28/01/2011 | Yazar: KAOS GL

Beyoğlu Polis Karakolu'nda, 2007 yılında polis tarafından öldürü

Festus Okey davasında, Dejavu Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı Beyoğlu Polis Karakolu'nda, 2007 yılında polis tarafından öldürülen Nijeryalı göçmen Festus Okey davasına 27 Ocak'ta devam edildi. Beyoğlu Adliyesi 4. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın duruşmasında, mahkeme heyeti bir kez daha sanık polisleri değil, müdahillik başvurusunda bulunanlar ve avukatların yargılanmasını istedi. Davaya müdahil olarak bireysel başvuru yapan 33 kişi ve 3 avukat hakkında soruşturma başlatılacak.
Bir önceki duruşmada müdahillik talebinde bulunan Göçmen Dayanışma Ağı üyeleri, bu duruşmada taleplerini yineledi. Göçmen Dayanışma Ağı üyeleri, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak, "vicdanen rahatsızlık duydukları" ve "karakolda işlenen cinayetten dolayı kendilerini güvende hissetmedikleri" için müdahillik talebinde bulundu. Mahkeme, talebi reddetti.
 
GÖÇMEN HAKLARI SAVUNUCULARI VE AVUKATLARA SORUŞTURMA
Mahkeme heyeti, ayrıca başvuruda bulunan kişiler hakkında ikinci kez, "mahkeme heyetine hakaret etmek, katılma hakları bulunmadığı halde, mahkemeyi etkilemeye yönelik sözlü ve yazılı beyanlarda bulunmak" iddiasıyla soruşturma açılmasına karar verdi.
Mahkeme heyeti, ÇHD üyesi avukatlar Burcu Özaydın, Ömer Kavili ve Muhsin Kemal Şimşek hakkında da müdahillik talebinde bulundukları sırada mahkeme heyetine hakaret ettikleri iddiasıyla soruşturma açılmasına karar verdi.
 
AVUKAT MESLEKTAŞININ MÜVEKKİLLİĞİNİ YAPTI
Duruşmada, İHD İstanbul Şubesi, kurumsal olarak müdahillik başvurusunda bulundu. Ayrıca, katıldığı bir televizyon programında, yargılamanın 3 yılı aşkın zamandır sürdürülmesini eleştirdiği için bir önceki davada hakkında soruşturma başlatılan Avukat Güray Dağ da, müdahillik talebinde bulunan meslektaşının vekili olarak duruşmaya katıldı.
Avukat Dağ, yargılamadaki müdahil tarafın eksik olmasını eleştirdi. Dağ, "Hukuken skandal boyutlara ulaşan hak ihlalleri ile dolu bir dava. Temel sebebi de müdahil talebin eksikliğinden kaynaklanıyor. Huzurdaki sanık bir gün bile görevden uzaklaştırılmamıştır. Silahına uzun bir süre el konulmamıştır. Festus Okey'in adı, Mehmet olsa bu cinayet meşru mu olacaktı. Festus'un kimlik bilgileri ile ilgili araştırma, sonuçsuz kalmaya mahkumdur. Nijerya karışık bir durumdadır. Ve mahkeme tarafından bu hususun bilindiğini düşünüyoruz. Bu konuda kaygılıyız. Yaşananlar kamu vicdanını yaralamaktadır. Müvekkilim Süleyman Gökten'in, topluma malolmuş bu davada, davaya müdahil olma talebi kabul edilmelidir" dedi.
 
MAHKEMEDE USULDEN HATALAR
Avukat Ömer Kavili de, mahkeme başkanı İshak Eken'den, Süleyman Gökten müvekkili sıfatıyla söz hakkı istedi. Mahkeme Başkanı'nın, Avukat Kavili'nin talebini "Hayır" diye yanıtlamasının ardından, Avukat Kavili, bunun usule uygun şekilde, mahkeme heyetinin kararı doğrultusunda kayıtlara geçirilmesini istedi. 4. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı İshak Eken'in üyelerden oy toplamaya, kıdemli üyeden başlaması bir kez daha tartışmalara neden oldu. Avukat Kavili, "Üyeler arasında oy toplamaya kıdemli üyeden başlanmıştır. Sonra kıdemsiz üyeye sorulmak suretiyle, usule aykırı olarak ret kararı verilmiştir. Bizim taleplerimizin hepsinin yasal dayanakları var. Ancak, sizin kararlarınızın yasal dayanağı olmadığı açıkça görülmektedir. Başkanın bu kararı denetimden kaçmaktadır. Avukat meslektaşım, Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) üyesidir ve ilerici, devrimci bir avukat olarak bu davaya müdahil olmak istiyor. Bu ayrıntıları dinlemeden karar verilmiştir" dedi.
 
'MÜDAHİLLİK KENDİNİ İNSAN OLARAK GÖREN HERKESİN HAKKIDIR'
Avukat Muhsin Kemal Şimşek, şahsı adına müdahillik talebinde bulunduğunu hem de salonda bulunan kişilerin müvekkilliğini üstlendiğini belirtti. Şimşek, "Çıplak gözle bakıldığında bile iddianamede isnat edilen 'taksirle adam öldürme' fiilinin gerçeği yansıtmadığı. Fiilin kasten adam öldürme ve hatta işkence ile öldürülmüş olduğu görülebilecekken, maktülün haklarını savunacak bir müdahil tarafın bulunmaması nedeni ile sırf bu nedenle bile müdahillik talep ediyoruz" dedi. Şimşek, taleplerinin 'suçtan doğrudan zarar görmeme' gerekçesi ile reddedilmemesi gerektiğini savundu, "İnsanlığa karşı işlenmiş bir fiilin tarafı olmak, kendini insan olarak gören herkesin hakkı ve yetkisidir" dedi.
 
YAZININ SORULUP SORULMADIĞININ SORULMASINA...
Mahkeme heyeti, bir kez daha Festus Okey'in nüfus kaydı ile ilgili Adalet Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı'na gönderilen yazıların cevaplarının akıbetinin sorulmasına karar vererek duruşmayı erteledi.
 
'DESPOTLARA VE DİKTATÖRLERE KARŞI SAVUNMA YAPAN MESLEK ÜYELERİYİZ'
Kararın okunması ile birlikte söz alan Avukat Ömer Kavili, karara dair eleştirilerini şu şekilde ifade etti: "Meşru olduğu varsayılan, meclisin çıkarttığı kanunların, bu mahkeme salonunda uygulanacağını hayal ve ümit ettiğimizden dolayı müdahillik görevini yapmaya gelmiştik. Avukatlık kanunu 95. ve 112. maddeleri çerçevesinde, baro tüzel kişiliklerine, yani örgüt üyelerine; hukuk düzeninin ihlalini takip etme görevini yüklemektedir. İnsanlık tarihinden süzülüp gelen hak arama, çiğnenen hakları yeniden kaldırma, despotlara ve diktatörlere karşı bağımsız olmayı savunan, savunma meslek üyesi olarak görev yapmaya gelmiştik. Aradığımızı bulamadık."
Öte yandan, Göçmen Dayanışma Ağı üyeleri duruşma öncesi adliye önünde basın açıklaması yaptı. Eyleme, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), Helsinki Yurttaşlar Derneği, Yeryüzüne Özgürlük, Amargi Kadın Kooperatifi, Lambada İstanbul, İmece Toplumun Şehircilik Hareketi, Kaos-GL, Ev İşçileri ile Dayanışma Sendikası Girişimi, Biz Erkek Değiliz İnisiyatifi, İllet üye ve yöneticileri ile Bandista Müzik Grubu üyeleri katıldı.


Etiketler: insan hakları, mülteci
nefret