26/01/2023 | Yazar: Kaos GL

“Anayasa bile LGBTİ+’ları hedef gösteriyorsa yaratılan bu iklimde saldırıları kendisine vazife görecek ipsiz sapsız adamların önünü açacak. Anayasa tartışmasının bu şekilde yapılıyor olması bile uzun erimli ayrımcılığı artırması açısından sonuçlar doğuracak.”

“Eşcinsellik ve translık arasındaki farkı dahi bilmiyor” Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Kaos GL Medya ve İletişim Program Koordinatörü Yıldız Tar, Adalet Kalkınma Partisi, Milliyetçi Hareket Partisi ve Büyük Birlik Partisi’nin Meclis Başkanlığı’na 9 Aralık 2022’de getirdiği “başörtüsüne anayasal güvence getirilen ve ailenin yeniden tanımlandığı” anayasa değişikliği teklifinin konuşulduğu Meclis Anayasa Komisyonu toplantısını Evrensel’e değerlendirdi.

Tar, “ailenin güçlendirilmesi” adı altında LGBTİ+’ları sapkın ilan eden bir süreç işletildiğine dikkat çekti:

“Kendisinin eşcinsellik ve translık arasındaki farkı dahi bilmediğini konuşmasında görüyoruz. Bu bilinçli bir operasyondu. Anayasa Komisyonunda sanki LGBTİ+'lar anayasal hakları olan yurttaşlar değilmiş gibi ele almanın kendisi; 200 yıl önce ABD’de siyahlara dönük tıp eliyle yapılan ırkçılığın Türkiye’deki benzeridir. Orada da ‘Siyahlar insan mıdır, tıbben nedir?’ gibi tartışmalar yürütülüyordu.”

Değerlendirmenin tamamını buradan okuyabilirsiniz.

Ne olmuştu?

LGBTİ+’lara yönelik bilim dışı ve ayrımcı sözleriyle tanınan Ürolog Prof. Dr. Zeki Bayraktar, Komisyon toplantısında bilimsel bir geçerliliği olmayan iddialarıyla eşcinsel ve trans varoluşu “erken çocukluk döneminde hatalı ebeveyn davranışları”na bağladı.

Bayraktar, Anayasa’da ailenin ayrımcı saiklerle tanımlanmasını içeren teklifi, “LGBTİ+’ların ortalama ömrünün on altı ila yirmi altı daha kısa olduğu” iddiasına dayandırarak “devletin vatandaşın ruh ve beden sağlığını korumakla yükümlü” olmasıyla gerekçelendirdi. Bayraktar iddiaları için “Bunu psikiyatristler bilmezler” dedi.

Bayraktar’ın bilim dışı iddiaları bunlarla da bitmedi; toplumdaki ayrımcılığın, heteronormatif ve ikili cinsiyetli toplum düzeninin LGBTİ+’larda yarattığı psikolojik baskıyı “eşcinsel ve transseksüel” olmakla ilişkilendirdi. Toplumda herkes için geçerli olan cinsel yolla bulaşan enfeksiyonları LGBTİ+ olmaya bağladı.


Etiketler: medya, anayasa
nefret