Elbette Tamamlanacaktım Fakat Eksik Birkaç Parçam Vardı

Biseksüel kadınların ve lezbiyenlerin örgütlenme deneyimleri ve hayata bakışlarına dair yaptığımız söyleşilerin üçüncü konuğu, Burcu Mantar. Burcu, örgütlenmenin ve birlik olmanın kendisine verdiği özgüven ve mutluluktan bahsediyor.

 

Türkiye’de bir birey olarak yaşamak zaten çok zor bunun yanı sıra dünyada bile kadının ismi tam anlamıyla yer bulamamışken bu ülkede bahsi geçen durum başlı başına bir problem. Bu problem köyde yaşayan kadından şehirde çağdaş yaşamın bir bireyi olarak düşündüğümüz kadına kadar her kesimde farklı şekillerde görülüyor. Kendi adıma konuşmak gerekirse okul, iş, aile gibi hayatın her alanında erkek egemen sistemin baskınlığını her zaman hissettim ve hissetmeye devam ediyorum. Bunun yanı sıra bu sistemde eşcinsel veya biseksüel bir kadın olmak yaşamayı, kendini ifade edebilme olanağını daha çetrefilli bir hale getiriyor.

 

 

Kesinlikle olumlu katkıları olduğunu düşünüyorum. Ruhsal olarak kendimi daha özgür hissediyorum. Genel olarak hayatımda bu durumla ilgili iyi-güzel olarak tanımlayabileceğim şeyleri yakın arkadaşlarımla yaşadım. Yakın arkadaşlarıma açılma sürecimde toplumda karşılaştığım negatif tepkiyi onlardan da göreceğimi sandım. Aslında bu korkular aklımda kendimle ilgili soru işaretleri oluşturuyordu fakat onlardan olumlu bir tepki almak, yanımda olduklarını hissettirmeleri inanılmaz bir özgüven ve mutluluk verdi. Bu durum kendi çabamla elde etmeye çalıştığım bir şeydi yine de eksik bir şeyler kalıyordu. Sanki ben bir puzzle idim. Elbette tamamlanacaktım fakat eksik bir kaç parçam vardı. Örgütlenme sürecinde bu eksik parçalar yerlerini buldu. Aklımdaki soru işaretleri yok olmaya başladı artık kendimi daha iyi anlamaya başlıyordum. Özellikle benim gibi bu sorunlar içinde boğuşan LGBT bireyler için bir şeyler yapabilmek beni çok mutlu etti. Siyasi anlamda bilinçlendim. Bu durumun LGBT bireyler için çok önemli olduğunu düşünüyorum.

 

 

Başka LB kadınlarla Kaos GL aracılığıyla tanıştığım söylenebilir. Kaos GL’ nin adını sosyal medyada fazlasıyla duydum ve araştırdım. Daha sonra bu oluşumun ben de bir parçası olmak istedim. Gittim oradaki insanlarla tanıştım ve gayet sıcakkanlı karşılandım. Yavaş yavaş yapılan etkinliklerin bir parçası oldukça diğer LB kadınlarla da tanışmış oldum. LB kadınlarla birlikte oluşturduğumuz ve bir parçası olmaktan büyük mutluluk duyduğum, bana birçok olumlu şey katan bir grubumuz var. Bu grupta LB kadınların her anlamda ve her alanda karşılaştığı sorunları tartışıp çözümler üretmeye çalışıyoruz.

 

Hayatımı kolaylaştıran tek şey LGBT örgütlerden haberdar olmam ve onlarla iş birliği içinde olmamdır. Diğer yandan ailemle yaşadığım ve aileme açık olamadığım için bu alanda hayatımı kolaylaştıran pek bir şey yok.

 

 

Keşke nefret cinayetleri hiç yaşanmasaydı. İnsana saygısı olmayan insanlar toplumu ve dini yanlarına alıp harbe çıkmasalardı. Bir gün mutlaka özgürce yaşayabilmeliyiz.

 

 

Feminist hareketin öznesi kadın olduğu için eşcinsel ve biseksüel kadınlarında sorunlarının bu hareket içinde yer bulabileceğini düşünüyorum. Feminizmin amacı kadının toplumdaki yerinin iyileştirilmesi ve toplumda gerçek bir eşitlik durumunun sağlanmasıdır. Bu bağlamda eşcinsel ve biseksüel kadınların görünür kılınması ve bu süreçte haklarının ihlal edilmemesi aynı şekilde eşitlik durumunun sağlanabilmesi için neler yapılabilir gibi soruların çözümlerinin feminist hareket içinde tartışılabilir olduğunu düşünüyorum.

 

 

Daha önce böyle bir deneyimim olmamıştı. Diğer eşcinsel/ biseksüel kadınlarla birlikte olmak benim için çok şey ifade ediyor. Öncelikle farklı farklı kadınların hayatlarını tanımak, sorunlarını dinlemek, çözümler üretmeye çalışmak bambaşka bir duygu. Başka hayatlar yaşasak da eşcinsel/biseksüel bir kadın olarak aynı sorunlar içinde boğuştuğumuzu fark ettim. Bu sorunları daha görünür kılmak ve bu mücadelede ciddi adımlar atmak gelecek günler için bir umut ışığı doğurdu. Bunun yanı sıra yapılan atölyeler sayesinde de bilmediğim birçok şey öğrendim özellikle kendi bedenimi daha iyi tanıma fırsatı buldum.

 

 

Başlı başına yapılması gereken en önemli şey “Ayrımcılıkla Mücadele Kanun Taslağı”na “cinsel kimlik”ibaresininyeniden eklenmesi yönünde olmalıdır. Yani ayrımcılığa karşı haklarımızı korumamız yönünde hukuksal bir güvence için uğraşmalıyız. LGBT bireyler neredeyse her gün nefret suçlarına maruz kalıyor ve bu durumda bizleri koruyacak ya da haklarımızı savunmamızı sağlayacak bir yasa ne yazık ki yok. Bu yüzden mücadele edilmesi gereken en önemli konunun bu olduğunu düşünüyorum.

 

Biseksüel bir kadın olarak sosyal hayatta gizlenmeden yaşayabilmek “görünür” olmak için mücadele etmek gerektiğini düşünüyorum.