19/11/2024 | Yazar: Seçin Tuncel
Özgürlük İçin Sanat İnisiyatifi'nin düzenlediği söyleşide; ev, hapishane ve yaşama dair direniş örneklerine yer verildi.
18 Kasım’da, Özgürlük İçin Sanat İnisiyatifi tarafından düzenlenen “Hapsedildiğimiz Evlerden, 'Ceza'evlerine Kadın Direnişi” başlıklı söyleşi, sanat ve direnişin kesişiminde kadınların özgürlük mücadelesinin nasıl hayata geçtiği ve bu direniş biçimlerinin çeşitliliği konuşuldu.
“Sanat; sansür ve otosansüre karşı direnişin aracı”
Söyleşinin açılışını yapan Süreyya Karacabey, konuşmasında sanatın özgürlük mücadelesindeki rolüne dikkat çekti.
Sanatın tarih boyunca sansüre karşı nasıl bir direniş aracı olarak kullanıldığını anlatan Karacabey, “Bu dönem, tarihimizde ve dünya tarihinde birçok parlak örneğe sahne oldu. Sansür ve otosansürün sanat üzerinde yarattığı baskılarla mücadele etmek için bir araya geldik. Bu inisiyatif, eylemci bir sanat anlayışını savunuyor” dedi.
Söyleşi konuklarından Günseli Kaya ise, 12 Eylül döneminin karanlık izlerine ve hapishanelerdeki kadın tutsakların yaşadığı zorluklara değindi.
Kaya, “Kadınlar için Mamak, Buca, Uşak hapishanelerinde tutsak olmak, bedeni dört duvar arasında hapsolmak demek. Fakat eğer ruhu eriterek bir insanı yok etmiyorsa, hiçbir şey etkili olmuyor” dedi. Kaya, hapishanelerdeki zorlu koşullara dair kişisel gözlemlerini paylaşarak, kadınların bu koşullarda bile direnmeye devam ettiğini vurguladı.
Şebnem Korur Fincancı, toplumsal baskıların ve ayrımcılığın sanatçıların yaşamını nasıl şekillendirdiğini anlattı. Kapalı alanlarda yapılan işkencelerin artık açık alanlara taşındığını belirterek Yaşam Nöbetine katılanlara yönelik gözaltıları örnek verdi.
Fincancı, “Eylem yapmakta olanları gözaltına almak, özgürlükten mahrum bırakmak, işkencenin bir türüdür. Ancak, bu tür baskılara karşı direniş bir yaşam biçimi olmalıdır” diyerek, özgürlüğün her koşulda savunulması gerektiğini vurguladı.
İran’da kadın sanatçıların direnişi
Sara Baherirad, İran’daki kadın sanatçılarının direniş biçimlerine dair önemli bilgiler paylaştı.
Baherirad, “İran'da kadınlar, kimliklerini unutmamakla direniyorlar. Kimliksizleşmeye karşı her gün bilinçli bir şekilde direniş gösteriyorlar. Buradayız demek, ve birbirimize kendimizi hatırlatmak direnişin kendisidir” diyerek, kadınların bu kimlik direnişini bir sanat ve yaşam biçimi olarak nasıl geliştirdiğini anlattı.
Fatoş İrwen, hapishane duvarlarına karşı sanatla yapılan direnişin gücünü anlattı. Kadın sanatçıların beden ve ruh üzerindeki politik etkilerini ele alan İrwen, “Sanat, sadece bir ifade biçimi değil, aynı zamanda bir özgürlük mücadelesidir. Beden, sanat aracılığıyla bir direniş aracına dönüşebilir” dedi. 2012’deki performansından örnekler vererek, sanatına beden ve mekanla kurduğu ilişkiyi nasıl aktardığını anlattı.
Geleneksel temsillerin kırılmasında queer sanatçıların rolü
Aslı Alpar, “Kim Çizdi Bu Evi: Karikatürde 'Ev Kadını' Temsili ve Yıkılışı” başlığı altında, geleneksel “ev kadını” imgesinin karikatürlerde nasıl ele alındığını inceledi. Alpar, son dönemdeki feminist ve queer karikatüristlerden örnekler vererek, bu temaya dair sundukları özgürleştirici bakış açılarını paylaştı.
“Ev kadını figürü, toplumda kadınların yerini belirleyen ve onları sınırlayan bir temsildi. Ancak feminist ve queer karikatüristler, bu temsili yıkarak, bedenin, kimliğin ve cinsiyetin çok daha dinamik ve özgür bir biçimde temsil edilmesine katkı sundular” diyen Alpar, bu yıkımı gösteren karikatürlerden örnekler vererek, geleneksel temsillerin nasıl kırılmaya başladığını ve queer sanatçılarının bu süreçteki rolünü vurguladı.
Kayyumlar, yaşam alanlarını daha da daraltıyor
Yüksel Mutlu, özellikle son yıllarda artan kayyum atamaları ve belediyelere yönelik yapılan müdahalelere değindi.
Mutlu, “DEM Parti belediyelerine yönelik kayyum atamaları, kadınların ve diğer mağdur grupların yaşam alanlarını daha da daraltıyor. Özellikle sığınma evlerinin kapatılması ve bu alanların farklı amaçlarla tahsis edilmesi, kadınların ve çocukların güvencesizliğini artırıyor” dedi. Mutlu, bu durumun, kadınların toplumsal eşitsizliklere karşı verdikleri mücadelenin önünde önemli bir engel teşkil ettiğini belirterek, bu tür uygulamalara karşı birlikte direnmenin gerekliliğini vurguladı.
Etiketler: insan hakları, kadın, özel haber