07/12/2011 | Yazar: Kaos GL

Radikal yazarı Pınar Öğünç, 15 yıl mecburi hizmet süresi dolmadan askerliği bırakan firari subay-astsubaylarla konuştu.

Firari Subaylar Anlatıyor: ‘Aynı Çocuk Gelinler Gibiyiz’ Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı
Radikal yazarı Pınar Öğünç, 15 yıl mecburi hizmet süresi dolmadan askerliği bırakan firari subay-astsubaylarla konuştu.
 
Firari subaylar anlatıyor
 
Ailelerinin 13 yaşında verdiği karar hayatlarını ipotek ediyor, istifa hakkı yok. Söz 15 yıl mecburi hizmet süresi dolmadan askerliği bırakan firari subay-astsubaylarda
 
Küçükken ne olmak istiyordunuz, şimdi mesleğiniz ne? 13 yaşında bir karar vereceksiniz ve 23 yıl dönemeyeceksiniz deseler ne dersiniz? İşinizin size uygun olmadığını fark ettiğinizde ne yaparsınız?
Onlar isimleri gizli subaylar... Birçoğu ailelerinin onlar adına verdiği kararla asker olmuş. Okul sürecinde devletin onlar için harcadığı parayı tazminat olarak ödeyip vazgeçme ihtimali var. Fakat 50 bin, 80 bin gibi rakamlar ailelerin çoğu için çok büyük. Bu ne demek? Okul bitecek ve 15 yıllık mecburi hizmet başlayacak. Askerliği severek yapanlar vardır. Fakat yıllar içinde mizaçlarına uymadığını anlayan, ‘büyüdükçe’ militarizmi sorgulayan, kurumun işleyişine dair itirazları olanlar ne yapacak? 36-37 yaşına kadar istifa etme hakları yok. Yüz kızartıcı suçlar işleyerek atılmayı tercih etmezlerse tek yol ‘izin tecavüzü’ yaparak firar etmek. Bildiğiniz kaçak hayatı... Bu travmatik ve zorlu sürece en az 1,5-2 yıl dayanmak zorundalar. Bu süre sonunda ordudan atılıyorlar. Ama yine de mahkemeye veriliyor ve önlerinde 6 ay hapis cezası duruyor.
 
Anayasanın eşitlik ilkesine de aykırı olan bu durumun düzeltilmesi için Personel Kanunu’nda değişiklik yapılması talebindeler. Birçoğu tazminat ödemeye bile razı. Örgütlenmeleri zor olsa da, birbirlerini buldukları hukuki.net gibi siteler, bir de ‘Firar Subay-Astsubay’ adlı Facebook grupları var. http://imza.la/firar adresinde toplanan imzaları da Meclis’e iletecekler.
Önce bir, üç, beş derken onlarca firari subayla yazıştım. Ayrılma gerekçelerini de, haletiruhiyelerini de çok içten mektuplarla anlatmışlardı. Hepsini yazsam kitap olur. Zorunlu askerlikten, vicdani ret hakkından konuşurken, subayların istifa hakkını da konuşmak, arzulanan ‘normalleşme’ için farz...
 
Efsane komutan olmak istemedim
 
Bir yılın sonunda bana uygun olmadığını anladım. Güneydoğu’da zor zamanlar yaşadık. Askerlerimizden şehit olan oldu, bazı gerçekleri sorguladım. Efsane komutan olmak gibi söylemim yoktu. Acı gelebilir ama o benim savaşım değildi. İki yıl sonra İstanbul’a tayinim çıktı. Fotoğraf bölümünü kazanınca firar edip, kaydoldum. Kaçak yaşama, yabancılaşma bunları anlatabilir miyim?.. İki yıl sonra teslim olup 45 gün hapis yattım. Şu anda bir firmada çalışıyorum. Beş ay daha hapsim var. Ailem karşı çıktı. Annem kalp krizi geçirdi. Sanırım tek suçlu benim. (Samim)
 
Geceleri kabuslarla uyanıyorum
 
Harp Okulları’nda öğrencilere ‘Hepiniz birer Mustafa Kemalsiniz’ dendi. Birey için devlet değil, devlet için birey mantığı ön plandaydı. 10’uncu yılımın sonunda firari oldum, hakkımda yakalama kararı var. Özel yetenek sınavıyla girilen bir bölüme birinci girdim; bursluyum. Derslerimi aksatmadıkça onlar için problem yok. Gözüm hep kapıda. Ne zaman gelecekler beni almaya diye... Geceleri kâbuslarla uyanıyorum. Adam öldürmedim, hırsızlık yapmadım, tecavüz etmedim. Tek suçum mutlu olmayı istemek. (Devrim)
 
Bir nevi Nâzım Hikmet oldum
 
Bir Schengen ülkesinde, burslu doktora yapıyorum. Dört yıllık subayken bıraktım. Havaalanında tutuklanacağım için gelemiyorum. Subay çıkana dek sorun yoktu. Hem mühendis hem subay olmanın olumlu olacağını düşünürdüm. Mühendis eşittir yardımcı sınıf, askerlikten anlamaz anlayışı yanlış meslek seçtiğim fikrini pekiştirdi. Asker olan babam da TSK’da kafası çalışan personelin küstürüldüğünü kabul etti. En zoru, ülkeme dönememek. Bir nevi Nâzım Hikmet oldum. 10 yılda zamanaşımı olsa, 47 yaşımda gelebilirim. Beklenecek süre değil... (Firari subay)
 
Her Türk asker doğmuyor
 
İnsanların subay-astsubay olmayı istemesinde en önemli faktör ekonomik. Kriz yılları başvuru patlaması yaşanır. Çocuğun umurunda değildir. Onu motive eden tek şey üniformanın havasıdır. Sonra sevsin sevmesin önünde 23 yıl vardır. Yani her Türk asker doğar durumu yok. Zorunlu hizmet bittiğinde 37 yaşında çocuğa karışmış olunuyor. O saatten sonra da bir hayat kuramıyor. Herkes zorunlu askerlikten bahsediyor. Erler zorunlu olarak asker fakat bazı subay-astsubaylar da zorunlu olarak orada. (Refik)
 
Aynı çocuk gelinler gibiyiz
 
Bir yıl içinde düzenleme yapılmazsa, ben de firar yolunu seçeceğim. Ailemin etkisiyle askeri okula girmek zorunda kaldım. Gerek okul, gerekse mezun olduktan sonraki çalışma ortamı beklentilerimin çok altındaydı. İş yaşamımı saygı üzerine kurmak isterken farklı bir manzarayla karşılaştım. Her gün gazetelerde aile zoruyla evlendirilmiş çocuk gelinler var ya, aynı onlar gibi mutsuz, umutsuz bir hayat yaşıyoruz. Ha bu saatten sonra beni genelkurmay başkanı da yapsalar, arkama bakmam. (Ferit)
 
Yaşlı annem kalp krizi geçirdi
 
Firar etmek zorunda bırakılmış, iki ay cezaevinde yatmış bir subayım. 13 yaşında bir sabi neden subay olmak ister? Üniforması güzeldi, subay, sonra genelkurmay başkanı olacağım, orduyu yöneteceğim diyordum. Şaka değil... Kıtalara çıktıktan iki yıl sonra subaylığın kişiliğimle uyuşmadığını fark ettim. Yedi yıl görev yaptım. 23 ay kaçak yaşadım. Annemin evine polis iki kez baskın yaptı. Yaşlı annem kalp krizi geçirdi. Davam tamamlanmak üzere, Metris Cezaevi’nde yatacağım gibi görünüyor. (Rüzgâr)
 
Kendilerine düşman yarattılar
 
İçten bir şekilde asker olmak istiyordum. Sanırım kültürel bir bilinçaltı. Aslında işler çok farklıymış. Aileniz destekliyorsa, çalışma zorunluluğunuz yoksa, askeriyede kayıtlı adreste oturmuyorsanız firari yaşamak zor değil. Üç yıldır firariyim. Otellerde kaydımı başka birinin kimliğiyle yapıyorum, başka
birinin adına uçak biletleri alıyorum, maalesef suç işlemeye devam... İnsan tutacağız diye ülkelerine ve kendilerine düşman bir topluluk yarattılar. (İpotek)
 
Paşa bademlerinin tabaktaki yönü
 
12 yıllık görevliyken firar eden bir piyade astsubayıyım. Yerimizi militarizm ve vesayetçi zihniyetin buyruklarını kabullenecek gençlere bırakıp özgürlük isteyenleriz. Askerliği yurt savunması yapan kurum olarak bildim, savaş, eğitim, spor faaliyetleri icra edeceğimi sandım. Lakin örümcek ağlarının alınması, yaprak temizliği, paşaya ikramda, tabaktaki bademlerin diplerinin bakacağı yönler gibi kepazelikler yaşadık. Mesleğe girmek isteyen gençlere tavsiyem şu: 100 kere düşünün. (Semih)
 
Tedaviye gönderilmedim...
 
Firari yaşamak öyle zor ki… Hayatımı yaşayabilmek, ailemle en azından akşam vakit geçirebilmek, kişisel egoları olan insanları eleştirdiğimde ceza almamak, çocuğumu lojmanda başka bir çocuk karşısında ezdirmemek için bunu seçtim. ‘Majör depresyon-yaygın anksiyete bozukluğu’ teşhisiyle tedavi görüyordum. Hava değişiminden döndüğümde, denetlemeden dolayı tedaviye gönderilmedim. İki uzman tabip belirttiği halde sağlığımın önemli olmadığı bir meslekte neden durayım? (Kâbuslar)
 
At gözlükleriyle bakan kurum
 
İlk yıl yanlış yerde olduğumu anladım. Dünyaya bakış açım farklıydı. İkinci yıl firar ettim. Analitik düşünebildiğime, vatanıma daha yararlı olacağıma inanıyordum. Önemli bir projenin başındaydım. Emek harcayan bendim, yurt dışında projeyle ilgili toplantılara komutanlar gidiyordu. Niye? Yurtdışı harcırah vs. Amirlerim küçük hesaplar peşindeydi. İnovatif bir fikirle gidince “Verileni yap gerisini boşver” diyorlardı. At gözlükleriyle bakan bir kurumda niye kalayım? Dünyaya bir kez geliyor insan! (Genç bir subay)
 
Daha çok saygı duydum
 
2009’da artık bünyemin kaldıramayacağını düşünüp firar ettim. Daha önce istemiştim ama kız kardeşimin okul masraflarını üstlenmiştim. 2010’da disiplinsizlik nedeniyle res’en emekli edildim, yani atıldım. Web programlama eğitimi aldım. AVM’lerde o telefonun ne süper olduğunu anlatmak bir solcu olarak zor işti benim için. Yine de askerlikten daha fazla saygı duydum. Geçen hafta teslim oldum, hapis kararımı aldım. Kararı temyiz edeceğiz. Ama sonuç değişmez, kanun net. (Umut)
 
Süreç nasıl işliyor?
 
Firar etmek TSK’dan ayrılmak için en sık kullanılan yöntem. Kıtasından altı günden fazla ayrılan firar etmiş sayılır ve yaklaşık 1,5 sene sonunda TSK ile ilişiği kesilir. İlişiği kesilen kişi birliğine teslim olur. Artık askeri personel olmadığı için davası sivil mahkemeye sevk edilir. Özgürlük, sivil cezaevindeki 6 ay 10 günlük hapis hayatının ardından gelir. Eğer personel TSK ile ilişiği kesilmeden teslim olursa davası askeri mahkemede görülür ve askeri hapishanede yatar. İlişiği kesilmeden firardan hüküm giyen personelin TSK’nden çıkarılması, askeri hâkimin takdirine kalmıştır.

Etiketler: insan hakları, askerlik
nefret