19/03/2007 | Yazar: Kaos GL

Eşcinsel bebek tartışması Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Bilim insanları yapılan araştırmalar sonucu, anne karnındaki bebeğin eşcinsel olup olmadığının anlaşılabileceğini iddia ediyor. Bu da eşcinsel haklarının ve kürtaj meselesinin tartışılmasına yol açtı.

Burcu Aldinç

Karnınızdaki çocuğun eşcinsel olup olmadığını öğrenmek ister misiniz? Yapılan araştırmalar, çok yakında bunun gerçekleşebileceğini gösteriyor. Peki ama doğmamış çocuğun cinsel yönelimini değiştirme hakkımız var mı?

İngiltere'de DNA ve genler üzerinde yapılan araştırmalar, "Etik mi, değil mi?" tartışmalarını da beraberinde getiriyor. Birkaç yıl önce basında da geniş yer bulan gen haritasının bulunduğu ve insan ömrünün artık uzatılabileceğine dair araştırmalar oldukça yankı uyandırmış, bir kesim buna sevinirken bir kesim de "Doğanın dengesini bozmaya hakkımız yok," demişti. Günümüzde gelinen son nokta ise yine oldukça büyük bir tartışmanın fitilini ateşleyecek cinsten. Çünkü İngiltere'de koçlar üzerine araştırma yapan bilim adamları, artık çocuğun anne karnındayken, eşcinsel olup olmadığının anlaşılabildiğini iddia ediyor. Eğer tüm bu araştırmalar gerçeğe dönüşürse, yakın gelecekte yaşanacakları kestirmek çok da güç değil. Hastanede oturmuş, üç aylık hamile, modern, eğitimli, kısmen dindar kadınlar karnındaki gey çocuk hakkında karar vermek zorunda kalacak. Eşcinsel arkadaşları olsa da, arkadaşlarının gey çocuklarını çok sevse de, onun biricik oğlu başka bir erkeği sevecek. Bu fikir onu rahatsız etmese bile ya başkaları nasıl karşılayacak? Sonuçta anneler iki seçenekle karşı karşıya kalacak. Göbeğinin üzerine uygulanacak bir hormon bandı ile karnındaki çocuğun cinsel yönelimini değiştirmek ya da doğanın dengesini bozmamak.

Ismarlama Çocuklar

Tüm bu anlattıklarımız, aslında çok uzak bir ihtimal değil. Üç yıldır bu konuda araştırma yapan Oregon Üniversitesi araştırmacıları, hormon bandı uyguladıkları gey koçların, dişilere ilgi duymaya başladıklarını ve onları heteroseksüel yapmayı başardıklarını açıkladı. Geylikle ilgili böyle bir araştırma yapılması, özellikle ABD'de büyük tartışmalara yol açtı ve gey dernekleri tarafından şiddetle kınandı. Eşcinsellerin haklarını savunan tenis oyuncusu Martina Navratilova, araştırmayı 'homofobik' ve 'acımasızca' buldu ve koçların gey olma haklarının ellerinden alındığını söyledi. İngiliz Sunday Times gazetesinde yayımlanan bir makale ise bu yöntemin anne karnındaki ceninlere de uygulanıp, uygulanmayacağı sorusunu gündeme taşıdı. Yapılan tüm genetik araştırmalar ve son olarak gelinen nokta, çocuk yapmayı da sipariş ve isteğe bağlı hale getirecek cinsten. Yakın bir gelecekte, "İlk çocuğumuz kızdı, bu seferki erkek olsun," ya da ataerkil toplumlarda; "Tüm çocuklarım erkek olsun," gibi istekler çoğalabilir. Peki ama istemenin sonu nereye varacak? Gey çiftler, lezbiyen ikizler; muhafazakar kesimler de dindar ve heteroseksüel çocuklar mı sipariş edecek? Ya da kız çocuğun hoş karşılanmadığı bazı toplumlarda, kadın nesli yok olma tehlikesi ile mi karşı karşıya gelecek?

Düello mu başlayacak?

Kürtaj ve gey hakları son 30 yıldır zaten tüm dünyanın gündeminde. Bazı muhafazakar kesimler, geylere de kürtaja da zaten karşı olduklarını sık sık dile getiriyor. Bu kitle, eğer cinsel yönelimi belirleme testi gerçekleşirse, oldukça büyük bir sorunla karşı karşıya kalacak. Ya hiç onay vermedikleri halde eşcinsel bir çocuk sahibi olacaklar ya da kendilerince en büyük günahlardan kürtajı yönelim edecekler. Bu durumda da gey çiftler, nesillerini devam ettirebilmek için kendileri gibi gey çocuklar sipariş edebilirler tabii. Bugün zaten bazı aileler sperm seçimi ile kısmen de olsa çocuklarının göz rengini, zekasını hatta karakterini belirlemeye çalışıyor. Çocuk yapmanın ve dünyaya getirmenin, her geçen gün 'sipariş' haline dönüştüğü günümüzde genetik araştırmalar kimi zaman hayatı daha kolay hale getirmek yerine zorlaştırabiliyor ve insanları etik olmayan davranışlara itebiliyor.

Cem İncesu (Doç Dr. Psikiyatrist): Bu bir Nazi uygulaması

"Anne karnındaki çocuğun cinsel yöneliminin belirlenebilmesi ve buna müdahale edilmesi, bence çok uzak bir ihtimal. Ama düşüncesi bile bana Nazi dönemini anımsattı. Almanların, 'ari ırk' yaratma düşünceleri aklıma geldi. Alman olmayan, psikolojik bir rahatsızlığı olan ya da herhangi bir hastalığı olan kimselere soykırım uyguluyorlardı. Ayrıca eşcinselliğin bir hastalık gibi ele alınması da bence hiç etik değil. Bunun üzerinde araştırma yapmak için bile nasıl izin alınmış, anlamak güç."

Kürşad Kahramanoğlu (Gazeteci, dünyanın önde gelen gey ve lezbiyen örgütü ILGA eski Genel Sekreteri): Tasarım bebeklere doğru gidiliyor

"DNA'ya müdahale etmek, etik açıdan çok ciddi sorunları beraberinde getirir. Bütün anne-babalar; mavi gözlü, kaslı, uzun boylu çocuk isteyecek. Bir insanın solak olması ya da kahverengi gözlü olması anormal mi? Herkes uzun boylu mu olmalı? Mükemmel insan, kim? Doğanın dengesini bozamazsınız. Çeşitlilik olmalı. Türkiye'de birçok kişi eşcinselliği tanımıyor, ayıp bir şey gibi görüyor. İnsanlar birbirine küfretmek için gey terimleri kullanıyor. Böyle bir toplumda kaç kişi, çocuğunun gey olmasını ister ki! Diyelim ki böyle bir test uygulanmaya başlandı. Gey çocuğun alınıp, alınmaması gerektiğine kim müdahale edecek? Vali mi, belediye başkanı mı, TBMM mi? O zaman gey doktorlar da bütün çocukları gey ya da lezbiyen mi yapacak? Bence cinsel yönelimlerin, başka bireylerin inisiyatifine verilmesi çok yanlış."

*Radar online'dan derlenmiştir.



Etiketler: insan hakları, aile
İstihdam