10/11/2015 | Yazar: Kaos GL

Multimedya/video sanatçısı ve LGBTİ aktivisti Gizem Oruç’un Equality 365’te yer alan röportajını KaosGL.org için Türkçeleştirdik.

Gizem Oruç’la; OneBeat, sanat, Türkiye’de LGBTİ yaşantıları üzerine Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Multimedya/video sanatçısı ve LGBTİ aktivisti Gizem Oruç'un Equality 365'te yer alan röportajını KaosGL.org için Türkçeleştirdik.

Gizem Oruç, Türkiyeli bir LGBTİ aktivisti. Ayrıca Seattle’da 2 Kasım-7 Kasım tarihleri arasında gerçekleşen OneBeat Festivali’nde üreten, sahne alan ve diğer sanatçılarla işbirliği yapan bir müzisyen, multimedya/video sanatçısı. Müzikal ve sanatsal ilham kaynakları memleketinin güzelliğini ve zorluklarını içeriyor. OneBeat Festivali müzik, sanat, ışık ve rengin dâhil olduğu inanılmaz bir çok kültürlülük şöleni. Bu da sanatta ve hayatta bir araya geldiğimizde oluşabilecek mükemmelliğin kanıtı niteliğinde.

Taksim Gezi Parkı’ndaki oturma eyleminde nasıl yer aldın?

2012 seçimlerinden itibaren bir huzursuzluk ortamı süregelmekteydi. Başlangıçta soylulaştırma politikalarına ve çevre katliamına bir tepki olarak başlayan Gezi Ayaklanması bu süregelen gerginliğin doruk noktası oldu. Gezi Parkı şehir merkezindeki az sayıdaki yeşil alandan bir tanesi. İstanbul’da neredeyse hiç yeşil alan kalmadı. 3. Köprü ve 3. Havaalanı gibi projelerle durum daha da vahim bir hal alıyor. Arkadaşlarımla birlikte bir başka soylulaştırma projesini protesto etmek üzere Gezi Parkı’ndaydım. Daha sonra bu hareket, LGBTİ’ler, Kürtler, feministler, anarşistler, antikapitalistler ve Müslümanlar gibi pek çok dezavantajlı grubun dahil olduğu çok daha geniş bir sosyal harekete dönüştü.

Erdoğan’ı bir lider olarak nasıl tanımlarsın?

Kontrolsüz güce sahip herkes zorba, tahammülsüz ve sadece kendi çıkarlarını düşünen birine dönüşür.

Twitter kullanıcı adını “çapulcu”ya dönüştürebildin mi yoksa hükümet interneti ve sosyal medya sayfalarını kapattı mı?

Her hükümetin medyayı ve ifade özgürlüğünü belirli bir seviyede kontrol ettiğini düşünüyorum. Türkiye’de de Gezi Ayaklanmaları sırasında ve sonrasında sansür giderek arttı. Fakat bu baskı insanları örgütlenmek ve bilgilenmek için daha yaratıcı yollar bulmaya itiyor. Gezi’den hemen sonraki Onur Yürüyüşü’nün sloganı “Aşk Örgütlenmektir” idi. Bence örgütlenmek, Gezi Ayaklanmaları sırasında öğrendiğimiz en güzel şey.

Ayaklanma Onur Yürüyüşü’nü nasıl etkiledi?

LGBTİ camiası Gezi Ayaklanmalarının en önemli tetikleyicilerindendi. Bu camia her zaman LGBTİ sorunlarının yanı sıra farklı sol görüş ve ekoloji politikalarıyla dayanışma içerisinde olan aktif bir topluluk olmuştur. Birkaç ay önce kaybettiğimiz arkadaşımız Boysan Yakar’ın da dediği gibi; “Biz komünümüzü parka taşıdık.” Gezi Ayaklanmaları LGBTİ topluluğunun görünürlüğüne büyük katkı sağladı. Parkın boşaltılmasından sonra 100.000 kişinin katıldığı, en çok katılım sağlanan Onur Yürüyüşünü gerçekleştirdik. O günden beri LGBTİ camiası üzerindeki baskı kademeli olarak artmakta. Hükümet pek çok açıdan LGBTİ komünitesini düşman olarak görüyor, çünkü bu grup “ideal” aile sistemine uymuyor. Polis, Ramazana denk gelmesini bahane ederek 2015 Onur Yürüyüşü’ne saldırdı. Daha önceki sene de Ramazana denk gelmesine rağmen barış içinde yürüyüş yapmamıza izin vardı oysaki. Pek çok insan bu saldırının amacının LGBTİ’leri ve destekçilerini bastırmak olduğunun farkında. Çünkü LGBTİler rengârenk, müzik yapıyorlar, dans ediyorlar, öpüşüyorlar… nihayetinde polis bunların hiçbirini engelleyemedi :)

Sence hükümet LGBTİ’lerin hayatını genel anlamda nasıl etkiliyor?

Sadece LGBTİleri değil, herkesin hayatını derinden etkiliyor. Hükümet kadın-erkek ikiliğini, doğurganlığı, kadının toplumda ikinci plana itilmesini teşvik ettiği sürece kimse oyunun dışında değil. LGBTİler özelinde ise en acil ihtiyaç nefret suçlarına karşı kanunların çıkarılması.

Türkiye’deki baskıcı hükümet ve ülkedeki ifade ve basın özgürlüğü ihlalleri sanatını etkiliyor mu? Etkiliyorsa nasıl?

Ürettiklerim deneyimlerimden kaynaklanıyor. Dolayısıyla içinde yaşadığım ortam bir şekilde çalışmalarıma yansıyor. Müzik benim için bir nevi ilaç. Duygusal olarak hasta hissettiğimde ki son zamanlarda gayet sık oluyor bu, biraz gürültü çıkarıyorum.

Türkiye’yi hala güzel ve tarihi bir ülke olarak mı görüyorsun yoksa hükümet ve politikaları fikrini değiştirdi mi?

Şu anda “Türkiye” olarak isimlendirilen bu toprakların tarihi çok eskiye dayanıyor. Anadolu ve Trakya’yı sadece yüz yıl önce kurulmuş bir ülke olan Türkiye Cumhuriyeti üzerinden tanımlamak talihsiz bir yaklaşım olur. Anadolu her zaman bir köprü olarak tanımlanmıştır. Ancak, bir hocamın daha önce belirttiği gibi, Anadolu bir köprü değildir, zira buraya kim geldiyse burada kalmıştır. Anadolu güzel ve çok çeşitli bir kültüre sahip. Bunu korumamız gerekiyor, güzel gezegenimizin her noktasını korumamız gerektiği gibi.

Türkiye gibi ülkelerdeki sanatçılara katkıda bulunmak için burada (ABD) neler yapabiliriz?

Bizi destekleyin! Finansal veya tanıtımsal olarak. Hayallerini gerçekleştirmek için gerekli kaynaklara erişemeyen pek çok güzel beyin var burada.

Kimya diplomasını alıp da daha sonra U dönüşüyle multimedya ve elektronik sanatlar okumak için okula dönmeni sağlayan nedir?

Açıkçası bunu bir U dönüşü olarak görmüyorum, daha ziyade okumaya devam ettim diyebilirim. Müzik benim için her zaman hayattaki en değerli şey oldu ve hala da öyle. Ayrıca bilimden öğrendiklerimle müzikal olarak üretebildiklerimi bir araya getirmekten oldukça keyif alıyorum. İşlerimde bilim ve sanat birbirini kucaklıyor. Fibonacci dizisinden ilham alarak yaptığım audiovisual bir işim var mesela. Sayılar, ürettiğim müzikte önemli bir rol oynuyor.

Yaratıcılıkta sürekliliği nasıl sağlıyorsun?

Meraklı ve yeni deneyimlere açık biri olduğumu söyleyebilirim. Birbirinden bağımsız ve alakasız görünen şeyleri bir araya getirmek gibi bir güdü var içimde. Deneyleri seviyorum. Hayat zaten oldukça ilham verici.

Birlikte çalışmayı hayal ettiğin bir sanatçı var mı?

Çoook! :)

Bu aralar en sevdiğin sanatçı kim?

OneBeat’teki tüm sanatçılar. Buradaki insanların yetenekleri, samimilikleri ve mütevazılıkleri karşısında büyülendim.

Seni en çok etkileyen video/multi-media sanatçıları kim?

Ryoji Ikeda, Robert Henke, Adrien M / Claire B, Klaus Obermaier

OneBeat Festivalinde seni en çok heyecanlandıran şey ne oldu?

OneBeat şimdiye kadar başıma gelen en güzel şey olabilir. Dünyanın farklı köşelerinden gelmiş sanatçılarla birlikte müzik yapmak, onları tanımak, onlarla seyahat etmek, sahneye çıkmak… harika. Bu büyülü bir buluşma gibi ve dolayısıyla ortaya çıkan şey de büyülü.

*Röportaj Earle Dutton tarafından yapılmış ve ilk olarak Equality 365’te yayınlanmıştır

Oya Aktaş tarafından çevrilmiştir.


Etiketler: kültür sanat
İstihdam