12/10/2009 | Yazar: Lale Düşnar

‘Birbiriyle tanışmadan aynı çıkına üç beş parça bezini, bir parça ekmeğini, biraz şekerini sarıp yola çıkabilecek insanların, o çıkının içinden herkes için ortak bir barış zemini çıkarabilecekler

Feminist Tiyatro: ‘Çıkınını Al da Gel’  Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı
‘Birbiriyle tanışmadan aynı çıkına üç beş parça bezini, bir parça ekmeğini, biraz şekerini sarıp yola çıkabilecek insanların, o çıkının içinden herkes için ortak bir barış zemini çıkarabileceklerine inanıyorum.’
 
Lale Düşnar
 
10-11 Ekim 2009 tarihlerinde Ankara’da, Uluslararası Sahne ve Kadın Feminist Tiyatro Festivali’nin ikincisi yapıldı. Etkinlik, Güzin Yamaner’in açılış konuşması ardından ADA (Ankara Üniversitesi Devlet Konservatuarı Dans Bölümü) dans gösterisiyle devam etti.
 
Bu buluşma için maddi destek bulmakta çok zorlandıklarını, ama saygı ve ortak akıl kriteriyle hareket ederek paylaşmayı ve ortak zeminlerde biraraya gelmeyi başardıklarını belirten Yamaner, çocukların, yaşlıların, ötelenmişlerin bu kadar hırpalandığı ve kadınların doğrudan şiddetin nesnesi oldukları bir dünyada hayallerini gerçekleştirmeye çalışacaklarını söyledi.
 
Sürekliliğe olan inançlarından ve Türkiye’de feminist tiyatronun geçmişinden bahseden Yamaner, şöyle devam etti: ‘Birbiriyle tanışmadan aynı çıkına üçbeş parça bezini, bir parça ekmeğini, biraz şekerini sarıp yola çıkabilecek insanların, o çıkının içinden herkes için ortak bir barış zemini çıkarabileceklerine inanıyorum. Çıkınımızı toplayıp gelmeye inandık. Biz çıkınımıza umut koyduk’. 
 
Festival, şu dizelerin yer aldığı bir tanıtım broşürü ile duyuruldu:      
 
‘Yapraklarımızı birlikte döküp
Kışa hazırlık yapalım
Tarhana kokusunu
Reçel ve turşu kavanozlarını
Ve annelerimizi anıp
İçimizdeki kilit tutmaz arsız kadına yolculuk yapalım birlikte
Ve deneyimlerimizi, oyunlarımızı paylaşalım
Çıkınımızı açalım
Ve bırakalım birbirine karışsın işlediklerimizin ipleri...’
 
Programda atölyeler, oyunlar ve paneller vardı.
 
Atölyeler
 
Yeraltı grubunun çalışması: Toplumsal Cinsiyet Kurulumu ve Tiyatro. ‘Toplumsal cinsiyet ilişkilerinin niteliğini ortaya çıkarmak ve ataerkil iktidarın toplumsal cinsiyetle ilişkisini anlamak için tiyatro aracılığıyla yapılan bir sorgulama süreci..’
 
Toplumsal Cinsiyet Üzerine Forum Tiyatrosu Pratikleri: ‘Toplumsal cinsiyet rollerini araştırmaya ve sahnede nasıl farklı bedenler ve stereotipler canlandırılabileceğine dair kısa bir çalışma (Tiyatro Boyalı Kuş)’.
 
FKÇ’li Tiyatrocular’ın (Feminist Kadın Çevresi) çalışması: ‘Otobüs adlı oyunları üzerine; namus tartışmaları çevresinde kurgulanan bir atölye’.
 
Paneller
 
‘Ankara’da Feminist Tiyatro Yapmanın Uzun Tarihi’ (Kadın Tiyatrosu) ve ‘Meşhur bir Romanı Tiyatro Sahnesine Uyarlamanın Uzun Tarihi’ (Kadınlar Sahnesi Eğitimsen - İst3).  
 
Oyunlar
 
‘Kara Ana’ (Tiyatro Öteyüz)
‘Kara Ana ile Sibel’in yolları bir gün kesişir. Kara Ana istemediği bir evlilik yapmış ve kendini kapkara bir suskunluğa bırakmıştır. Yeri geldiğinde namus adına, sorgulama ihtiyacı bile duymadan öz kızını öldürecek kadar katıdır. Er meclisinde söz sahibidir, hatta son söz onundur. Sibel ise araştırmacı gazetecidir. İşinde belirli bir başarıyı yakalamıştır ve kendi içinde geçmişi ile hesaplaşacağı günü beklemektedir. Son çalıştığı konu töre üzerinedir. Ve bir gün...’ 
 
‘Dar-Alan’ (Tiyatro Boyalı Kuş)
‘Beklentinin yarattığı şiddeti anlatan bir ön oyunla başlayan ana oyun. Ezilen Zehra, ‘kafasındaki’ polislerden cümlecikler duyar ve her birinde alanı gittikçe daralır. Ana oyunda, iş görüşmesine giderken otobüs ve takside tacize uğrayan Zehra, iş görüşmesinde de cinsiyete dayalı ayrımcılıkla karşı karşıya kalır. Eve döndüğünde ise başarılı olamadığını duyan ailesi ve çevresinin uyguladığı baskıyla yüz yüze gelir. Zehra ertesi sabah, başka bir iş görüşmesine gitmek için yola çıkar. ‘Zehra’nın çıkış yolları nedir, Zehra’nın dar-alan hayatına nasıl çözümler getirebiliriz?’ sorularına yanıt arayan bu forum tiyatrosu örneği, dar-alanlarımızı birlikte açabilmek, onların farkına varıp birlikte kolektif çözümler ürütebilmek için seyirciyle buluşan bir oyun’.
 
‘Seyirlik Dedikodular’ (Yeraltı)
‘Bitmiyor hikâyelerimiz, hep sus dediler ya bize. Biz de dedikodu yaptık. Kötü mü ettik? Bir konuşma olanağıydı bizim için dedikodu... Konuştuk. Bu oyunu, konuştuğumuz ve konuşmaya başladıktan sonra susabildiğimiz zamanlarda yarattık. ‘Seyirlik’ dedik. Yıllar öncesinden beri köylerde ‘kör cahil’ kadınların direniş biçimiydi tiyatro, şimdi bizim için de, kentli kadınlar için de öyle. ‘Gizli senaryolarımızı’ ortaya döktük. Bu oyunun bir ucu köylere, diğer ucu feminist bilince dayandı. Ama aslolan hikâyelerimizdi. Sizin bize anlatacağınız hikâyeleriniz var mı?’
 
Festivale katılan gruplar hakkında kısa bilgi..
 
Kadın Tiyatrosu
‘Feminist bir örgütlenme. 1993 yılında, Ankara’da, hayatın kadınlara karşı ve kadınlara rağmen oynadığı oyunu bozmak, değişmek ve değiştirmek isteğiyle yola çıkan kadınlar tarafından kuruldu. 16 yıldır değişen isimler ve değişen yüzlerle hayatta kalmaya çalışan kadın tiyatrosu’.
 
Kadınlar Sahnesi Eğitimsen-İst3
‘İstanbul Eğitimsen 3.No’lu Şube’nin kültür ve sanat komisyonuna bağlı olarak çalışmalarını yürütüyor, sendikal alanda ise feminist ve çok-kültürcü bir perspektiften kadın tiyatrosu yapmayı hedefliyor’.
 
FKÇ’li Tiyatrocular (Feminist Kadın Çevresi)
‘Bir feminist tiyatro grubu. Sadece kadınlardan oluşuyor. 10 yılı aşkın süredir çalışmalar yapıyor, oyunlarını kadın seyircilerle buluşturuyor’.
 
Tiyatro Öteyüz
‘Farklı mesleklere sahip kadınların oluşturduğu bir topluluk. Olumsuzluklara rağmen, koşullarını zorlayarak, inandığı şeyi engel tanımaksızın kucaklayan; yaptığı işin heyecanını duyan, gururunu taşıyan; ana, eş, sevgili, dost, arkadaş olan, üreten, yaratan ve ‘ben de varım’ diyen kadınlar kurdu Tiyatro Öteyüz’ü. 2001’de, kendi gözleriyle dünyayı yeniden görüp, kendi algılaması ile yaşamı anlatmak, şekillendirmek isteyen, güzel ve yürekli kadınlar.. Dünyayı kadın duygusu, dokunuşu ve gözüyle yeniden görmek, anlamak, yorumlamak ve değiştirmek için’.
 
Tiyatro Boyalı Kuş
‘2000 yılından beri Türkiye’de profesyonel feminist tiyatro yapan grup, Augusto Boal’ın Ezilenlerin Tiyatrosu teknikleriyle çalışıyor’.
 
Yer altı
‘Karma bir grup. 2003 yılında kuruldu. Ezilenlerin Tiyatrosu, Geleneksel Tiyatro ve Feminist Tiyatro üzerine yoğunlaşan çalışmalarda bulundu. Yeraltı'ndan kadınların bazıları, 2005 yılından bu yana sadece kadınların üretimi olan oyunlar üzerine çalışmaya başladı. Bu oyunlarla tiyatroda kadın dilinin arayışını sürdürüyorlar’. 


Etiketler: kültür sanat
nefret