02/06/2020 | Yazar: Ali Erol

Mayıs’ın ikinci yarısından LGBTİ+’lar için gökkuşağı “köşe”leri Evrensel, İzGazete ve İzmir Gözlem yazarlarından…

“Halkın tutumu yumuşarken, yetkililerin tutumu katılaştı” Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Gökkuşağının hakkını veren, LGBTİ+’lara selamı esirgemeyen, en azından homofobik nefret söyleminden medet ummayan pozitif “köşe”leri okumaya devam ediyoruz.

Mayıs ayının ikinci yarısından gökkuşağına selamı esirgemeyen “köşe”leri Evrensel, İzGazete, İzmir Gözlem yazarlarından seçtik.

Evrensel, Sevda Karaca: “Hiçbiri bir diğer gündemi perdelemek için uydurulmuş meseleler değil”

Evrensel’den Sevda Karaca, “Milli falan değil! Diyanet İşleri ne iş görüyorsa kilise de benzer role soyunuyor” dikkati çektiği önceki yazının ardından, “Hepsi hepimizin meselesi” başlıklı köşe yazısı ile gündeme devam ediyor: “Tehditler, nefret söylemleri, zırvalamalar, korkutmalar, hak gaspları, yeni yasal düzenleme hazırlıklarıyla şekillenen gündem, muhtemel bir toplumsal hareketlilik için bir ön alma girişimi olduğu kadar, tek adam yönetiminin temel karakteristiğini de gösteriyor.”

“İktidar, bir yandan bu rejim inşasına karşı çıkmanın “bedelini” artırdığını gösterirken, bir yandan da tüm gerilim başlıklarının muhatabı olan kesimleri ayrı ayrı kendi gündemlerine hapsediyor. Çocuk istismarına af kadınların, Diyanetin çıkışı LGBTİ hareketinin, barolara saldırı hukukçuların, prangalı çalışma işçilerin, kayyumlar Kürtlerin, darbe tartışması CHP’nin, akademi dünyasındaki taciz ve vasatlık hocası-öğrencisiyle üniversite bileşenlerinin, muhalif medyanın “virüs” ilan edilmesi gazetecilerin derdi gibi...”

Evrensel yazarı Karaca, tüm bunların, “hepsi, hepimizin meselesi” olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Bu başlıkların hiçbiri bir diğer gündemi perdelemek için uydurulmuş meseleler değil. Hepsi önemli ve her biri bu memleketin çözülmemiş, hatta giderek derinleşmiş sorunları.”

İzGazete yazarları 17 Mayıs için yazdılar…

17 Mayıs Uluslararası Homofobi ve Transfobi Karşıtlığı Günü, Kaos GL Derneği’nin “Buluşma” ve ardından 2008’de “Yürüyüş” ile Türkiye gündemine geldi.

İzmir yerel basınından İzGazete yazarları, köşelerini, 17 Mayıs Uluslararası Homofobi, Transfobi ve Bifobi Karşıtlığı Günü’ne ayırdılar.

Ebru Dinçel, “Gökkuşağının çocukları” başlıklı yazısında, 17 Mayıs’ın, LGBTİ+’ların maruz kaldığı nefret, ayrımcılık ve hak ihlallerine kamunun, yetkililerin, medyanın, politikacıların dikkatini çekmek için 2004 yılından beri dünya genelinde, 2006’dan beri de Türkiye’de kutlandığını yazdı. Salgın koşullarında LGBTİ+’ların ekonomik ve sosyal yoksunluklarına dikkat çeken İzGazete’den Ebru Dinçel, “Aynı gökkuşağının altında yaşamayı öğrendiğimizde renklenecek gerçekten dünya!” diye bitirdiği yazısında, “Birkaç cümle de bizim mahallenin çocuklarına, kendimize;” vurgusu yapıyor: “Cinsiyetçilik belasından yakamızı henüz kurtaramadığımız gibi homofobi, transfobi konusunda çift dikişliyiz. Dilimizden pratiğimize kadar falsoluyuz. Bu durum salgın döneminde çok daha sarih bir biçimde ortaya çıktı ki; dayanışmanın yollarını ararken Lgbti+’ları unuttuk. Demokrat yerel yönetimlerin, kamu kurumlarının görmediği gökkuşağının çocuklarını bizler de sonradan hatırladık.”

İzGazete’den Gizem Yerik, “Burdayız aşkım!” başlıklı yazısında, 17 Mayıs haftasına özel, LGBT+’ların maruz kaldığı nefrete dikkat çekiyor: “Ne yazık ki dünyada ve de Türkiye'de 'öteki' olana karşı duyulan nefret mevcudiyetini koruyor ve bu nefret, yaşam alanlarını ihlal etmeye devam ediyor. Ülkemizde yasalar ve devlet dili bu alandaki nefreti engellemek için çaba sarf etmediği gibi, dini referansların yanı sıra “hastalık, sapkınlık” gibi söylemlerle LGBTİ+’lara yönelen nefreti besliyor.” Yerik, Uluslararası Homofobi, Transfobi ve Bifobi ile Mücadele Günü vesilesiyle Avrupa Birliği’nin “lezbiyen, gey, biseksüel, trans ve interseks bireylerin (LGBTİ) haklarını koruma ve destekleme konusundaki güçlü kararlılığını” yinelediği bir açıklamaya da yer veriyor.

İzGazete köşe yazarlarından Çelik Özdemir de, “Diyanet Türkiye’si ve IDOHOT” başlıklı yazısında, Diyanet’in cinsel özgürlüklere ilişkin gösterdiği ayrımcı yaklaşımın, ürettiği nefret söyleminin “sadece LGBTİ+’ları değil, tüm temel hak ve özgürlükleri hedef aldığına” dikkat çekiyor.

İzmir Gözlem, Nilhan Nur Kışlalı: “Halkın tutumu yumuşarken, yetkililerin tutumu katılaştı”

İzmir yerel basınından Gözlem Gazetesi köşe yazarı Nilhan Nur Kışlalı, “Homofobi ve İslamafobi” başlıklı yazısında, Economist’in “Türkiye homofobi karşıtlarını soruşturuyor!” haberi üzerinden Diyanet’in homofobik ayrımcılığı ile gelişen süreci aktarıyor ve “çoğu Müslüman ülkesinde yasak olan eşcinsellik”in Türkiye’de yasak olmadığını hatırlatıyor.

“LGBT gruplarının işi Türkiye’de hiç kolay olmadı”ğına değinen Gözlem köşe yazarı Kışlalı, “Halkın tutumu yumuşarken, yetkililerin tutumu katılaştı” diyor ve ekliyor: “On binlerce insan İstanbul’da Onur Yürüyüşüne polis güvenliği ile katılmıştı. Günümüzde ise bu ruhun çok azı kaldı. Onur yürüyüşü yasaklandı, korumacı polislerin yerini ellerinde biber gazı ve tomalarla yürümeye kalkışanları karşılamak üzere bekleyen polisler aldı. Eşcinsel ünlüler, hükümet çevrelerince bile kabul ediliyorlarmış gibi gözükseler de, cinselliklerini toplum içinde paylaşamıyorlar.”

LGBTİ+’lara selamı esirgemeyen, en azından homofobik nefret söyleminden medet ummayan “köşe”leri okumaya devam edeceğiz: “Hep kahır, hep kahır, hep kahır, hep kahır” nereye kadar…


Etiketler: medya
nefret