09/12/2022 | Yazar: Kaos GL

“Çocuk cinsel istismarına türlü çeşit kılıf bulmakta mahir “aile” savunucuları kadın ve LGBTİ+ hak savunucularına saldırmakla meşgul.”

EŞİK: Çocuk istismarına kılıf bulan “aile” savunucuları kadın ve LGBTİ+ hak savunucularına saldırıyor! Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Eşitlik İçin Kadın Platformu – EŞİK, LGBTİ+ düşmanı nefret mitingini örgütleyenlerden İsmailağa Cemaati’nde çocuk istismarının ardından açıklama yayınladı.

AKP’nin Anayasa tartışmalarını da hatırlatan EŞİK, “Türkiye bir kadının 6 yaşından bu yana istismar edildiği haberiyle sarsılmışken, 25 Kasım Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Günü’nde şiddetsiz bir hayat hakkı ve özgürlükleri için sokağa çıkan kadınlara uygulanan polis şiddetinin izleri henüz tazeyken, iktidar Anayasa değişikliği önerisini Meclis’e sunacağını duyurdu. Eşitlik ve laikliğe karşı savaş açan, çocuk cinsel istismarına göz yuman, kadına karşı şiddeti ve ayrımcılığı körükleyen, din tüccarlarına ve istismarcılara kol kanat geren AKP’nin, Anayasa teklifi sunması ülkenin siyasi tarihine geçen pek çok garabetten biri olarak hatırlanacak” dedi.

EŞİK’in açıklamasından satır başları şöyle:

“Türkiye günlerdir çocuk cinsel istismarını konuşuyor. Bir tarikat şeyhinin henüz 6 yaşındaki kızını bir müridine “peşkeş çekmesi”, ardından 13-14 yaşında imam nikahıyla zorla evlendirmesi kamuoyunun gündemine ve vicdanlara bomba gibi düştü. Genç kadının 6 yaşından itibaren yaşadığı cinsel istismar şok edici olsa da, maalesef bu olay ülkemizdeki çocuk cinsel istismarı suçlarında buzdağının sadece görünür kısmı.

“Yirmi yıldan uzun süredir iktidarda olanların örtbas ettiği ilk çocuk istismarı vakasının bu olmadığını biliyoruz. Nüfus ve Sağlık Araştırması (2018) sonuçlarına göre, 20-49 yaş aralığındaki kadınların %21’i 18 yaşından önce, %4’ü 14 yaşında veya daha küçük yaşta evlendirilmiş. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2018 yılındaki nüfus verilerine baktığımızda, bahsedilen yüzdelerin 700 binden fazla 14 yaş ve altı kız çocuğunun cinsel istismarı anlamına geldiği görülüyor. Yine TÜİK’in yayınladığı doğum istatistiklerine göre, 2015-2020 yılları arasında 15-17 yaş grubundaki kız çocuklarının yaptığı doğumların sayısı 81 binden fazla. Bu rakamlar başlı başına bir skandal iken çocuk cinsel istismarının bu rakamların çok ötesinde olduğunun altını çizmek gerekiyor. Kız çocuklarının yaşının büyütüldüğü veya bildirilmediği pek çok vaka ve TÜİK’in kendi verilerinde annenin yaşının “bilinmeyen” kategorisinde yer aldığı doğumlar düşünüldüğünde, çocuk yaşta doğum yapan kız çocuklarının bu verilerin işaret ettiğinden çok daha fazla olduğu ortadadır.

“Eşitlik ve laiklik ilkelerine savaş açanlar, İstanbul Sözleşmesi’ne saldıranlar, “evlilik” kisvesi altında çocuk cinsel istismarının yolunu açanlardır

“Mevcut yasaları uygulamayanlar, yasa da Anayasa da yapamazlar

“Bir ailenin kendi kızlarının cinsel istismarına yardım ve yataklık etmesini konuştuğumuz bu günlerde, AKP’nin Anayasa’da değişiklik teklifini Meclis’e getireceği açıklandı. Yasaları uygulamayan, failleri cezalandırmayan, başta Medeni Kanun ve Ceza Kanunu olmak üzere yasaların altını oyanlar, kadınlara ve kız çocuklarına karşı şiddeti ortadan kaldırmayı hedefleyen İstanbul Sözleşmesi’nden hukuka aykırı şekilde çıkanlar, çocukları cinsel istismar ve sömürüden korumayı amaçlayan Lanzarote Sözleşmesi’ni hedef alanlar, kadınların kazanılmış haklarına ve hayatlarına kastedenler ve onların işbirlikçilerinin yapacakları Anayasa’yı kabul etmeyeceğiz. Eşitlik İçin Kadın Platformu olarak iki yıldır söylüyoruz: Yasalara dokunma, uygula! Anayasa’yı uygulamayanlar, Anayasa yapamazlar!

“Çocuk cinsel istismarına türlü çeşit kılıf bulmakta mahir “aile” savunucuları ise kadın ve LGBTİ+ hak savunucularına saldırmakla meşgul. “Aileyi korumak”, “boşanmaları önlemek”, “babaların mağduriyetlerini gidermek” gibi bahanelerle mevcut yasaları hedef gösteren, kaç kişiyi ve kimi temsil ettikleri belirsiz güdümlü birtakım dernekler ve vakıflar ise 6 yaşında bir kız çocuğunun bir tarikat müridine “peşkeş çekilmesi” karşısındaki sessizliklerini koruyor. İktidarın nimetlerinden kopmamak için ülkenin geleceği ile oynamaktan çekinmeyen, toplumun fersah fersah gerisindeki bu küçük kesimin yarattığı karanlık elbet sona erecek.

“Altı yaşında bir çocuğun kendi ailesi tarafından “evlilik” adı altında cinsel istismara maruz bırakılması kadar vahim olan; bu suçun bin değil, on bin değil, yüzbinlerce kız çocuğuna karşı işlenmesine zemin hazırlayan eşitlik ve laiklik karşıtı söylemler ve politikaların karşısında ciddi bir tepkinin verilmemesidir. Aynı zamanda kadın düşmanı olan söylem ve politikaların bugün geldiğimiz noktada yol açtığı sonuç: şiddet ve istismara karşı mücadele eden kadın örgütlerinin hedef alınması, açıktan nefret söylemine maruz bırakılması, kadın karşı şiddeti protesto etmek için 25 Kasım’da, 8 Mart’ta barışçıl eylemlere katılan kadınların gözaltılar ve açılan davalarla sindirilmeye çalışılması, kadın derneklerinin kapatılmaya çalışılması ve tüm bunların iktidar eliyle uygulanması veya teşvik edilmesidir.

“Mevcut iktidar tarikatlarla işbirliği içinde hem eşitlik hem de laiklik ilkelerine savaş açmıştır. Mağdur ettikleri milyonlara rağmen, hala mağduru oynamakta usta bu aktörlerin bu topluma verdiği zarar büyüktür. Toplumsal cinsiyet eşitliği ve laiklik ilkelerini benimsemeden, ayrımcılığa karşı net tavır almadan, kız çocuklarına ve kadınlara karşı şiddet önlenemez. Kadına şiddeti ve ayrımcılığı “din” diye “manevi değer” diye meşrulaştıranlar, çocuk cinsel istismarını affa kalkışanlar, yasa da Anayasa da yapamaz!”


Etiketler: insan hakları, kadın
nefret