21/07/2022 | Yazar: Cengiz Anıl Bölükbaş
LGBTİ+ aktivistleri, Gaziantep Onur Haftası’nı hedef gösteren kurumlar ve 105 kişi hakkında suç duyurusunda bulundu. Ayrıca Gaziantep Valisi Davut Gül'ü de Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu’na şikayet etti.
Fotoğraf: Fatoş Sarıkaya / csgorselarsiv.org
Gaziantep‘te 23-26 Haziran arasında yapılması planlanan 1.Onur Haftası Programı gelen tehditlerin ardından iptal edilmişti. Onur Haftası’nı hedef alan kurumlar arasında Eğitim-Bir-Sen, Alperen Ocakları, Memur-Sen gibi kurumlar da vardı. Ayrınca Gaziantep Valisi Davut Gül de Twitter üzerinden “Gaziantep’te sapkın etkinliklerin düzenleneceği paylaşımlar yapılmaktadır. Valiliğimiz tarafından verilen bir izin ve valiliğe yapılmış bir müracaat yoktur. İzin verilmesi de mümkün değildir…" diyerek Onur Haftası’nı hedef almıştı.
Antep Queer LGBTİ+ Dayanışması ve Topluluğu aktivistleri, kendilerini hedef gösteren kurum ve kişiler hakkında suç duyurusunda bulundu. Ayrıca Onur Haftası’nı hedef gösteren Gaziantep Valisi Davut Gül de Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu’na şikayet edildi.
“Cezalandırılmaları için mücadele edeceğiz”
Suç duyurusunda bulunan aktivistlerin avukatlarından Dilan Aydın, AntepQueer’ in Onur Haftası etkinlik programını yayınlaması sonrasında sosyal medyadan hakaret, tehdit içeren, halkı kin ve düşmanlığa tahrik eden ifadeler hızla yayıldığını belirtti.
Bu saldırıların başta açık kimlikli LGBTİ+’lar olmak üzere herkesin güvenliğini hedef aldığını dile getiren Aydın, “En yüksek dereceli mülki amir olan valinin, devletin vatandaşını koruma yükümlülüğünü hiçe sayarak Onur Haftası’nı hedef göstermesi üzerine, tamamı nefret söyleminden ibaret olan ve bir çoğunun konusu suç teşkil eden ifadeler hızla yayıldı. Nefret gruplarının suç içerikli tweetlerine baktığımızda ceza almak gibi bir korkularının olmadığını gördük. Onur Yürüyüşü’nün yapılması planlanan yerde ve saatte toplanıp nefret saçtıklarında da polis güvenliği zırhıyla korunduklarını gördük” dedi.
Türkiye’de konusu ayrımcılık ve nefret olan suçlar bakımından ayrı bir hukuki olmadığını vurgulayan Aydın, “ Ancak kişilerin cinsel kimlikleri sebebiyle uğradıkları bu kötü muamelenin nefret motivasyonu ile sergilendiği tartışmasız. Biliyoruz ki, hukuk araçları etkili kullanılsa bile nefret suçları sadece yargısal faaliyetle sonlanamaz, dayanışma ve mücadele olmaksızın hayal ettiğimiz hiçbir toplumsal dönüşümü yaşayamayız. Ancak şimdilik elimizdeki hukuk kuralları aracılığıyla, siber şiddet faili bu nefret grubu kişilerinin yargılanmaları için adım attık. Tüm aşamalar boyunca takipçisi olup, cezalandırılmaları için mücadele edeceğiz” diye konuştu.
“Varoluşumuz engellenemez, mücadelemiz durdurulamaz”
Antep Queer LGBTİ+ Dayanışması ve Topluluğu ise suç duyurusunun ardından açıklamada bulundu. Tehditlerle beraber LGBTİ+’ların ciddi güvenlik sorunlarıyla karşı karşıya kalındığı belirtilen açıklamada, “Çanakkale'de, Eskişehir'de, ODTÜ’de ve Boğaziçi'nde özgürce bir araya gelmemize engel olmak isteyen; genel ahlaka aykırı oluşumuzdan tutun da saldırı tehditlerine kadar, dünyanın en gerici gerekçeleriyle sesimizi kısmaya çalışan ve LGBTİ+’ların Türkiye için bir tehdit olduğunu ilan etmeye kalkan iktidarın ne yapmaya çalıştığının farkındayız. Siz LGBTİ+’ları tıpkı Ermenilere, Kürtlere, Alevilere, Süryanilere yaptığınız gibi düşmanlaştırarak, faşist düşüncelerinizi legalleştirmeye ve iktidarınızı güçlendirmeye çalışıyorsunuz. Fakat varoluşumuz engellenemez, mücadelemiz durdurulamaz. Çünkü bizler haklıyız ve bu haklılıkla sadece sloganlarla eşitlik istemiyor, adaleti kendi ellerimizle yaratmak için sokakları da meydanları da terk etmiyoruz” denildi.
Katledilen, yaşadığı baskılar yüzünden intihara sürüklenen, okuma ve çalışma hakkı engellenen, ailesi tarafından sokağa atılan ve her gün, her türlü şiddete maruz kalan tüm LGBTİ+’lara sözlerinin olduğunu vurgulanan açıklamada, “Biz LGBTİ+'lar, bu sorumlulukla, gasp ettiğiniz tüm haklarımızı geri alacak ve olması gerektiği gibi insanlık onuruna yakışır bir şekilde bu kentte, bu ülkede ve tüm dünyada birlikte yaşayacağız. Biz LGBTİ+'ları hedef gösteren, tehdit ve hakaretlerde bulunan kurumlara ve rızamız dışında fotoğraflarımızı paylaşan 105 sosyal medya kullanıcısı için avukatlarımız aracılığıyla yetkili mercilere suç duyurusunda bulunuyoruz. Yasal haklarımızı sonuna kadar kullanıp sürecin takipçisi olacağımızı buradan herkese duyuruyoruz. Ve bir kez daha hatırlatıyoruz İstanbul Sözleşmesi'nden vazgeçmiyoruz” ifadeleri kullanıldı.
Etiketler: insan hakları, nefret suçları, medya okulu