24/09/2015 | Yazar: Kaos GL
Esra Erben’in Pasiflaura rumuzuyla 10. Kadın Kadına Öykü Yarışması’nda yer alan öyküsü: Sahi anne, anne olmak ne demek anlatsana bana mezarımın başına geldiğinde.

Esra Erben’in Pasiflaura rumuzuyla 10. Kadın Kadına Öykü Yarışması’nda yer alan öyküsü: Sahi anne, anne olmak ne demek anlatsana bana mezarımın başına geldiğinde.
'Maalesef' demiş doktor 'Kızınızda yüksek ateşe bağlı sensörinöral işitme kaybı tespit ettik.'
'Nasıl' demiş annesi, 'Niye başta maalesef dediniz.'
'Sanırım' demiş doktor, 'Düzelmesi olası gözükmüyor.'
'Ne demek' demiş annesi 'Kızım artık duyamayacak mı?'
Tekrarlamış doktor maalesefini.
'Olamaz' demiş annesi 'Daha beş yaşında en sevdiği şarkıyı bile dinlemedi.'
'Üzgünüm' demiş doktor 'Artık gözleriyle sevecek dünyayı.'
Bunları on sekizinci yaş gününde artık ustalaşan elleriyle anlatmış biricik kızına, masmavi gözleri yaşlanmış ikisinin de. 'Dur' demiş annesi 'bugün seninle kırmızı şarap içeceğiz' narin güzel elleriyle, 'sarhoşluğunu merak ediyorum senin, senin benimkini ezberlediğini de biliyorum.'
Gülümsemiş kızı dolgun hüzünlü dudaklarıyla. Viskisini dikip şarap şişesini açmaya girişmiş. Tirbuşonun mantarda kayboluşuna dalmış gözleri, başı biraz daha dönmüş.
İkinci kadehleri koyarken ıskalamış kızının bardağını kan gibi akmış şarap masaya, dalmış gitmiş ikisinin de gözleri masada özgürce yayılan sıvıya. Anne başlamış konuşmaya alkolden şişmiş dili döndüğünce, kızının kulakları son içtiği kadehin sihiri ile duymaya başlamış gibi.
"Biliyorum, şimdi söylediklerimin çoğunu anlayacaksın, anlayamadıklarınsa benimle birlikte çürüyecek. Bunca yıldır benim yüzümden duyamıyorsun biliyor musun? belki hayal mayal hatırlıyorsun o geceyi, sesini unuttuğun babanın küfürleri ilk ve son duyduklarındı. Baban o gün bağırarak yenemedi öfkesini elleriyle devam etti işkencesi, ah be güzel kızım bilsem sana bunları yaşatacağımı kaçar mıydım sen ateşler içinde yatarken. Ah be kızım sesini nasıl özledim bilemezsin. Ne kadar pişmanım bebekten kaydetmediğim için anne deyişini, sen kaydet olur mu kızım çocuklarınınkini, bu kaosun neleri ne zaman elinden alacağını bilemezsin be kızım. Kaç gece kandırdım kendimi belki de iyi oldu dedim, hiç bir küfür duyamayacak kızımın kulakları artık diye, dünyanın bitmek bilmez nefretini en azından sadece gözleriyle görecek dedim, kendime olan nefretimi dindirmedi bu telkinlerimin hiçbiri."
Dur dedi annesine kendi dudağına götürdüğü baş parmağıyla, Onsekiz yılın yeterli olduğunu düşünürek bu gece intihar edecekti ama vazgeçti annesinin dipsiz hüznünü görünce, annesinin kaybedeceği bir şeyi daha olmadığını anladı. Bunu ona yapamayacağını düşündü ya da ölüm korkusuydu bu sarhoşluğunda kıskıvrak yakalandığı.
Elleriyle intihar edeceğinin ama vazgeçtiğini anlatışı bitmeden sarıldılar hıçkıra hıçkıra. 'Sakın' dedi annesi, 'sen gidersen ben de gelirim, kalmak için senden başka bir nedenim kalmadı ki benim.'
Omuzları iyice ıslanana kadar sarılı kaldılar, ayrıldıklarında cebinden çıkarıp uzattı annesine ithaf ettiği intihar mektubunu.
Bunu okumalısın dedi, itiraf sırası bende; bunları hiç yazılmamış gibi yırtamam, belki ölmedim ama bir gün tekrar denersem son sözlerim yine de bunlar;
"Çok yoruldum ben be anne, sen nasıl yaşadın bunca yıl, nasıl bu kadar güzel kaldın söylesene bana. Senin annen seni yapacak gücü nereden aldı. Tanrı var diyorlar doğru mu anne? Meryem, İsa'nın annesi mi gerçekten? Ölümün yaşamaktan daha kolay olduğunu neden söylemedin bana be anne, peki seni babam kaç kere dövdü anne anlatsana, ya baban seni kaç kere dövdü anne, babam küçükken abime de vurmuştu hatırladın mı? Sahi sen erkek kardeşimin sünnet ettirilmesine nasıl razı oldun, kitapta yazsaydı benim de rahmimi kestirir miydin söylesene anne. Onun sünneti gibi benimkinde de göbek atar mıydın? Söylesene bana nasıl dayandın anne ya babama ya kendi babana anne. Çocukken bize masal anlatırdın, büyüdüğümüzde anlattığın iyi bir eğitim görmemiz sonra istemediğimiz bir işte çalışmamız gerekir masalına ne gerek vardı peki, senin masallardan anladığın bu mu anne? Sahi anne, anne olmak ne demek anlatsana bana mezarımın başına geldiğinde."
Annesi mektubu dökülen şarabın üzerine bıraktı, sarılıp yalpalayarak gittiler annesinin yatağına, birbirilerinden başka kimsesi olmayan iki kadın gibi uyudular o gece sarıla sarıla.
*Siz de öykü, yazı ve deneyimlerinizle KaosGL.org’un kadın sayfasında yer almak isterseniz kadin@kaosgl.orgadresine mail atabilirsiniz.
Etiketler: kadın