Ekim İkilemesi: Kopenhag ve Madrid LGBT Film Festivalleri

Ekimdeyiz yine. Soğuk, uzak ve melankolik bir aydır ekim. Huysuz ama tatlı. Güneş hala vardır ama soğuktur. Kışa doğru ilerlediğimiz fısıldar biz eve bizde yavaş yavaş kabuğumuza çekilmeye başlarız. Yazın artik geride kaldığını kabullenmemiz gerektiğini Ekim adeta muzur bir çocuk gibi bize fısıldar.

 

 

Dünyanın en eski ve en uzun süreli devam eden film festivali olan Kopenhag film festivali sade, minimalist, küçük çaplı ama kendine özgü. Tam bir İskandinav ve Kopenhagin özelliğini ve kişiliğini yansıtıyor. Kopenhag tasarım ve güncel mimarinin merkezlerinden biri olarak sayılıyor ve Avrupa’daki en “gay-friendly” şehirlerden biri. Şehir yeniyi kucaklayan fakat eski ve gelenekseli de en iyi şekilde koruyan kompakt cazibeli İskandinav Avrupa’nın politik, kültürel ve sosyal açıdan en liberal şehirlerinden biri olma özelliğini taşıyor
 

Festivalin tarihçesi 

 

Festival dünyanın en eski gey festivali unvanını taşıyor. Danimarka’daki LGBT herektin bir parçası olarak 1948’den sonra hayata geçirildi. İlk başlarda Danimarka Film Festivali’nin bir parçası olan festival küçük gösterimler halinde izleyiciyle buluştu ama daha sonra giderek büyüyüp hem LGBT hareketin hem de LGBT sinemanın en önemli kilometre taşlarından biri oldu. Danimarka ülke olarak Avrupa’da ilk gey evliliğini ve daha sonra da LGBT bireylerin evlat edinme yasasını geçiren ülke durumda. Bunun dışında Avrupa’nın ilk Gey Politik Örgütlerinden biri olan LBL de Danimarka’da kuruldu.

Film Festivali hem bu gelişmelerde hem de politik bazı hakların kazanılmasında büyük rol oynadı. Festival olarak yalnız sinema değil bunun dışında LGBT hakları konusunda da büyük bir misyon üstlenen festival birçok politik sivil toplum örgütü, gey aktivistler ve örgütler ile işbirliği içerisinde birçok seminer ve ek etkinlikler düzenlemekte. Danimarka’daki gey hareketin önemli bir parçası olan festival, LGBT topluluğun Danimarka’da birçok ilke imza atması ve haklar elde etmesi konusunda destekleyici ve körükleyici bor faktör olmakla kalmayıp diğer ülkelere de örnek oluşturan bir festival. Birçok başarıya imza atmış olan bu festival Ekim ayının gözdelerinden biri.

 

 

Açılış partisi direktörler Minna Groos, Iben Haahr Andersen ve filmdeki oyuncuların tanıtılması ile başlayacak. Belgesel film Danimarka’daki lezbiyenlerin hayatlarını ve yaşamlarını 1950’lerden itibaren tarihsel bir yolculuk içerisinde ele alıyor.

                                                                            

All Boys 

Direktör Markku Hieikkinen bizi gey porno dünyasında korkutan ama aynı zamanda büyüleyici tarihsel bir yolculuğa götürüyor. Film gey porno dünyasının acımasız ve de tüketici yöntemlerini ve gelişimini dünden bugüne olarak dokunaklı bir dille gözler önüne seriyor

 

Film aslında birçok kısa filmden oluşuyor. Ana teması buluşma ve ayrılma. Biri ile buluşuruz severiz ve ayrılırız. Hayat bundan ibarettir. Bir yerde yollarımız kesişir ve bir süre sonra ayrılır. Kısa filmler serisi bu temayı farklı açılardan isliyor.
 

 

Kudüs: Duvarlar, kontrol noktaları ve ikilemlerle dolu bir şehir. Film bir noktada bu ayrımcılığı, bölünmüşlüğü aşıp, gökkuşağı gibi aşkın aslında renk, etnik köken, din gibi sınırları tanımadan farklı renkleri bir arada tutan bir renkler cümbüşü olduğu mesajını veriyor.

City of Borders, Kudüs’ün tek gey barı olan Shushanin ziyaretçilerinin hayatlarından kesitler sunarak onların oldukları gibi kabul görmek ve LGBT kimliklerini tanıtmak için verdikleri savaşı kişisel bir dile anlatıyor.
 

 

Amerika’nın Louisiana eyaletinde kırsal bir yerleşim bölgesinde kalan Nathan içine kapanık ve cinsel kimliğini pek fazla yaşayamayan biridir. Nathanin yan komşusu Ray’i fark etmesi uzun sürmez ve ona ödevlerinde yardim etmek için öneride bulunur. İlişkileri giderek ilerler ve deneysel bir romantik ilişkiye döner. Fakat bu pür ve geleneksel gey aşkı zaman içerisinde karanlık bir geleceğe doğru sürüklenir.

 

 

Yıl 1952. Güney Afrika’da ayrılıkçı Apartheid rejimi başta. Hintli ev hanımı Miriam iş kadını Amina ile karsılaşır fakat birbirlerine karşı duydukları duyguların ve aşkın önünde siyahı beyazdan, kadını erkekten ve bir kültürü diğerinden ayırt eden bir rejim engel olarak durmaktadır.

 

Dostana- Cuma 17 Ekim

 

Dostana aslında arkadaşlık demek. Bollywood sinemasından dansçı Vipul Bhatti tarafından Cınemateket Cafe de tanıtılacak film sonrasında yine Londra’dan DJ Ritzin katılımıyla Hint Gecesi etkinlikleri ile sona erecek.

 

 

Yönetmen kadrosu ve oyuncuları ile tam anlamıyla politik içerikli bir film. Pedro ailesinin karşı çıkmasına rağmen 1994 yılında MTV Real World programında HIV+ olduğunu açıklar. Bunu yaparak, Pedro medya tarihinde bir ilke imza atmakla kalmayıp, daha sonra televizyondan yayınlanan ilk gey evliliğinin de başkahramanı olmuş ve en büyük hedefi olan herkesi HIV konusunda eğitmek konusunda başarıya ulaşmıştır.

 

Kuzey Avrupa’nın sistematik, kendine has ama şık ve zarif özelliklerini taşıyan Kopenhag Film Festivalinden, Avrupa’nın güneyine Akdenizli, sıcak ve cesur ve renkli bir festivale uzanıyoruz: Madrid LGBT Film Festivali.
 

Madrid Film Festivali İspanya’daki en büyük ve en önemli gey festivallerinden biri. 29 Ekim – 8 Kasım tarihleri arasında yer alan festival İspanya LGBT tarihinde ve politik yaşamında önemli bir yere sahip. Festivalin amacı LGBT haklarına destek vermek, LGBT alanında çalışan profesyonel ve amatör yönetmenleri desteklemek. LGBT’nin İspanyada kabul görmesi için çaba veren sivil toplum örgütleri ve diğer aktivist gruplara sinema aracılığı ile destek vermektir. Bu yüzden Madrid LGBT Film Festivali sadece bir film festivali değil, bunun yanında birçok gösteri, animasyon, workshop ve söyleşinin de yer aldığı geniş spektrumlu bir etkinlikler karnavalı adeta. Bu sene 14.cüsü yapılacak olan festival, İspanyol LGBT topluluğunun en çok rağbet gösterdiği uluslararası bir festival. Festival ayrıca İspanyadaki birçok devlet, özel televizyon ve kuruluş tarafından da desteklenmektedir. Birçok alanda LGBT gruplara ve topluluğa İspanyadaki hakları konusunda vermiş oldukları mücadelede dayanışma ve destek olmuştur.

 

Festival beş ana tema altında toplanmıştır. Ayrıca her yıl misafir bir ülke bulunmakta. Bu senenin misafir ülkesi Meksika.

 

 

Esas Filmler:
 

 

Üst tabakadan acı çeken bir kadın Millibank Hapishanesine “Lady Ziyaretçi” olarak gider. Acılarından ve üzüntülerinden uzaklaşmak isteyen kadın hapishanede Selena isimli bir medyum kadına aşırı ilgi duyamaya başlar.

Ander

 

Ander, İspanyanın Bask bölgesinde bir çiftlikte yaşayan hayatı rutine bağlanmış orta yaşlı bir çiftçidir. Hayatı bir kazadan sonra çiftliğe Perulu bir şoför olarak gelen Jose ile olan ilişkisinden sonra değişir. Ander çok önemli kararlar vermek zorundadır.

And Then Came Lola

 

 Haşarı ve seksi bir lezbiyen ask hikayesi olan filmde Lola işte ve aşkta başarıya koşan bir kişiliktir. Eğer zamanında yetişmesi gereken bir toplantıya yetişemezse her şeyi kaybedebilir. Filmin ana teması aşkın her zaman süre gelen “Eğer devamlı denersen sonunda elde edebilir miyiz” sorusuna fotoğraf, video art ve animasyondan oluşan pop kültür merkezli bir bakış açısı ile yaklaşıyor.

Champion

 

Kafes boksörü olarak görev yapan Jessie Easton aslında hala eski sevgilisinin ve ilişkisinin etkisindedir. Bu onun karşısındaki rakibine de bu psikoloji ile yaklaşmasını sağlar.

Donne-moi la main

Quentin ve Antoine babalarından habersiz otostop çekerek annelerinin cenaze törenlerine gitmeye karar veririler. Yol boyunca yapmış oldukları tartışma, kavga, duygularındaki karmaşa ve ilgi alanlarının farklılıklarından oluşan serüven onların ilişkilerini sonsuza dek değiştirecektir.

 

Film biri Torontolu diğeri Güney Afrikalı iki AIDS eylemcisinin, HIV ilaçlarına ulaşmak için sağlık kuruluşları ve devlete karşı verdikleri savaşı anlatıyor.
 

Rahim kanseri ile boğuşan film yapımcısının kendi hikayesini anlattığı acıklı bir film. Umut ve acı temaları filmin ana konusunu oluşturuyor.
 

Greek Pete

 

Bir yıl boyunca çekilen ve seks endüstrisinde escort ve farklı alanlarda çalışan kişileri önyargısız bir dille sunan ilginç bir belgesel.

 

510 Meter uber dem Meer

Simone babasının cenazesinden dönerken uçuşunu kaçırır ve bu arada uzun suredir hayatında yeni birini bekleyen Nathalie ile tanışır.

 

 

İki lezbiyen asığın bir çamaşırhanede buluşmalarını ve bu kötü ve tatsız durumdan kurtulmaya çalışmalarını konu alan kısa deneysel bir film.

Amor Crudo

 

Futbol, okul, arkadaşlık ve karışık duygularla bezenmiş gençlik öncesi, anılardan ne kadar uzaklaşmaya çalışsak da bizim üzerimizde ve cinselliğimizin oluşmasında aldıkları rolü konu alan kısa metrajlı bir film. İki arkadaş okulun son günlerini birlikte geçirirler ama bunun kaçınılmaz olarak sona ereceğinin farkındadırlar.

 

Abrop

 

Nataia Pinel yapımı video art . Gece yarısı, iki kadın kalkıyor. Duyulan tek şey rüzgar esliğinde inilti ve derin nefes sesleri. Uyandıklarında tek fark ettikleri şey yanlarında yatan kişinin sevdikleri kişi olmasıdır. Bundan sonra iki kadın birbirlerini erotik ve bastan çıkartıcı oyunlara davet eder şekilde birbirlerinin vücudunu hissetmeye başlarlar.

Cannibales

 

Juanma Carillo (http://www.notodotv.com/autor/8/Juanma_Carrillo/ ) çağdaş fotoğraf, video ve elektronik müziği kullanarak samimiyet, yakınlık ve cinsel ilişki ile ilgili ilginç ve farklı bir öykü ortaya koyuyor. 

 

Cuma 23 Ekim – LesGaiCineParty: Deborah Ombres dans gösterisi.

Cuma 30 Ekim-Pazartesi 9 Kasım – SFM Artistik ve Kreatif Yazarlık Eğitim Programı

Tuesday 3th – Derek Jarman tarafından yönetilen ve moderatörlüğünü Torben Mullerin yaptığı : Why is he still necessary? İsimli tartışma Madrid Üniversitesinde.

Cuma 6 Kasım – Halkın seçtiği en iyi kısa film ve hikaye ödülü.

Cumartesi 7 Kasım- LesGaiCineParty