08/07/2009 | Yazar: Barış Sulu

Ankara’daki evinde, 21 Mayıs 2009 gecesi bıçaklanarak öldürülen trans arkadaşımız Çağla’nın katili bugün hâkim karşısına çıktı. Ankara Adliyesi 5.

Ankara’daki evinde, 21 Mayıs 2009 gecesi bıçaklanarak öldürülen trans arkadaşımız Çağla’nın katili bugün hâkim karşısına çıktı. Ankara Adliyesi 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde saat: 10.30’da başlayan ve Çağla’nın annesi, babası, ablası ve abisinin katılımıyla gerçekleşen dava yaklaşık 3 saat sürdü.
Duruşmaya Pembe Hayat LGBTT Dayanışma Derneği’nin müdahil olarak katılmak istemesi Cumhuriyet savcısı tarafından suçtan doğrudan zarar görmediği gerekçesiyle reddedilirken, annesi, babası, ablası ve abisi zanlıdan şikâyetçi olduklarını beyan ettiler.
 
Zanlı Murat Olgun G. Çağla’yı yaklaşık iki senedir tanıdığını ifade etti, web sitesi yapma karşılığında 1300 TL istediğini, bu paranın 450 TL’sini cinayetten beş gün önce aldığını ve cinayet günü de aslında eve borcun geri kalanını almaya geldiğini, Çağla’nın o gece gözünün önünde bir ilaç-hap aldığını, evde de bira şişeleri bulunduğunu ve arkasından kendisine cinsel ilişki teklif ettiğini ancak bu ilişkide aktif rol oynamak istediğini ve bunu kabul etmediğini ardından lavaboya gittiğini ve geri geldiğinde Çağla’nın kendisini hala ilişkiye zorladığını ve bunun üzerine Çağla’ya bir yumruk attığını, yere düşen Çağla’nın bilgisayar masasının çekmecesinden bir bıçak çıkarttığını ve bu sırada boğuştuklarını, elinden bıçağı almaya çalışırken kendi ellerinin de kesildiğini ve bıçağı aldıktan sonra ilk darbeyi Çağla’nın boynuna vurduğunu ve gerisini hatırlamadığını, çünkü kendisini kan tuttuğunu belirtti. Kendine geldiğinde üzerindeki kanlı giysileri değiştirdiğini, pantalonunun paçalarını kestiğini ve kanlı giysileri bir poşete koyduğunu, Çağla’ya ait olan 3 adet cep telefonunu ve web sayfası için anlaştığı paranın 400 TL’sini daha aldığını ve apartmandan çıkarken güvenlik kamerasının kablolarını kestiğini, suç aleti olan bıçağı da Demetevler’de bir çöp tenekesine attığını dile getirdi. Murat Olgun G. Bu ifadelerin ardından Çağla’yı öldürdüğünü kabul etti.
 
Hakim de bunun üzerine neden ilk ifadesini değiştirdiğini sordu. İlk ifadesinde ‘cinsel ilişki’, ‘aktif olmak’ gibi kavramlar olmadığını söyledi. Zanlı Murat Olgun G. tutuklandığında apar topar ifade verdiğini her şeyi söylemesine izin vermediklerini belirtti.
 
Çağla’nın iki yıldır birlikte yaşadığı kişi de ifadesi alınanlar arasındaydı. Hakim bu kişiye de Çağla’nın aktif olup olamadığını, kendisiyle ilişkisinde böyle bir durumla karşılaşıp karşılaşmadığını sordu. Birlikte yaşadığı kişi de iki yıldır Çağla’nın kendisinden böyle bir talepte bulunmadığını ifade etti.
Çağla’nın yakın bir arkadaşı olan Elvin.K.’nin dinlendiği sırada hakimin Elvin.K.’ye ‘sizin erkekliğiniz uyanıyor mu, isterseniz aktif olabiliyor musunuz’ gibi sorular yöneltmesi davanın en ilginç anlarından biriydi. Bu sorular karşısında Elvin K. aktif olabildiklerini ama bunu müşterileri isterse, bir iş gereği, zorunluluktan yaptıklarını ifade etti.
 
Çağla’nın komşularından Zeynep F. İfadesinde o gece deprem oluyormuşçasına bir gürültüyle uyandığını, bunun bir deprem olmadığını anladığını, üst katından abartı derecede eşyaların parçalanma sesleri duyduğunu, on dakika sonra da çok korkunç bir inleme sesine şahit olduğunu, hemen yöneticiyi aradığını ve durumu anlattığını anlattı. Çağla’nın 9 ay önce daireyi satın aldığını, her sabah 6’ya kadar evde gürültü olduğunu, sürekli eve birilerinin girip çıktığını hatta bazen kendi zilini çaldıkları için çok rahatsız olduğunu, bu olaylar üzerine de apartman sakinleri olarak imza topladıklarını ve bir çok yere şikayette bulunduklarını ifade etti.
 
Diğer bir komşu olan yönetici Nesrin D. O gece başka evinde olduğunu, Zeynep F.’nin kendisini aradığını ve çok korkunç sesler duyduğunu, hemen Bilir Sokak’taki eve geçtiğini, yolda giderken de polisi aradığını belirtti. Eve vardığında seslerin o aşamada kesildiğini, Zeynep F. İle birlikte güvenlik nedeniyle bir hafta önce taktırdıkları güvenlik kamerasını izlediklerini, burada apartmana uzun boylu, ince, beyaz giyimli birinin girdiğini ve girerken de güvenlik kamerasının diyerek Kablolu TV’nin kablosunu kestiğini, evden çıkarken de kıyafetinin değişmiş olduğunu, üzerinde kapüşonlu bir kıyafet ve altında şort olduğunu anlattı. Polisin yaklaşık 45 dakika sonra olay yerine gelmesi ile Çağla’nın evinin zilini çaldıklarını, açılmayınca polise kapıyı kırın dediğini ama polislerin buna yetkisi olmadığını öğrendiğini söyledi. Hakim bunun üstüne eve girerken mi evden çıkarken mi kablonun kesildiğini sordu, eve girerken kablonun kesildiğini Nesrin D. tekrar etti.
 
Avukat Senem Doğanoğlu da bir dahaki duruşmada görülmek üzere güvenlik kamerası kayıtlarını, Örgütlü bir suç olup olmadığının belirlenmesi için 21 Mayıs – 22 Mayıs 2009 arasındaki Murat Olgun G.’nin cep telefonu konuşma kayıtlarını., gazetelerde çıkan ajandanın Ankara emniyetinde olup olmadığının bilgisini, Çağla’nın bilgisayar kayıtlarını, sabit telefon kayıtlarını ve  kanında uyuşturucu olup olmadığının belirlenmesi için moleküler genetik incelemesini istedi.
 
Zanlı Murat Olgun G.’nin avukatı ise Çağla’nın evden çıkarken ziynet eşyalarının çalınmadığını, telefonların da hırsızlık için değil kendini koruma ile ilgili olarak evden alındığını, 450 TL’nin de yapılan web sayfası için ödenecek paranın bir kısmı olduğu için alındığını belirterek olayda gasp ile ilgili bir durumun olmadığını ifade etti. Cinayetin işlendiği bıçağın da Çağla’ya ait olduğunu ve bıçağın bulunmasını ve bıçak üzerinde Çağla’nın parmak izi olup olmadığının incelenmesi gerektiğini savundu.
 
Duruşma 10 Ağustos 2009 tarihine ertelendi.
 


Etiketler: insan hakları, nefret suçları
nefret