seyirciyi kendi dizisine çekebilmek için toplumsal tabu olarak görülen konulara eğildiği iddia ediyor.
 
Akşam gazetesinden Öznur Kaymak ve Erçin Dağ Eysen "yakın zamana dek tabu olarak kabul edilen konuların ekranda işlenmesi izleyiciler  tarafından ne kadar kabul görüyor? Bu tür konular hem çok eleştirilip hem de dizilere nasıl 'reyting garantisi' sağlıyor? Toplumsal dönüşümde diziler nasıl bir rol oynuyor?" gibi soruları yapımcılar ve sosyologlara sordu.
 
Doç. Dr. HALİL NALÇAOĞLU-Sosyolog
Daha çok 'Vay canına' diyeceğiz

Medyanın çok temel iki stratejisi var. Biri şiddet, biri cinsellik. Tecavüz gibi hassas bir konu iki noktaya da hitap ediyor. 'Eğer gerçek hayatta bu tür üzücü olaylar gerçekleşiyorsa dizilerde neden olmasın?' sorusu akla geliyor. Bunların çok özgür biçimde yayınlanması kamuoyunda rahatsızlık yaratır. Bu konular sanatçı duyarlılığı ve sorumluluğuyla ele alınmalı. Kesinlikle abartılmamalı. Bir karakterin 8 kez kalp krizi geçirmesi de en az bunlar kadar travmatik bir durum. Diziler üzerinde denetleyici otoritenin yasaklarına karşıyım. Eşcinsellik reel bir olgu olarak, heteroseksüel aşklar kadar meşru bir aşktır. Yatakta gösterilmesi konusunda ise, heteroseksüel bir aşkın gösterilme sınırıyla eşcinsel aşkın sınırı da o olmalı. Ekstra kısıtlama olmamalı. Türkiye her geçen gün yeniliklerle tanışıyor. Bu bir toplumsal kırılma değil, bir eğrilme. Siyasi, sosyal ve ekonomik alanlarda 'Vay canına' dediğimiz konuları daha görmeye devam edeceğiz.
 
ERHAN YASAR-Sosyolog
Ani bir çözülme yaşandı
Bugün dizilerde gösterilen unsurlar, Avrupa'da aslında konu bile değil! 'Aman Allahım' demek gereksiz. Bugün ekranda görünen bir çok konu eskiden tabuydu, konuşulmuyordu. Aniden bir çözülme, özgürleşme oldu. Artık daha çok tolere ediliyor. Bu olumlu bir gelişme. Ben normal karşılıyorum. Elbette olumsuz yönlendirici etkisi de olabilir. TV yayınlarının denetiminden sorumlu makamların sosyolojik, sosyopatolojik potansiyel etkileri göz önünde tutmaları gerekir. Sorumsuzluk kaldıracak bir alan değil bu. Yerli dizilerden yalnızca Türk Malı'nı izliyorum. Paçavraya çevrilen Türkçe'mizi çok güzel protesto ediyor. Dahice hazırlanmış.
 
FARUK TURGUT-Yapımcı / Gold Film
Şikayetçi olanlar dürüst değil

Bu sene dizilerde özellikle erotizm öne çıkıyor. Bunun en somut örneği ise 'Fatmagül'ün Suçu Ne?' oldu. Dizinin reytinglerde birinci olmasını erotizmin öne çıkarılmasına bağlıyorum. Onun dışında kayda değer bir şey yok. İnsanların cinsel içerikli sahnelerden şikayetçi olduğuna inanmıyorum. Bu konuda dürüst davranmıyorlar. Reytingler ortada, o zaman kim seyrediyor bu dizileri? Talep olduğu için o sahneler kullanılıyor. Yoksa yapımcı oturduğu yerden böyle bir şey yapalım da ortalığı karıştıralım demez! Eğer şikayet ediyorlarsa seyretmesinler. 'Ailemle birlikte diziyi seyredemiyorum' lafını gerçekçi bulmuyorum. Cinsellik hayatın içinde bir şey, reyting almak için bu tarz unsurlar kullanılabilir.
 
NEBAHAT ÇEHRE-Oyuncu
Her şeyi pespembe göstermek yanlış

Tecavüz, uyuşturucu, cinayet yalnızca bugün işlenen konular değil. Televizyonda, sinema ve tiyatroda bazı gerçekleri aydınlatmak lazım. Her şeyi pespembe göstermek de faydalı değil. Yapılan işler gerçeğe yakın olmalı ancak aşırıya kaçılmamalı. Tecavüzü Fatmagül'de çok ince vermişler, çirkinleştirmeden. Eski filmlerde gerdek gecesinde, evlenen çift odasını kapatırdı. Eğer zarafetle yapılırsa hayatın içinde olan tecavüz, uyuşturucu gibi gerçekler ekrana getirilebilir. Yalnız, 'Bu çok kötü bir şey' mesajı verilmeli. Diziler izleyiciye kötü örnekleri yapın demiyorlar. Gördüğünüz zaman dünya düzeninden nefret ediyorsunuz. Ne kadar çirkinlikler var diyorsunuz. Eğer kanunsuzları kahraman gibi gösterirseniz bu özendirmek olur.
 
BURCU KARA-Oyuncu
Herkes almak istediğini alır
Bu yıllardır konuşulan ve tartışılan bir konu. O kadar çeşitli proje yapılıyor ki, o kadar çok alternatif var ki, elinizde kumandanız varsa ister seyreder ister seyretmezsiniz. Bu tip şeyleri anlatmaktan ve paylaşmaktan kaçarsak, bu onların olmadığı anlamına gelmiyor. Bunların toplumda daha ağır ve yaygın olanı var. Herkes almak istediği örneği alır. İyi şeyleri örnek alsınlar. Durup dururken kimsenin kafasına bir şey sokamazsınız. Kötü, kötü olarak gösteriliyor, özendirilerek gösterilmiyor.


Etiketler: medya
nefret