12/06/2025 | Yazar: Kaos GL
Bu sene 18.’si yapılacak belgesel günlerinde 10 filmden oluşan “Kadın ve LGBTİ+ Hikayeleri” seçkisi de yer alıyor. Seçki kapsamında “Bellekvari: KuirFest’in Sözlü Tarihi” ve “İris Yürüyüşü” filmleri de gösterilecek.

Bu yıl 18. senesine giren Documentarist İstanbul Belgesel Günleri, 14-19 Haziran’da beş ana mekanınla İstanbul’a yayılan gösterim ve etkinliklerle altı gün boyunca izleyicilerle buluşacak.
Bu senenin programında 22 yerli belgeselin yer aldığı geniş kapsamlı Türkiye Panorama dışında Canlandırma Belgeseller, Kadın ve LGBTİ+ Hikayeleri, Konuk Ülke: Filistin, Tükettiğimiz Dünya ve Uluslararası Panorama başlıklı seçkiler de bulunuyor.
Bellekvari: KuirFest’in Sözlü Tarihi belgeselinin de gösterileceği Kadın ve LGBTİ+ Hikayeleri seçkisinde Mağrip’in Umudu, Mormor, Kuir Kamp, Biz Radyoyu Çok Sevdik, Selam Yabancı, İris Yürüyüşü, Yapabileceğimiz Bir Şey Yok, Elibirlik: Yırcalı Kadınlar ve Ezda filmleri de yer alıyor.
Seçkideki bazı filmlere dair detaylar şöyle:
Mağrip’in Umudu
Çizim, animasyon teknikleri ve gerçek hayattan alınma görüntülerin sentezlenmesiyle oluşturulan bu sanatsal portreler, Libya, Cezayir, Tunus ve Fas gibi ‘BÜYÜK Mağrip’’ bölgesindeki kuir bireylerin hayat deneyimlerine dikkat çekiyor. Bu bireyler toplumsal cinsiyetleri ve cinsellikleri ile ilgili toplumsal tabuları büyük bir cesaretle yıktılar, ailelerinden ayrı kalmayı seçenler arasında bile yasal, sosyal ve ailevi baskılara karşı çıktılar.
Kuir Kamp
Faas, Fano, Jeroen ve Finley bu yıl ilk defa zorlayıcı duygularla mücadele eden kuir gençler için düzenlenmiş bir yaz kampına gidiyorlar. Tüm ülkeden kampa katılan 65 gençle birlikte, beş yoğun gün geçirmeye hazıdırlar. Kamp sırasında kendilerine nasıl daha fazla sevgi şefkat gösterebileceklerini öğreten çalışmalara katılacaklar. Kampta, hayatlarında ilk defa kendileriyle benzer mücadeleleri ve duyguları yaşayan diğerleriyle karşılaşacaklardır. Faklılıklarına rağmen, hepsinin de paylaştığı ortak bir şey vardır: Başkalarıyla bağlar kurmaya duyulan ihtiyaç.
İris Yürüyüşü
İris Yürüyüşü, İstanbul’da yaşayan genç bir trans kadın aktivist olan İris’in yaşamına ve mücadelesine yakından bakan 20 dakikalık bir belgesel film. Yaklaşık bir buçuk yıl süren çekimler boyunca film, İris’in kamusal alandaki aktivizminden özel hayatındaki kırılganlıklarına kadar uzanan geniş bir yelpazeyi samimi bir dille gözler önüne seriyor. Protestolardan basın açıklamalarına, kişisel mücadelelerinden toplumsal dışlanmışlığına kadar birçok anı, sade ama etkileyici bir yaklaşımla izleyiciyle buluşturuyor.
Yönetmen, aynı zamanda filmin yapımcısı, görüntü yönetmeni ve kurgucusu olarak, tek başına üstlendiği bu projede İris’in dünyasına derin bir empatiyle yaklaşıyor. Kamera, yalnızca bir kayıt aracı değil; aynı zamanda İris’in gözünden dünyayı görmemizi sağlayan bir geçit haline geliyor.
Bellekvari: KuirFest’in Sözlü Tarihi
Belgesel, 2011’den bu yana Ankara’da gerçekleştirilen Türkiye’deki ilk ve tek LGBTİ+ filmleri festivali KuirFest’in kuruluşundan günümüze varan hikayesine odaklanır. KuirFest’in kurucuları, festivalde emeği geçen gönüllü ve çalışanlarıyla yapılan röportajlarda festivalin 14 yıla yayılan serüvenini, Türkiye’nin politik iklimiyle şekillenen kültür-sanat ortamı anlatılır. Bu izlekte, festivale katkı sunan bireylerin Türkiye’de her yıl gitgide artan LGBTİ+’lara yönelik baskı ve şiddete karşı politik özneler olarak ürettikleri direniş pratiklerinin KuirFest’le beraber nasıl bir örgütlenme biçimine dönüştüğü bu bir aradalığın güçlendiren yönleri ön plana çıkarılarak anlatılır.
KuirFest’in Pembe Hayat Derneği ile kurulan öz örgütlenme bağlantısı, Ankara lubunyasıyla olan bağı ve buradan aldığı kültürel sermayesini, sanat yoluyla örgütlenme pratiği geliştirerek güçlü bir politik söze dönüştürür. 2017 yılından itibaren her yıl uygulanan yasaklara ve ağır sansür engellerine karşı direnişini sürdüren festival Türkiye’de yaşayan ve kültür ve sanat alanına ilgi duyan, bu alanda üretim yapmak isteyen birçok lubunya için alan açar. KuirFest’in, iktidar grupları tarafından varoluşları kriminalize edilen lubunyalara karşı kurumsallaşmış bir nefret üretilmesine rağmen nasıl kendini devam ettirebildiğinin sırları bu belgesel film çalışmasıyla gün yüzüne çıkacaktır.
Seçki detaylarına ulaşmak için tıklayın.
Etiketler: kadın, medya, kültür sanat, yaşam