22/10/2019 | Yazar: Ali Erol

Irkçı, cinsiyetçi, homofobik nefret olmadan “köşe” dolmuyor…

Haftanın gündemi, köşenin konusu fark etmez! Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı


Homofobik nefret söylemiyle bendini aşıp “köşe”lerine sığmayan gazete yazılarını sizler için okumaya devam ediyoruz.

Ekim ayının üçüncü haftasının cinsiyetçi ve homofobik nefret “köşe”lerini Akit ve Millî Gazete köşe yazarlarından seçtik…

Haftanın gündemi, karaladıkları “köşe”nin konusu Akit yazarları için fark etmiyor. İlgili ilgisiz, bilgili bilgisiz bulamaçları hazırdır; "tartışma" diye içine çekecekleri ırkçı, cinsiyetçi, homofobik nefret çukuru hiç değişmez!

Deprem, 8 Mart, Hollanda, Müjde Ar, Referandum fark etmez, Akit köşe yazarı Abdurrahman Dilipak, “İnsan ne zaman ölür!” başlıklı yazısında, yıllardır, “düşünsenize 5 kişilik ailede en az bir kişi homoseksüel, lezbiyen, biseksüel, ensest ilişki içinde” diye tekrar ettiği “batıda 5 kişilik aile” tekerlemesini bir kez daha sıralıyor:

“Batıda 5 kişilik bir ailede en az bir kişi en az bir kere intihara teşebbüs etmiş. Kadınlarda intihara teşebbüs erkeklerden fazla ama, intihar başarı oranı çok düşük. Beş kişilik bir ailede en az bir kişi alkolik ya da uyuşturucu kullanıyor. Beş kişilik bir ailede en az bir kişi homoseksüel, lezbiyen, yani fahişe bir hayat yaşıyor.”

Akit’ten bir diğer isim Hacı Yakışıklı, neden Abdurrahman Dilipak’tan geri kalsın! Yakışıklı, “PKK’nın artıkları, haysiyetsiz kapı kulları!” başlıklı köşe yazısında, “afedersiniz” diyerek telaffuz ettiği “LGBT”lerin “temel hak ve özgürlüklerine ses çıkarmayız” diyor ama durmuyor devam ediyor:

“Afedersiniz kendisine kısaca LGBT diyen insanların da barınma, sağlık, gıda gibi temel hak ve özgürlüklerine ses çıkarmayız! Bunlar haktır! Varsa bir hastalıkları tedavi edilir, varsa bir suçları bunun cezasını devlet verir! Ama terör örgütünü, PKK’yı, DHKP-C’yi, DEAŞ’ı, FETÖ’yü savunma diye bir hak yok! Türkiye’nin Mehmetleri operasyona çıkmış, canlarını siper etmişler, terörü süpürüyorlar; ama bu insanlardan çıt çıkmıyor! Terörü süpüren Mehmetlere destek vermeyenlerin kapısının önünü süpürdüğümüz yeter!”

Millî Gazete köşe yazarı Abdurrahman Sevgili ise “Ailene sahip çık” başlıklı köşe yazısında, İstanbul Sözleşmesi’ne küfrün dezenformasyonu olan “aile çökerse toplum da çöker” tekerlemesine devralmış, “affedersiniz” diyerek cinsiyetçi ve homofobik nefret söyleminde beis görmüyor:

“Affedersiniz lutilik, eşcinsellik, lezbiyenlik… gibi ahlaksızlıklar kanunlaştırılıyor, meşrulaştırılıyor. Allah’ın yarattığı kadın ve erkeğin fonksiyonlarını benimsemeyip, arzu ettikleri misyonu yüklemeye çalışıyorlar. Allah’ın farklı yarattığı kadını ve erkeği, yani biyolojik cinsiyet eşitliğine itirazları var. Toplumsal cinsiyet eşitliği ifadesini kullanarak yaradılışla, fıtratla mücadele ediliyor. Allahın yaratma biçimine başkaldırıyorlar, erkeğe kadın, kadına da erkeklik misyonunu zorla yüklemeye çalışıyorlar. Mesela kadına bıyık takıyorlar, erkeğin kucağına da bir bebek vererek amaçlarını açıkça sembollerle dile getiriyorlar. Aile yıkan bu yasa ve sözleşmelerle yaradılışa itiraz ediliyor, mevcut durum kabul edilmiyor.”

Not: Bu haberde, internet ortamı ile sosyal medyadan yapılan alıntıların yazım hatalarına dokunulmuyor; olduğu gibi alıntılanıyor.


Etiketler: insan hakları, medya
2024