23/03/2010 | Yazar: Kaos GL

Bakanların sürdürdüğü "eşcinsellik" tartışmalarına dinci sivil toplum örgütleri de katıldı.

Bakanların sürdürdüğü "eşcinsellik" tartışmalarına dinci sivil toplum örgütleri de katıldı. Mazlum-Der’in de dahil olduğu dinci STÖ'ler, eşcinselliğin bir yönelim olarak gösterilmesine müsamaha gösterilemeyeceğini belirttiler.

Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı'nın eşcinselliği bir hastalık olarak gördüğünü belirtmesinin ardından başlayan "eşcinsellik" tartışmasına dinci sivil toplum örgütleri de katıldı.

MAZLUMDER'in öncülük ettiği sivil toplum örgütleri, eşcinsellik hakkında ortak bir tavır almak amacıyla hazırladıkları ve eşcinselliğin bir hastalık ve sapma olduğunu iddia eden metni dün Sirkeci Postanesi önünde gerçekleştirilen bir basın açıklaması ile kamuoyuna duyurdular. Grup adına Asiye Dilipak’ın okuduğu metinle, Devlet Bakanı Kavaf'a destek olmak amacı taşındığı da belirtildi.

Aynı zamanda imzaya da açılan "Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Sayın Selma Aliye Kavaf'a Açık Mektup" başlığını taşıyan metnin ilk imzacıları ise AKABE Vakfı, AKDAV, AKODER Aileyi Koruma Derneği, Araştırma ve Kültür Vakfı, Anadolu Gençlik Derneği İstanbul Şubesi, ASDER Adaleti Savunanlar Derneği, Ayışığı Derneği, Hayata Çağrı Platformu, Hukukçular Derneği, İHH İnsani Yardım Vakfı, İnsan ve Medeniyet Hareketi, MAZLUMDER İstanbul Şubesi, Medeniyet Derneği, ÖNDER İmam Hatip Liseleri Mezunları ve Mensupları Derneği, Özgür-Der, Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi, İnsani Değerler ve Ruh Sağlığı Vakfı, Sıcak Yuva Vakfı, TİYEMDER Tüm İlahiyat Mezunları Derneği, TÜMER Tüketici Hakları Merkezi, TGTV Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı (160 sivil toplum kuruluşu çatı örgütü), Türkiye Yazarlar Birliği oldu.
 
"İlahi dinler eşcinselliğe karşı"
İmza metninde eşcinselliğin ilahi dinlerde bir sapkınlık olduğuna dikkat çekilirken, aynı dinlerde bu nedenle eşcinselliğin yasaklanmış olduğu vurgulandı:
 
"Bütün ilahi dinler eşcinselliği bir bozulma, sapma, gayri ahlaki bir tutum, tabii olanın dışına çıkma ve günah olarak görür. Birçok İslam ülkesinde de "eşcinsellik" yasal olarak yasaktır ve bu yasaktan amaç toplumun ve insan neslinin korunması ve bu anormal yönelimin yaygınlaşmasının önüne geçilmesidir. Tarihte bu tür sapkınlıklar yaşayan topluluklar, ilahi kitaplara göre "çirkinlik ve kötülük üzere oldukları, saptıkları" için azap görmüş ve helak edilmişlerdir."
 
"Müsamahanın bir sınırı var"
Metinde dikkati çeken bir diğer nokta ise "Müslümanların ve İslam'ın barış ve müsamaha dini olmakla beraber bu iki normda belli sınırlar getirildiği"nin belirtilmesi oldu:
 
"Müslümanların -İslam barış ve müsamaha dini olmakla beraber her iki normun da sınırları vardır- ve diğer ilahi inanışlara sahip insanların, İslam'a ya da kendi inanışlarına göre ayıp ve günah olana karşı durmaları çok normal ve sorumlulukları gereği olup bu sorumluluk sadece Müslüman toplumlar için değil tüm insanlık içindir. Bu nedenle ahlaki olmayanın ve günahın hukuki kural olmasına ve meşruiyet kazanmasına asla destek verilemez."
 
"Eşcinsellik nesil emniyetini tehdit ediyor"
Sivil toplum örgütleri imza attıkları metinde, eşcinselliğin "insanlığın geleceğini ve nesil emniyeti"ni tehdit ettiği belirtilirken, bu durumun meşrulaştırılmasının hayata bir ihanet olduğu ifade edildi:
 
"İnsanlığın geleceğini ve nesil emniyetini tehdit eden eşcinselliğin sapma ve anormal bir durum olarak görülmemesi, sorunu yaşayanların tedavi/terapi talebini köreltecek ve durumun yaygınlaşmasına sebep olacaktır. Bu durumun meşrulaştırılması ve doğal bir durum gibi kabul edilmesi hayatın kendisine karşı bir ihanettir."

Kavaf'a destek
"Eşcinsellik tartışması"nı da başlatan Selma Aliye Kavaf'ın dizilere ilişkin görüşlerini de paylaştıkları anlaşılan sivil toplum örgütleri, aldıkları ortak tavrın eşcinselliği topluma yaymaya çalışanları rahatsız edeceğini de vurguladılar:
 
"Yapmış olduğunuz "hastalık" açıklaması, bu sapma durumunu topluma yaymak için ciddi lobi faaliyetleri yürüten, diğer insanlara da sirayet ettirmek için akla gelmeyen yolları deneyen, dizilerden yarışma programlarına, kliplerden haber bültenlerine, tartışma programlarına kadar her alanı zorlayan, toplumun bilinçaltında eşcinselliği doğal bir seçim olarak kabul ettirmeye çalışan bir kesimi elbette rahatsız edecektir."
 
"Eşcinsellik günah ama zulmetmeyin"
Öte yandan eşcinsellerle ilgili tartışmaları dini açıdan değerlendirmeye kalkan bir isim de 'Müslümanların bu konuda ne yapması gerektiğini' Star gazetesine anlatan Dr. Süheyp Öğüt.
 
Gazetenin 'Eşcinsellik konusu Türkiye’de nasıl algılandı?' sorusuna yanıt veren Öğüt, eşcinselliğin Kuran'da günah olarak tanımlandığını savundu. Eşcinselliğin Kuran'da direkt geçmediğini kaydeden Öğüt, eşcinsellikle Kuran arasında bağ kurmak için çeşitli zorlama örnekler verdiği görüldü. Eşcinselliğin sapıklık olduğu belirtilen röportajda Müslümanlara da 'ama zulmetmeyin' çağrısında bulunuluyor.
 
Büyük tepki toplamıştı
Kavaf, yaptığı bir açıklamada "Ben eşcinselliğin biyolojik bir bozukluk, bir hastalık olduğuna inanıyorum. Tedavi edilmesi gereken bir şey bence. Türkiye'de eşcinseller yok demiyoruz bu vaka var" diyerek, eşcinsel evliliklere de olumlu bakmadığını söylemişti.
 
Kavaf'ın bu açıklamaları birçok sivil toplum örgütü, siyasi parti ve düşünürden tepki aldı. Eşcinsel örgütleri eylemler yapmanın yanı sıra Kavaf hakkında suç duyurusunda bulunmuştu.
 
Kavaf'a yurtdışından da tepki gelmişti. ABD Kongresi'ndeki Helsinki Komisyonu'nun Başkanı Demokrat Parti Maryland Senatörü Benjamin Cardin ve eşbaşkanı Demokrat Parti Florida milletvekili Alcee Hastings, "Bu sözlerin sonrasında Türkiye'deki seçilmiş liderler, tüm insanların hakları için ayağa kalkmalıdır" demişti.
 
Kavaf'ın sözlerine Sağlık Bakanı Recep Akdağ ve AKP milletvekili Nursuna Memecan da karşı çıkmıştı.
 

Etiketler: yaşam, siyaset
İstihdam