22/05/2025 | Yazar: Kaos GL

“Uyanıyoruz lubunya! Biz de dilimizde bu isyanın ateşi, sözlerimizde var olma mücadelemizin iradesiyle, kampüsümüzdeki ilk onur yürüyüşünden haykırıyoruz: İzninizle var olmadık, yasaklarla da yok olmayız!”

Hacettepe Onur Yürüyüşü: Polis yürüyüşe izin vermedi, öğrenciler tüm engellemelere rağmen basın açıklamasını okudu Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Fotoğraf: Sendika.org

Hacettepe Üniversitesi öğrencileri, üç gündür çeşitli etkinlikler ile devam ettirdikleri Hacettepe Onur Haftası’nın son günü, bugün (22 Mayıs) saat 12.30’da Onur Yürüyüşü için bir araya geldi. Üniversiteliler yürüyüş için yemekhane önünde buluştu.

Sendika.org’ta yer alan habere göre; stadyuma asılan pankartla eş zamanlı olarak, B kapısı önüne iki çevik kuvvet otobüsü konuşlandırılırken, üniversitenin özel güvenlik birimi de pankart taşıyan öğrencileri hedef aldı.

Beytepe Kampüsü’nde toplanan Hacettepe öğrencileri, Onur Yürüyüşü için gökkuşağı bayrağı açtı.

Yürüyüş başlamadan önce polis öğrencilere yürüyüşün yapılması halinde “müdahale” edeceğini söyledi; yürüyüşe izin vermedi. Öğrenciler tüm engellemelere rağmen basın açıklamasını yaptı.

Basın açıklamasının tamamı şöyle:

“Bu yılı “Aile Yılı” ilan eden iktidara ve bu baskıcı, fobik politikayı taa kampüsümüze kadar taşıyan kayyım rektöre karşı, ikili cinsiyet sistemine karşı Hacettepe tarihinde ilk defa onur haftamızı; örgütlenerek, mücadelemizi büyüterek kampüsümüzde karşılıyoruz. Bu yıl iktidar ekonomik krizle beraber siyasal bir krizin içine sürüklendi. Bununla başa çıkmak için de baskılarla, şiddetle, tutuklamalarla bizi yıldırabileceğini sandı ama görsünler ki biz yılmadık ve mücadelemize şu anda da olduğu gibi devam edeceğiz.”

“Bu daha başlangıç mücadeleye devam”

“Uyanıyoruz lubunya! Biz de dilimizde bu isyanın ateşi, sözlerimizde var olma mücadelemizin iradesiyle, kampüsümüzdeki ilk onur yürüyüşünden haykırıyoruz: İzninizle var olmadık, yasaklarla da yok olmayız! “Aile yılı” olarak ilan ettikleri, bizi içine hapsetmeye çalıştıkları o kutsal ailelerin içine hapsolmayacağız. Varlığımızın her gün inkar edildiği kampüslerde de sokaklarda da bal gibi var olduğumuzu göstermeye devam edeceğiz; çünkü bu koca dünyayı var eden, emek emek ören ve işleyen, içerisinde yaşayan BİZLERİZ. Öte yandan, sistematik olarak dışlanan, çalışma hakkı elinden alınan, güvencesizliğe sürüklenen de bizleriz. Daha işe alım sürecinde başlayan ayrımcılık bizi türlü sorunlarla karşı karşıya bırakıyor, sömürüye çok daha açık hale getiriliyoruz. LGBTİQ+’lara ve kadınlara eşitsizlik, şiddet dışında vaad edecek hiçbir şeyi olmayan işsizlik, yoksulluk ve krizler yaratan bu düzeni değiştirmek bizim elimizde.”

“Asla yalnız yürümeyeceğiz”

“Bizler temel hakkımız olan eşit ve ulaşılabilir bir sağlık hizmetini alamıyoruz. Translar, cinsiyet uyum süreçlerini sağlıklı yürütemiyor. Linç ve sürgün politikalarıyla evlerimizden kovuluyoruz. Sağlık, barınma gibi temel haklarımızın yanında bir de yaşam hakkımız elimizden alınmak isteniyor.

Biz, varlığımıza açılan bu savaşta nefret cinayetlerine kurban giden, aynı sebeplerden intihara sürüklenen arkadaşlarımızı da bunların faillerini de failleri cezasızlık zırhına bürüyerek koruyanları da unutmadık! Ben hatırlıyorum. Sen hatırlıyor musun? Hande Kader’i, Ahmet Yıldız’ı, Hande Buse Şeker’i, Zirve Soylu’yu, Okyanus Efe’yi, Doski Azad’ı, Didem’i, Sara’yı… Bayram Sokak’ı, Esat Eryaman’ı, Ülker Sokak’ı, Bornova Sokak’ı? Hatırlıyor musun?

Gerici fikirlerin tarihte defalarca nasıl yenildiğini biliyoruz. El ele verirsek, örgütlenirsek, mücadele edersek eşit ve özgür günleri görebileceğiz. Şu ana kadar tehditlere, hukuksuz yasaklara, baskılara karşı omuz omuza durduk, şimdi de omuz omuza duracağız. İlk Onur yürüyüşümüzde de hiçbir zaman da asla yalnız yürümeyeceğiz.”


Etiketler: insan hakları, nefret suçları, eğitim, aile, siyaset, onur yürüyüşü
İstihdam