21/12/2015 | Yazar: Kaos GL
Eğitim Sen, çatışmaların ve sokağa çıkma yasaklarının yaşandığı bölgelerde 2015-2016 eğitim öğretim yılının ‘kayıp yıl’ olduğunu açıkladı.

Okulların kapısına kilit vurulmasıyla çocukların eğitim hakkının elerinden alındığını belirten Eğitim Sen, çatışmaların ve sokağa çıkma yasaklarının yaşandığı bölgelerde 2015-2016 eğitim öğretim yılının “kayıp yıl” olduğunu açıkladı.
Eğitim Sen, “Cizre ve Silopi’de yaşanan çatışmalı durum” ve “Milli Eğitim Bakanlığı’nın aldığı hizmet içi eğitim kararı”na ilişkin Milli Eğitim Bakanlığı önünde eylem yaptı.
“Yaşamı ve Yaşatmayı Birlikte Savunalım” pankartı arkasında bir araya gelen Eğitim Sen üyelerinin basın açıklamasını Genel Başkan Kamuran Karaca okudu.
Öğrenci ve öğretmenlerin can güvenliğine dikkat çeken Eğitim Sen Genel Başkan Kamuran Karaca, “aylardır bölgede fiilen olağanüstü hal (OHAL) koşulları yaşanmakta, halkın can ve mal güvenliği açıkça tehdit edilmektedir” dedi.
“13 Aralık Pazar günü Şırnak’ın Cizre ve Silopi İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri tarafından öğretmenlere gönderilen telefon mesajı ile adeta “Kentleri boşaltın, operasyon yapılacak!” mesajı verilmiştir. Gerekçe olarak ise “hizmet için eğitim semineri” gibi inandırıcılıktan uzak bir bahane sunulup Türkiye kamuoyu açıkça yanıltılmaya çalışılmıştır. MEB’in eğitim öğretim döneminin ortasında aldığı ‘hizmet için eğitim’ kararının hemen arkasından her iki ilçede de sokağa çıkma yasağının ilan edilmesi, MEB’in iktidarın savaş politikalarına destek vermesi anlamına geldiği açıktır.”
Öğrenci ve öğretmenlerin can güvenliği tehdit altındadır!
Eğitim Sen Genel Başkan Kamuran Karaca, öğretmenlerin, öğrencileriyle en çok bir arada olması gereken böylesine hassas bir dönemde böyle bir kararın alınmış olmasına dikkat çekti ve şöyle devam etti:
“MEB, öğretmenleri öğrencilerinden ve okullarından ayırarak, üstelik öğrencilerin öğretmenlerine en çok ihtiyaçları olduğu bir dönemde okulları boşaltarak, öğrencilerin tarif edilemez büyüklükte psikolojik yıkımlar yaşamasına zemin hazırlamıştır.
“Çocukların okullarından ve öğretmenlerinden uzaklaştırılmaları, öğrencilerin karşı karşıya kaldığı travmayı ve yaşanan sorunları çözmek bir yana daha da arttırmayı hedeflemektedir. Türkiye tarihinin en karanlık yılları olan 90’lı yıllarda bile böylesine büyük bir baskı ve şiddet ortamı yaşanmamışken, sokağa çıkma yasaklarının sürekli uzatılıp çatışma ortamının ısrarla ve inatla sürdürülmesi, özellikle okul çağındaki çocuklar, aileleri ve öğretmenler açısından telafisi mümkün olmayan sorunların ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Binlerce öğretmenin, on binlerce öğrencinin geleceğe ilişkin umutlarını, hayallerini ve yaşama sevinçlerini silah ve bomba sesleri ile paramparça etmeye kimsenin hakkı yoktur.”
Öğretmenleri öğrencilerinden, öğrencileri okullarından koparmayın!
“Cizre ve köylerinde 1298 öğretmen görev yaparken, 43 bin 127 öğrencinin 104 okulda eğitim görmesi gerekirken, eğitime fiilen hem de süresiz olarak ara verilmiştir. Okulda öğretmenleri ve arkadaşları ile olması gereken çocuklar, evlerinde masaların altında saklanarak, çatışma seslerinin sona ermesini beklemektedir. Aynı durum 1873 öğretmenin görev yaptığı Silopi ilçesi için de geçerlidir. Silopi’de 68 okulda 40 bini aşkın öğrenci eğitim görürken, MEB’in “üç gün” olarak belirttiği “hizmet içi eğitim” kandırmacasının neden çıkarıldığı kısa süre içinde anlaşılmıştır. MEB’in görevi, aldığı kararlarla iktidarın savaş politikalarına onay vermek, öğrenci ve öğretmenlerin can güvenliğini tehlikeye atmak değil, yaşanan şiddet ortamının sona erdirilmesi için adım atmak, eğitim öğretimin sağlıklı koşullarda yapılması için harekete geçmektir.”
Her türlü şiddet eylemine derhal son verilmelidir!
“Başta Cizre ve Silopi olmak üzere, çatışmaların yoğunlaştığı, sokağa çıkma yasakları üzerinden fiilen OHAL uygulamalarının yaşandığı bölgelerde 2015-2016 eğitim öğretim yılı şimdiden “kayıp yıl” olarak tarihe geçmiştir. Okulların kapısına zincirli kilit vurduran, öğretmenleri öğrencilerinden ayıran savaş ve şiddet ortamında sadece bugün değil, gelecek de kaybedilmek istenmektedir. Öğretmenleri öğrencilerinden ayırarak, öğrencilerin eğitim hakkını ellerinden almak pahasına atılan adımların ülkenin geleceği olan çocuklarımıza yapılacak en büyük kötülük olacağı akıllardan çıkarılmamalıdır.
“Sokağa çıkma yasakları en çok eğitimcileri, öğrencileri ve velileri etkilerken, savaşın olduğu bir ortamda eğitimcilerin, öğrencilerin okula gidip gelmesi düşünülemez. Sokağa çıkma yasaklarının kaldırılarak öğrencilerin ve öğretmenlerin güvenli bir ortamda eğitime devam etmeleri sağlanmalıdır. Öğretmenlerin ve halkın günlük yaşamını alt üst eden tüm şiddet eylemlerine bir an önce son verilmelidir.”
Etiketler: insan hakları, eğitim