25/03/2024 | Yazar: Kaos GL
Susma Platformu’nun Türkiye’de Sansür ve Otosansür başlıklı yıllık izleme raporu yayınlandı.
Raporda LGBTİ+’ların 2023’te çoklu hak ihlallerine maruz bırakıldığı belirtildi. Etkinliklere yönelik yasaklamaların çoğunun Onur Ayı etkinliklerine yöneldiğini belirten raporda şu ifadeler yer aldı:
“En az 6 il ve bir ilçede Onur Ayı kapsamında yapılması planlanan bütün etkinlikler valilik veya kaymakamlıklar tarafından yasaklandı. Bu veriler, yıl boyunca LGBTİ+lara yönelik yasaklamalar arasında mülki idarenin sadece Onur Haftası gibi tematik yasaklama kararlarından oluşuyor. Özellikle 2016’dan itibaren muğlak, keyfi ve kısıtlayıcı biçimde yetkilerini kullanan mülki idare, tıpkı önceki yıllarda olduğu üzere bu yıl da “genel ahlak”ın korunması, “toplumda infial uyandıracak, milli, vicdani ve insani değerlere dokunacak, toplumsal iç barışı tehdit edebileceği” gibi gerekçelerle başta Onur Ayı olmak üzere, LGBTİ+lar tarafından yapılan ya da LGBTİ+lara yönelik her türlü etkinliği yasakladı. Bu kapsamda, Antalya, Aydın, Eskişehir, İzmir, Kocaeli, Mersin Valilikleri ve Datça Kaymakamlığı il/ilçe genelinde yapılacak Onur Haftası etkinliklerini spesifik olarak yasakladı.”
Raporda yer alan bir diğer husus ise dijital platformlara verilen cezalar oldu:
“MUBI’ye kesilen ceza, Liseli ve Ateşli Oda yapımlarının “çarpık ilişkiler ve müstehcenlik içeren sahnelerin yayıncılık ilkelerine aykırı olması”, BluTV’ye kesilen ceza ise The Book Of Queer isimli dizisinin “LGBTİ+ öğeleri barındırması” gerekçelerine dayandırıldı.”
LGBTİ+’lara dair konular özellikle RTÜK tarafından hedef alındı
Raporda; LGBTİ+’lara yönelik konuların özellikle RTÜK tarafından hedef alındığı vurgulandı. İdari yaptırım gerekçelerinin arasında “toplumun milli ve manevi değerlerine, genel ahlâka ve ailenin korunması ilkesine aykırılık”, “toplumu rahatsız edici ve ahlâka aykırı davranışlar” ve “müstehcenlik” iddialarının yer aldığı ifade edildi.
Sanatçılar tarafından yapılan ve LGBTİ+ haklarına ilişkin açıklamaların 2023 boyunca hedef gösterildiğine dikkat çeken raporda, sansürün zeminini LGBTİ+’lara yönelik ötekileştirme üzerine kurduğu vurgulandı:
“LGBTİ+’lara yönelik ayrımcılık ve kriminalize etme politikası, özellikle karalama ve tehditlerin temelini oluşturmakta dolayısıyla sanatçılar tarafından LGBTİ+ haklarına dair yapılan açıklamalar hedef gösterilmelerine neden olmaktadır. Bu durum da işsizleşmeye giden yolun önünü açmaktadır. 2023 yılında LGBTİ+ haklarını savundukları gerekçesiyle hedef gösterilen sanatçılar konser iptalleriyle karşılaşmıştır.”
Raporda görsel sanatlar üzerinde LGBTİ+’ları hedef göstererek kurulan sansür de yer aldı:
“Gerek Feshane gerekse OMM’de yer alan sergilerde gördüğümüz cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği gibi konuları temsil eden sanat eserlerine yönelik “LGBTİ+ propagandası” üzerinden sansür girişimleri, toplumsal ayrımcılığın bir yansıması olarak şekilleniyor. Bu tür sansürler, LGBTİ+’ların ve toplulukların ifade özgürlüğünü kısıtlamakta ve onları toplum içerisinde ötekileştirirken her iki serginin yetkililerinin bu durumu açıklıkla savunamaması ise eleştirileri doğurdu.”
Etiketler: insan hakları, medya, kültür sanat