03/06/2025 | Yazar: Seçin Tuncel
Tarih Vakfı’nın Ankara Tartışmaları kapsamında akademisyen Merve Diltemiz “Yerinde Tarih, Hafıza Yürüyüşleri ve Bellek” başlıklı sunumunu gerçekleştirdi.

Tarih Vakfı’nın Ankara Tartışmaları kapsamında 30 Mayıs Cuma günü düzenlenen etkinlikte, akademisyen Merve Diltemiz “Yerinde Tarih, Hafıza Yürüyüşleri ve Bellek” başlıklı sunumuyla katılımcılarla buluştu. Ankara’nın farklı bellek katmanlarını gündeme taşıyan Diltemiz, etnografik saha araştırmasına dayanan tez çalışmasında, queer hafıza turlarından Yahudi mahallelerine, feminist rotalardan resmi tarihin dışladığı anlatılara uzanan çok boyutlu bir bellek inşasını aktardı.
Resmi tarihe itiraz, mikro tarihlerin izinde bir arayış
Lisans yıllarından bu yana tarih yazımıyla kurduğu eleştirel ilişkiyi anlatan Merve Diltemiz, özellikle lubunya hareketinin tarihsel izini sürerken başka bir tarih fikrinin peşinden gittiğini vurguladı:
“Tarih çoğu zaman Antik Yunan’la başlatılan, efendilik ve erk anlatısıyla örülmüş bir kurgu olarak karşımıza çıkıyor. Lubunya olarak bu tarihe girmek neredeyse imkânsız. O yüzden hafıza ve tarih yazımı, dışlananların izlerini sürmek için önemli bir araç haline geliyor.”
Diltemiz, resmi tarih anlatısının dışında kalan mikro hikâyelerin, sadece akademik değil politik olarak da dönüştürücü bir işlevi olduğunu vurguladı.
Hafızayı sokakta aramak: Yerinde tarih ve yürüyüşler
Etkinlikte, yerinde tarih ve hafıza yürüyüşlerinin yalnızca bir araştırma yöntemi değil; aynı zamanda deneyimsel, bedensel ve politik bir direniş biçimi olduğu vurgulandı. “Hafıza yürüyüşleri, mekanlarda durarak, kamusal alanda var olarak bir geçmişle yüzleşme ve bugünü yeniden kurma imkânı sunuyor” diyen Diltemiz, yürüyerek anlatmanın motorize ulaşımın tahakkümüne karşı direniş içerdiğini de belirtti.
Bu yürüyüşlerin, sıradan insanın, dışlanan grupların, marjinal hayatların ve toplumsal bellekte yer bulamamış kimliklerin tarihini ortaya çıkardığını vurgulayan Diltemiz, geçmişin bastırılmış seslerini bugüne taşımak için bu yöntemi kullandığını belirtti.
Ankara’da queer bir iz sürmek: Umut Güner’in yürüyüşü
Diltemiz’in tezinde yer verdiği örneklerden biri de Umut Güner’in rehberliğinde gerçekleştirilen queer hafıza turuydu. Bu yürüyüş, Ankara lubunyalarının mekânsal belleğini kişisel hikâyeler ve politik bağlamlarla birleştiren alternatif bir anlatı öneriyor. Katılımcılar küçük gruplar halinde Ankara sokaklarında yürürken, bastırılmış ya da yok sayılmış lubunya tarihinin izini sürüyor.
“Bir öznenin kendi tarihini anlatmasının kolektif belleğe katkıda bulunabileceğini gördük. Görünmez kılınan hafızaları yürüyerek görünür hale getirebiliriz.”
Ankara’nın kayıp mahalleleri: Yahudi yerleşimi ve gayri resmi tarih
Diltemiz’in çalışmasının bir diğer önemli odağı, Ankara’nın Yahudi mahallesine dair toplumsal hafıza. Osmanlı’dan Cumhuriyet’e uzanan süreçte Ankara’nın yüzde 40’ının Yahudi nüfustan oluştuğu bilgisini paylaşan Diltemiz, bugün izi silinmiş bu mahallenin gayri resmi tarihin önemli bir parçası olduğunu vurguladı:
“Şu an ortada olmayan bir mahallenin kokusunu almak, o mekânda yürümek, tarihin kendisine temas etmek anlamına geliyor. Resmi tarih çoğu zaman bu anlatıları yok sayıyor. Oysa gayri resmi tarihler, şehir belleğinin en zengin katmanlarını oluşturuyor.”
Hafızanın politik yüzü
Etkinlikte Soğuk Savaş sonrası bellek politikaları, 12 Eylül sonrası toplumsal sessizlik, feminist hareketin ve lubunya mücadelesinin belleğe katkısı da tartışıldı. Diltemiz, hafızanın yalnızca geçmişi anımsamak değil; bugünü dönüştürmek ve geleceğe başka bir rota çizebilmek için de kullanılması gerektiğini belirtti:
“Bellek yürüyüşleri, geçmişin travmalarıyla yüzleşmenin ve bugünü özgürleştirmenin bir yolu olabilir.”
Merve Diltemiz’in aktardığı örnekler, akademik bilgiyle sokakta yürüyen bir belleğin nasıl kesişebileceğini ve bu buluşmanın queer, feminist, etnik ve marjinal tarihleri nasıl dönüştürebileceğini gözler önüne serdi.
Etiketler: kültür sanat, yaşam, kent hakkı, tarihimizden