08/01/2007 | Yazar: Kaos GL
Bir AB üyesi olan Güney Kıbrıs'ta eşcinseller, büyük mücadelelerin ardından yasal haklarına kavuştu ancak toplumsal baskılar devam ediyor. Kıbrıs Gazetesi yazarlarından Anıl Işık değişimi anlatıyor.
Bir AB üyesi olan Güney Kıbrıs'ta eşcinseller, büyük mücadelelerin ardından yasal haklarına kavuştu ancak toplumsal baskılar devam ediyor. Kıbrıs Gazetesi yazarlarından Anıl Işık değişimi anlatıyor.KAOS GL
Anıl Işık
Kıbrıs Rum tarafında büyük mücadeleler veren eşcinseller, sonunda yasal haklarına kavuştu ancak bu kişiler üzerindeki toplumsal baskı devam ediyor.
Kıbrıs'ın genelde kapalı bir toplum olması, toplumun değişikliklere kendilerini kolayca adapte edememesi, dinin etkisi, siyasilerin yeterli irade gösterememesi, eşcinsellerin, maruz kaldıkları ayrımcılığı ortadan kaldırmak ve yasal hakları elde etmek pek kolay olmadı. Bu etkenler, eşcinsellerin verdikleri zorlu mücadelenin sonuç vermesini bir süre geciktirdi. Ancak sonuçta, Kıbrıs'ın AB'ye katılımı öncesinde Rum tarafında eşcinsellere yönelik yasal ayrımcılığın ortadan kaldırılmasında başarı elde edildi.
Güneydeki eşcinseller şu an Avrupa'da olduğu gibi yasal haklara sahip, ancak bu, eşcinseller üzerindeki toplumsal ve sosyal baskıların tamamen kalktığı anlamına gelmiyor.
Her ne kadar da çeşitli sosyal ve dini baskılardan dolayı Kıbrıs Rum toplumu, eşcinsellere hâlâ önyargı ile yaklaşmaya devam ediyor olsa da bunun geçmiş yıllara kıyasla azaldığı söyleniyor.
1987 yılında başlayan, ancak 2002 yılında sonuçlanan eşcinsellerin yasal haklarını kazanma mücadelesini bir misyon üstlenerek başlatan Eşcinsel Özgürlük Hareketi'nin kurucusu ve başkanı Alekos Modinos, güneyde yaşanan bu süreci KIBRIS'a anlattı.
90'larda güneyde oluşan hareket ve yasal mücadele
Alekos Modinos, eşcinsellerin yasal haklarının kazanılması için ilk önce adada ve ardından da Avrupa nezdinde bir mücadele başlattıklarını söyledi.
Aralık 1987'de güneyde eşcinsellerin haklarına sahip olması için bir hareket oluşturduklarını ve başta Rum meclisinin yasal komite başkanı ile görüşmede bulunduklarını belirten Modinos, o dönemde görüşmede bulundukları tüm Rum siyasilerin, eşcinsel haklarının tanınması taraftarı olduğunu, ancak hiçbirinin bu konuyu parlamentoda tartışmak için gündeme getirmeye cesaret etmediğini söyledi.
Modinos, hükümetin sözlerini tutmakta başarısız olmasının ardından, Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşlarına Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne gitme hakkı veren 25 maddeye dayanarak, Kıbrıs'ı 1989 yılında Avrupa İnsan Hakları Komisyonu'na şikâyet ettiğini kaydetti. 1990 yılında Starsbourg'da yapılan duruşmada, mahkeme, Kıbrıs'ı, eşcinsel haklarını engellemekten suçlu bulduğunu ve Kıbrıs Rum hükümetine mevcut yasayı değiştirmesi ve bir uzlaşmaya varılması için kısa bir süre tanıdığını belirtti.
Ancak o dönemde siyasilerin, dini baskılar nedeniyle uzlaşmaya varmakta başarısız olduklarını belirten Modinos, bunun sonrasında konuyu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) taşımaya karar verdiğini anlattı. Ekim 1992'de AİHM'in, Strasbourg'daki duruşmanın ardından Nisan 1993 yılında Kıbrıs'ı kınama kararı alındığını kaydeden Modinos, Rum hükümetinin, erkekler arası özel cinsel ilişkiyi cezai bir suç olarak addeden ve 5 yıl hapis cezası öngören eşcinsel karşıtı yasayı feshetmek zorunda kaldığını belirtti.
Rum hükümetinin, 1998 yılında yasal bir düzenleme yaptığını, ancak bu yasanın da ayrımcı unsurlar içermesinden dolayı Avrupa Bakanlar Komitesi tarafından kabul edilmediğini anlatan Modinos, Rum hükümetinin, 2 yıl sonra yeniden değişiklik yaptığını ancak bu kez de farklı yaş sınırlamalarından dolayı ayrımcılığın giderilmediğini belirtti.
Rum hükümetinin 2002 yılında yaptığı son değişiklikle, yaş farkından ortaya çıkan ayrımcılığı da ortadan kaldırarak, eşcinsellere karşı yasal ayrımcılığı tamamen ortadan kaldırdığını söyledi. Yeni yasal düzenlemeye göre, heteroseksüeller için 16 ve eşcinseller için 18 olarak belirlenen ilişki kurma yaş sınırı 17'ye yükseltildi.
"Hakların, tek yasal koruma altında olduğu alan iş yerleriydi"
Rum tarafının Avrupa Birliği'ne katılımından önce, Rum hükümetin, farklı din, dil, inanç, yaş, cinsel eğilime yönelik ayrımcılık yapılmasına karşı bir yasayı kabul etmek zorunda kaldığını ifade eden Modinos, bu çerçevede, eşcinsellerin haklarının tek korunduğu alanın iş yerleri olduğunu belirtti.
Hareket olarak, özellikle AIDS konusunda çok önemli hedefler başardıklarını ifade eden Modinos, Aile Planlama Örgütü ile Rum Sağlık Bakanlığı'nın yardımlarıyla AIDS Dayanışma Hareketi'yle temasa geçtiklerini belirterek, "Bu, bize çok yardımcı oldu, çünkü hastanede kimliksiz AIDS testi yapmak mümkün değildi ve bu herkesi AIDS testi yapmaktan alıkoyuyordu" diye konuştu. Modinos, hareketin, ayrıca Avrupa'da ırkçılığa karşı mücadele eden ve çeşitliliği savunan grup olan Irkçılığa Karşı Avrupa Ağı'nın (ENAR) üyesi olduğunu da belirtti.
Kuzeyle iletişim kurma çabaları
Kuzeydeki Kıbrıslı Türk eşcinsellerle de iletişim içinde olduklarını ifade eden Modinos, Kıbrıslı Türklerle, kapılar açılmadan önce Birleşmiş Milletler'in (BM) ara bölgede düzenlediği etkinliklerde bir araya geldiklerini, ancak sınır noktalarının açılmasının ardından çok daha rahat bir iletişim kurmaya başladıklarını anlattı.
Yaklaşık 6-7 yıl önce, AIDS destek grubu oluşturmak için BM ve iki toplumlu etkinliklerle ilgilenen aktivist Keti Kliridis aracılığıyla kuzeydeki doktorlarla iletişim kurmaya çalıştıklarını ifade eden Modinos, eşcinsel erkeklerin, korunarak ya da güvenilir bir cinsel partnerle ilişki kurması dışında çok savunmasız olduğuna dikkat çekerek, "ancak bu kapalı bir toplumda cinsel eğilimini gizleyen bir kişi için hiç kolay değil. Birçok genç, farklı partnerlerle birlikte olmak zorunda kalıyor. Kıbrıs'a milyonlarca turist geliyor, bu nedenle bu virüsü kapmak çok kolay. Dünya Sağlık Örgütü, bu konuyla çok ilgili ve AIDS konusunda bilinci yaratmak için iki toplumlu bir proje yapmak istiyor" diye konuştu.
"Birçok eksiklik var..."
Eşcinsellerin, güneyde karşılaştıkları sorunlara da değinen Modinos, eşcinsellere yönelik bir buluşma yeri ya da bir kulüp bulunmamasının, eşcinsellerin partner bulmalarını güçleştirdiğini ve genç eşcinsel erkeklerin, ayrıca hırsızlar ya da kapkaççılardan dolayı gece sahile ya da parklara gitmesinin çok riskli olduğunu kaydetti.
Güneydeki Obdusman'ın, bir süre önce Kıbrıs Rum toplumunu eşcinsellere karşı düşünceleriyle ilgili bir anket sunduğunu belirten Modinos, ankettin sonuçlarında en korkutucu şeyin; beş yıl öncesine kıyasla, Kıbrıs Rum toplumunun, eşcinsellere karşıtlığının artması olduğunu söyledi. Modinos, genç ve iyi eğitimli insanların eşcinselliği daha kolay kabullenirken, 55 yaş üzeri ve az eğitimlilerin ise buna karşı olduklarının tespit edildiğini de ifade etti.
Aile
Eşcinsellerin, ailelerinde de birtakım sıkıntılarla karşılaştıklarını ifade eden Modinos, Kıbrıs'ta ailelerin çoğunun, çocuklarının iyi bir eğitim alarak, evlenmelerini ve çocuk sahibi olmalarını arzu ettiklerini, ancak ailelerin bu isteklerinin eşcinsel kişileri mutsuz bir hayata ittiğini kaydetti.
Birçok eşcinselin, kendi cinsel eğilimini göz ardı ederek, ya bir aile kurarak ve çocuk sahibi olarak ailelerinin arzu ettikleri gibi hayat yaşamaya çalıştıklarını ya da yurt dışına giderek yalnız bir yaşam sürdüklerini, ancak mutsuz olduklarını anlattı.
Din
Modinos, eşcinsellerin, ayrıca toplumun küçük, Ortadoğu'ya yakın ve farklı cinsel eğilime yönelik önyargılar bulunan bir toplum olmasından dolayı çeşitli zorluklarla da karşı karşıya kaldıklarına işaret ederek, güneyde eşcinsellere toplumun önyargılı baktığını, kilisenin ise tamamen karşı olduğunu vurguladı.
Kuzeyde eşcinsellikle ilgili durumla ilgili çok fazla bir bilgisi olmadığını kaydeden Modinos, Avrupa'da İslam ve eşcinsellikle ilgili birçok seminere katıldığını ifade ederek, Ortadoğu'da birçok ülkede eşcinsellerin, idam cezasına mahkum edilmesine kadar ağır cezalarla karşılaşmalarına rağmen, İslam'da aynı cinsten kişiler arasında cinsel ilişkiye karşı herhangi kesin bir şey olmadığını belirtti.
"Hükümetin sorumluluğu var"
Rum tarafında şu anki AB'ye uygun yasalar çerçevesinde, 17 yaş üzerindeki iki erkek arasındaki özel ilişkinin yasalara aykırı olmadığını ve eşcinsellere karşı herhangi bir ayrımcılığın söz konusu olmadığını yineleyen Modinos şöyle konuştu:
"Toplum içinde tam bir kamu bilinci oluşturmaya ihtiyacımız var ki, eşcinsel kadınlar ve erkekler eşcinselliklerini bir kenara bırakarak, kendi işlerine yönelebilsinler, evlenerek veyahut yalnız yaşayarak cinsel eğilimlerini saklamak zorunda kalmasınlar. Bu hükümetin, mutlu vatandaşlar yaratma sorumluluğudur."
Kaynak: Kıbrıs Gazetesi, 1 Ocak 2007
Etiketler: