19/10/2012 | Yazar: Seçin Tuncel
13-16 Eylül tarihlerinde Kaos GL’nin düzenlediği Eşcinsel Biseksüel Kadın Kampı vesilesiyle kadınlar olarak yan yana geldik ve söyleşiler yaptık. İlk söyleşimiz Kaos GL’den Meltem Pişkin ile.
13-16 Eylül tarihlerinde Kaos GL’nin düzenlediği Eşcinsel Biseksüel Kadın Kampı vesilesiyle kadınlar olarak yan yana geldik.
Kampta ve sonrasında bu bir araya gelmeleri çoğaltmak ve sorunlarımızı görünür kılmak, bu yoldaşlığı çoğaltmak için söyleşilerimize web sitemiz üzerinden devam etmek istedik. İlk söyleşimiz Kaos GL’den Meltem Pişkin ile.
Eşcinsel Biseksüel kadınlar olarak sizler de söyleşilere katılabilir, soruların yanıtlarını secin@kaosgl.org adresine atabilirsiniz.
Türkiye’de bir kadın olarak yaşamanın zorlukları olduğunu düşünüyor musun? Bu zorluklar eşcinsel ve biseksüel kadınlar tarafından nasıl yaşanıyor sence? Onların karşılaştığı fazladan zorluklar var mı?
Evet; evde, işte, sokakta. Her yerde kadın olmanın zorlukları çarpıyor yüzünüze. Başkalarıyla etkileşime girdiğin her an belli başlı sorunlar ortaya çıkabiliyor. Kadın olarak yaşamak bu kadar zorken bir de eşcinsel bir kadın olarak hayatını sürdürmeye çalışmak ısrarlı bir mücadele istiyor. Fazladan zorlukları elbette var, bir kere bir kadın olarak bir kadını sevmişsiniz; bunun iğrenç bulunması, hastalıklı görülmesi düşüncelerinden sıyrılıp insanın hayatına devam etmeye çalışması bile benim için sonu gelmeyecek zorlu bir süreci ifade ediyor.
Eşcinsel olmanın hayatına olumlu katkıları olduğunu düşünüyor musun? Varsa bu katkıların ne olduğundan bahsedebilir misin? Bunlar kendi çabanla elde ettiğin şeyler mi yoksa mesela LGBT örgütlerin bu alanda bir desteği olduğunu düşünüyor musun?
Götürüsü olmadığı gibi getirisinin de olduğunu düşünmüyorum. Eşcinsellik konusunda yaşadığım en güzel şey ailemin ve tüm arkadaşlarımın cinsel yönelimimden haberdar olmasıdır. Bu konuda herhangi bir örgütün direkt bir desteği olduğunu düşünmüyorum, ama kendimi güçlü hissetmem, yalnız hissetmemem ve eşcinselliğimin saklanacak bir şey olmaması konusunda dolaylı bir desteği olduğunu söylemeliyim.
Vaktim olursa derneklere uğrama ya da organizasyonlara katılma, destek verme fırsatına erişiyorum. Üye olmayı çok istedim ama bir türlü fırsat yaratamadım. Bu soru da bir vesile oldu bu durumu hatırlamam için.
Bir eşcinsel birey olarak ailenle, arkadaşlarınla, çevrenle ilişkilerini değerlendirebilir misin? Okulda, işte karşı karşıya kaldığın belli konulardan bahsedebilir misin?
Aileme açığım, tamam deyip hayatımıza devam etmedik açıldıktan sonra. Çok kısa sürse de reddetme, ailenin kendini suçlu görmesi, bahaneler üretme, bu bahanelerin arkasına sığınma, yok sayma, hastalıklı görme gibi birçok süreçten geçtik. Şanslıydım ki bu süreçler gerçekten ama gerçekten çok kısa sürdü. Tedavi ettirmek için götürdükleri psikiyatrın da eşcinselliğin doğal bir şey olduğunu ve tedavi edilemeyeceğini söylemesi bu süreci hızlandıran en önemli etkenlerden biridir, bence.
Hiç kimseden eşcinsel olduğumu saklamadım. Olumsuz olarak niteleyebileceğim bir davranışla da karşı karşıya kalmadım. Sadece iş yerinde açılma gereksinimi duymuyorum, zira profesyonel hayatımda bunun özellikle bilinmesinin gerekli olduğunu düşünmüyorum. Bir gün sorarlarsa yalanlamam, hepsi bu.
Aile ilişkilerim çok sağlamdır, eşcinsel olmam ve eşcinsel olduğumu açıklamam buna gölge düşürmedi. Aynı şekilde arkadaşlıklarım da öyle.
Başka eşcinsel kadınlarla nasıl bir araya geldiğini anlatabilir misin, LB kadınlardan oluşan bir arkadaş grubun var mı? Varsa birlikte dayanışma pratiklerinizi aktarır mısın?
Kaos GL’nin diğer Eşcinsel ve Biseksüel kadınlarla tanışma açısından oldukça büyük yeri var benim için. Düzenlediğimiz toplantılar, aktiviteler ve daha sonra hep beraber yaptığımız sosyal aktiviteler bizi kaynaştırması açısından çok yararlı oldu. Aynı yönelime sahip, farklı kültürlerden, farklı geçmişlerden ve fikirlerden gelen insanlarla bir arada olmak insana çok şey katabiliyor.
Eşcinsel bir kadın olarak, senin hayatını neler kolaylaştırıyor?
Hayatımı en çok kolaylaştıran şey internet. Mesleğim nedeniyle sürekli bilgisayar başında olmalıyım, dolayısıyla profesyonel hayatımın bir gerekliliği olması dışında insanlarla iletişim kurmak, aktiviteler konusunda bilgi almak, yurt içi ve yurtdışında neler olup bitmiş görmek konusunda benim en büyük yardımcım internet. Bunun dışında Kaos GL’nin varlığının beni çok rahatlattığını söylemeliyim. Sıkıntım olduğu zaman başvurabileceğim, danışabileceğim bir yerin olması beni çok güvende hissettiriyor.
Var olan sistemde, eşcinsel bir kadın olarak, cinsel yönelimini özgürce yaşama isteği, bir mücadele alanı haline gelmekte. Böyle düşünüldüğünde, senin hayatında neler bir “mücadele” konusu, sen neler için mücadele etmektesin?
Var olma mücadelesi. Görünür olma mücadelesi. Ben de buradayım deme mücadelesi. Eşcinsel bir kadın olarak bu toplumda, özellikle de iş hayatında var olmak, hayatını sürdürmek bile kimi zaman zorlu bir mücadele benim için.
“Keşke” (şöyle olsaydı / böyle olmasaydı) ve “bir gün mutlaka” dediğin şeyler var mı, varsa neler?
Homofobinin öldürdüğü dostlarımız var bu dünyada. Bu toplumda her gün ölüyor eşcinseller, sadece sıkılan kurşunlarla da değil. Ahmet Yıldız’ın bambaşka bir hayata yelken açacağı heyecanıyla, elinde iki külah dondurma, akmasınlar diye acele acele sevdiğine koşarken vurulmasının, R.A.’ya eşcinsel olduğu için nasıl bir öfkeyse bir değil iki değil tam on dört kurşunla kıyılmasının, Bursa’da katledilen transeksüel birey İrem’in annesinin "Koskoca dünyaya benim çocuğumu sığdıramadılar" cümlesinin vicdanını sızlatmadığı insanlar var. Keşke saydıklarım gibi daha nice cinayete hak veren insanlar olmasaydı, bunu dile getirebilecek kadar özgüven sahipleri bu insanlar bir de!
Keşke ahlak haini olmaktan çıksak bugün. Keşke heteroseksüelliği “normal”, diğer yönelimleri “anormal” olarak görmek eskiseydi. Anlayabilseydi keşke insanlar biz de aşık oluyoruz, seviyoruz, seviliyoruz, iki sağlıklı birey olarak hayatımızı birlikte geçirmeye karar veriyoruz. Ve klişe bakış açılarından kurtulabilseydik.
Homofobi ve transfobiye karşı mücadelenin ana gündeminde genellikle kamusal alanda ortaya çıkan şiddet ve bu şiddete karşı verilen mücadele oluyor. Eşcinsel bir kadın olarak kendini bu hareketin içinde görebiliyor musun? Bunlar, senin gündelik hayatında birebir karşılaştığın şeyler değilse kendini bu mücadelenin dışında hissettiğin ya da bu mücadelenin senin gereksinimlerini karşılamadığını düşündüğün oluyor mu?
Şiddetin tanımının sadece fiziksel şiddet ile yapılabileceğini düşünmüyorum. Psikolojik şiddet de çok fazla ve eşcinsel bir kadın olarak karşılaşmamam imkânsız. Sevgilinizin elini tutup gezdiğinizde insanların size bakışları, laf atmaları, dedikodunuzun yapılması, imalı laflar edilmesi bunlardan yalnızca birkaçı. Öyle olmasaydı bile benim için şiddetin olmaması varlığının yokluğuna işaret etmiyor. Aynı yönelimi paylaştığım bir insanın, hatta herhangi bir insanın karşılaştığı bir durum olması içinde hissetmeme yeterli oluyor. Bu mücadele içerisinde yer almazsam kendimi ahlaki olarak eksik hissederim. Söz konusu durumu deneyimlesek de deneyimlemesek de bir araya geldikçe, sorunlarımızı konuştukça, deneyimlerimizi paylaştıkça var olacağız, daha özgür olacağız.
Sence homofobi ve transfobi karşıtı hareketin gündeminde, eşcinsel ve biseksüel kadınlara özgü hangi sorunlar daha çok gündeme getirilmeli, bu sorunların çözümü için yapılabileceğini düşündüğün şeyler var mı?
Görünmezlik ve sessizlik bence çok önemli iki problem. Kadınlar örgütlenmekten, bu hareketin bir parçası olmaktan çekinmemeliler. Kendi hayatlarında her gün yaşadıkları durumlara karşı tek yürek olmayı bilmeliler. Daha önce dediğim gibi, birbirimizin acısına sahip çıktıkça var olacağız.
Feminist hareket içinde, eşcinsel ve biseksüel kadınların hangi sorunlarının tartışılabileceğini düşünüyorsun? Bu anlamda sence Eşcinsel Biseksüel kadınların sorunları hangi hareketin içinde kendine daha çok yer bulabilir veya arada bir fark görmüyor musun?
İnsan haklarını kendine yön belirlemiş her türlü örgüt içerisinde eşcinsellik konusunun yer bulmasını beklerim. Tıpkı eşcinsel hareketinin tüm hoşgörüsüzlüklere, saygısızlıklara, yasakçılığa, cinsiyet ayrımcılığına karşı çıkmasını beklemem gibi. Bu toplumda kadına dair ne varsa feminizmle ortak paydada buluşulabileceğine inanıyorum.
Eşcinsel/Biseksüel kadınların daha “görünmez” olduğundan bahsediliyor, sen bu görünmezliği nasıl tanımlıyorsun?
Görünmez olmak kendini saklamak, olduğun gibi görünmemek için özel çaba sarf etmek, yöneliminin anlaşılmasından korkmak bana göre. Ben görünür olmak istedim, istiyorum. Burada olduğumun bilinmesini istiyorum. Ve bizden çok fazla olduğunun da bilinmesini istiyorum. İş yerim dışında her alanda görünürüm. Şu anki işverenlerimin yönelimim yüzünden beni işten atacaklarını sanmıyorum. Eşcinselliğimi saklamıyorum. Ama açılma gereksinimi de duymuyorum. Örgütlü olmak her konuda insana fayda sağlıyor. Başıma belirtilen örnek gibi bir durum gelse koşacağım ilk adres LGBT örgütleri olurdu.
Kaos GL’nin düzenlediği Eşcinsel biseksüel Kadın kampı deneyimi, diğer eşcinsel / biseksüel kadınlarla birlikte olmak senin için ne ifade ediyor? Daha önce böyle bir deneyimin olmuş muydu?
Daha önce yapılan etkinliklere de mümkün olduğunca katıldım ama böylesine yoğun bir buluşma deneyimim olmamıştı. Her etkinlikte farklı insanlar tanımak, farklı fikirler ve yaşanmışlıklar duymak, daha önce tanıdıklarınla bir adım daha samimi olmak ve tabi bunun getirdiği bir birliktelik, bir bağlanma ve birlik hissi benim kampta kazandığım en güzel şey.
Eşcinsel biseksüel kadınlara karşı ayrımcılıkla mücadeleyi nasıl görüyorsunuz, geliştirmek için neler yapılabilir?
Bu mücadelenin bizzat eşcinsel ve biseksüel kadınlar tarafından terk edilmiş olduğunu düşünüyorum. Daha çok kadın bu mücadeleye davet edilmeli, görünür olmaktan, meydanlara inmekten korkmamalı kimse. Bizler üzerimizdeki baskıyı bir araya gelerek bir nebze dindirebildiğimizde, yüz yüze geldiğimiz sorunlara çok daha farklı yerlerden yaklaşacağız. Yani eşcinsel mücadele kendi adı altında çok daha farklı alanlara yönelecek belki de ve daha birleşmiş, daha kenetlenmiş bir durumda olacağız.
Son olarak eklemek istediğin bir şeyler var mı?
Kaos GL’ye bu güzel kampta kendimizi ifade etme fırsatı verdiği için çok teşekkür ederim.
Etiketler: kadın