04/12/2008 | Yazar: KAOS GL

Mesude ERŞAN

Mesude ERŞAN
Her 5 medya mensubundan biri, namus-töre iddiasıyla işlenen cinayetlerin, gelenek ve görenekler çerçevesinde anlaşılabilir olduğunu düşünüyor. Her 4 erkek medya mensubundan biri, ilk cinsel deneyimin her iki cinsiyet için de evlilikte yaşanması gerektiği görüşünde.

Cinsel Eğitim, Tedavi ve Araştırma Derneği (CETAD) tarafından yapılan ve medya mensuplarının cinselliğe yaklaşımını konu alan bir araştırma ilginç sonuçlar ortaya koydu. 21-23 Kasım’da düzenlenen Cinsellik ve Cinsel Tedaviler VII. Ulusal Kongresi’nde Psikiyatr Doç. Dr. Cem İncesu tarafından sunulan araştırmada, namus cinayetlerinde medyanın rolünden, cinsel mutluluğun önündeki engellere kadar pek çok konuyu incelendi.

Araştırmanın medya mensupları özelinde yapılmasının amacı, kamuoyunu etkilemede en büyük güce sahip medyanın, bu konuya yaklaşımını ortaya koymak. Doç. Dr. İncesu, "Bulgular, medyanın cinselliğe bakış açısının toplum genelinden farklı olmadığını ortaya koydu" diyor.

Kimlere Soruldu

Araştırmaya katılan gazetecilerin cinsellik konusundaki kişisel deneyimleri değil, bununla ilgili genel görüşleri ve algıları ölçüldü. Görüşülen editör, köşe yazarı, anchorman, DJ, muhabirlerin yüzde 47’si gazete, yüzde 22’si dergi, yüzde 16’sı televizyon, yüzde 14’ü radyoda çalışıyor. Araştırmaya katılanların yüzde 47’si kadın, yüzde 53’ü erkek. 25 yaş ve altındakiler yüzde 22, 26-30 yaşındakiler yüzde 29, 31-35 yaşındakiler yüzde 29 ve 36 yaş ve üstündekiler yüzde 27. Soruları yanıtlayanların yüzde 53’ü bekar, yüzde 42’si evli, yüzde 2’si ayrı yaşayan, yüzde 3’ü de boşanmış.

Töre Cinayetine 4’te 1 Hoşgörü

Araştırmaya göre, namus-töre iddiasıyla işlenen cinayetler ülkemizin gelenek ve görenekleri çerçevesinde kabul edilebilir bir konudur, diyenlerin oranı yüzde 22. Bu ifadeye katılan erkek basın mensuplarının oranı yüzde 27, kadınlarınsa yüzde 16. Doç. Dr. İncesu, "Sadece bir erkeği sevdi, ondan hoşlandı ya da onunla yakınlaştı diye bir genç kızın aile fertleri tarafından öldürülmesi, ülkenin sosyal yapısı ve dengeleri bahane edilerek, medya çalışanınca adeta meşrulaştırılıyor" görüşünde. Buna karşılık namus/töre iddiasıyla işlenen cinayetlerin önlenmesinde medyanın etkili olabileceğini düşünen medya mensuplarının oranı ise yüzde 85.

Kadın Gazeteciler Bekaret Konusunda Erkeklerden de Tutucu

Her üç medya mensubu kadından sadece 1’i bekaretin evliliğe kadar korunması gerektiğini düşünüyor. Erkekler ise daha tutucu. 3 erkekten 2’si bekaretin evlilikle bozulması gerektiği görüşünde.

Cinsellik nedir dendiğinde akla gelen ilk gelen kelime sorulduğunda kadınların yüzde 60’ı ve erkeklerin yüzde 37’sinde yanıt aşk. Seks her iki cinsiyetin ikinci sıklıkta aklına gelen kelime.

Kadın ve erkek medya mensuplarının cinsellikten beklentileri farklı. Kadınlar daha duygusal yaklaşıyor ve yüzde 35’i sevgi-aşk, yüzde 22’si ilgi-şefkat beklerken, erkeklerin yüze 39’u fiziksel ihtiyacının karşılanması, yüzde 25’i ise doyum-zevk-orgazm arayışında.

Mutlu bir cinsel yaşam için kadınların yüzde 78’si sevgi, erkeklerinse yüzde 79’u cinsel tatmini gerekli görüyor.

Erkeklerin yüzde 82’si, kadınların ise yüzde 78’ine göre mutlu bir cinsel yaşamın önündeki en büyük engel iletişimsizlik. Kadınların yüzde 51’i katı gelenekleri ikinci sıraya koyuyor. Erkekler için ikinci sırada yüzde 42 ile ten uyumu yer alıyor.

Kadın cinsel sağlığında en büyük problem cinsel isteksizlik. Kadınların yüzde 71’i, erkeklerin yüzde 38’i bu görüşte. İkinci sırayı vajinismus alıyor. Medya mensuplarının yüzde 64’ü bu problemin sebebinin psikolojik olduğunu düşünüyor.

Kadınların yüzde 81’i, erkeklerin yüzde 73’ü, en önemli erkek cinsel problemi olarak sertleşememe ve erken boşalmayı görüyor.

Eşcinselliğe Karşı Hoşgörüsüzlük

Yüzde 58’i medyanın, gençlerin cinsel eğitiminde rol alması gerektiğini düşünüyor. Ancak bu konuda, cinsel eğitimin medyanın işi olmadığını ve medyanın bu konuda bir rol üstlenmemesi gerektiğini savunanların oranı yüzde 14.

Cinsel özgürlük, her iki cins tarafından da cinselliği dilediğince yaşamak (yüzde 37) ve cinsel isteklerin rahatça ifade edilebilmesi (yüzde 38) olarak tanımlıyor. Ama işin içine eşcinsellik kavramı girince, kadın ve erkeklerin bakış açısı farklılaşıyor. Kadınların yüzde 26’sı eşcinselliği özgürce yaşamayı üçüncü sıraya koyarken, erkekler yüzde 6’yla en son sıraya itiyor.


Etiketler: medya
nefret