25/06/2025 | Yazar: Kaos GL

Ankara Onur Haftası, İHD’deki basın açıklamasında, “Biz bu çeteleşmiş şiddeti tanıyoruz” dedi.

Hak savunucularından, kedisini aramak isterken şiddet gören trans erkekle dayanışma çağrısı Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Ankara Onur Haftası, trans bir erkeğin kaçan kedisini bulabilmek için girdiği kamu binasının bahçesinde güvenlik görevlilerinin şiddetine maruz kalması, şikayetçi olduğu halde gözaltına alınması ve hakkında adli kontrol uygulanmasına ilişkin İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi'nde basın açıklaması yaptı.

Kedisini aramak istedi, şiddete maruz kaldı

24 Haziran’da İHD’de bir araya gelen hak savunucuları yaşananları şöyle özetledi:

“23 Haziran 2025 günü, öğle saatlerinde Ankara’da bir trans erkek arkadaşımız, parkta veterinere götürdüğü kedisinin kaçması üzerine çocuğu gibi sevdiği kedisini yakalamak için kedinin girdiği kamu binasına, güvenlik görevlilerinin bilgisi ve yönlendirmesiyle girmiştir. Tüm süreci diyalog zemininde yürütmeye çalışan arkadaşımız, kısa bir süre sonra aynı güvenlik görevlisi tarafından tehdit edilerek dışarı çıkarılmak istenmiş, ters kelepçe tehdidiyle karşı karşıya kalmıştır. Bu noktada sormak gerekir: Kamu binalarını, kamuya karşı mı koruyorsunuz?

Arkadaşımız, yalnızca bir canlıyı kurtarma içgüdüsüyle hareket etmiş; kendisine yöneltilen keyfi tehditlere karşı güvenlik görevlilerinin yetki sınırlarını hatırlatmıştır. Ancak tam da bu sebeple, açık bir güç gösterisine maruz bırakılmış; yere yatırılarak darp edilmiş, boğazı sıkılmış, başı defalarca yere vurulmuştur. Bu açık saldırının ardından devreye giren kolluk güçleri—bekçiler, polisler ve güvenlik personeli—örgütlü ve eşgüdümlü biçimde saldırganı koruyan bir tavır sergilemiştir.”

Şiddet gören trans erkeğe adli kontrol yaptırımı!

Ankara Onur Haftası, kolluk kuvvetlerinin ayrımcı tutumunu ise şöyle eleştirdi:

“Arkadaşımıza şikayetçi olma hakkı tanınmak yerine, kolluk güçleri ilk andan itibaren kendisine şüpheli muamelesi yapmış; bekçi ve polisler tarafından ters kelepçe tehdidiyle zorla araca bindirilmiş, bu sırada fiziksel şiddete maruz kalmıştır. Gözaltı süreci boyunca da transfobik söylemler ve kötü muamele devam etmiştir. Tüm bu süreç, devletin güvenlik aygıtlarının trans kimliğe yönelik önyargılarla hareket ettiğini, ayrımcılığın yalnızca bireysel değil, kurumsal olduğunu bir kez daha göstermiştir.

Saldırıya uğrayan arkadaşımız, karakolda şikayetçi olmak için bulunmasına rağmen, tersine “kamu görevlisine direnmek, kamu binasına izinsiz girmek, kasten yaralama, tehdit ve hakaret” gibi suçlamalarla savcılığa sevk edilmiş; ev hapsi ve adli kontrol tedbirleri talebiyle Sulh Ceza Hakimliği’ne çıkarılmıştır. Arkadaşımız, adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştır. Bu süreçte asıl güvenlik tehdidi oluşturan kişi ya da kişilere hiçbir yaptırım uygulanmamıştır.”

“Bu yaşananlar münferit değildir”

Ankara Onur Haftası, tüm bu yaşananların münferit olmadığını belirterek şöyle devam etti:

“Bu yaşananlar münferit değildir. Bu ülkede trans kimliğini kamusal alanda taşıyan herkes, benzer keyfi uygulamalarla, sistematik baskılarla, güvenlik güçlerinin fiziksel ve psikolojik şiddetiyle karşı karşıyadır. Üstelik bu keyfi uygulamalar, yalnızca gözaltı tehdidiyle sınırlı değildir. Bugün cezaevlerinde, tam da bu türden ayrımcı, taraflı, hukuka aykırı soruşturma ve kovuşturmalar sonucunda tutsak edilen trans arkadaşlarımız bulunmaktadır. Kolluk, savcılık ve yargı mekanizmaları, trans kimliğini suç gibi gören politikalarla hareket etmekte; trans bireyleri korumak yerine onları sistematik biçimde hedef göstermektedir.

Bu devlet politikasıdır. Bu transfobi kurumsaldır. Devletin güvenlik aygıtları, yargısı ve ceza sistemi; fail ile failliği örgütleyen yapılar arasında ayrım gözetmemekte, aksine birbirini tamamlayan bir şiddet düzeni kurmaktadır.

Biz bu çeteleşmiş şiddeti tanıyoruz. Bu hukuksuzluklara, bu aklamalara, bu sistemli nefrete karşı sesimizi kısmayacağız. Arkadaşımızın yanındayız. Sadece onu değil, hepimizi hedef alan bu saldırıya karşı birlikte, örgütlü ve kararlı biçimde direniyoruz.

Translar yaşamları için mücadele etmeye devam edecek. Ne emeğimizi, ne bedenimizi, ne ailemizi, ne de hayatlarımızı aşağılık şiddetinizle yok edebileceksiniz.”

Ne olmuştu?

23 Haziran öğle saatlerinde Ankara’da bir trans erkek, parkta veterinere götürdüğü kedisinin kaçması üzerine güvenlik görevlilerinin yönlendirmesiyle bir kamu binasına girmişti.

Ardından bir başka güvenlik görevlisinin “Giremez, o kişiyi çıkarın buradan” diyerek hedef göstermesinin ardından güvenlik birimi trans erkeği gözaltı ile tehdit etmişti. Güvenlik görevlileri ortamı terk etmek üzere olan trans erkeğin üstüne atladı ve darp etti. Gözaltı sürecinde sistematik olarak ayrımcı muameleye maruz bırakılan trans erkek gözaltında bir gece mevcutlu tutulmuştu.

Savcılık, şiddete maruz kalan trans erkeği ev hapsi talebiyle Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk etmiş; hakimlik ise imza şartıyla adli kontrol kararı vermişti.


Etiketler: insan hakları, nefret suçları, özel haber
İstihdam