12/02/2021 | Yazar: Kaos GL

HDK LGBTİ+ Meclis Girişimi, Boğaziçi’nde polis şiddeti ve LGBTİ+’lara karalama kampanyalarına ilişkin basın toplantısı düzenledi.

HDK LGBTİ+ Meclis Girişimi: “Varoluşumuzun yok sayılmasını reddediyoruz” Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Halkların Demokratik Kongresi (HDK) LGBTİ+ Meclis Girişimi, Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör atanmasının ardından protesto eylemlerindeki kötü muamele, polis şiddeti ve LGBTİ+’lar karşı karalama kampanyalarına ilişkin basın toplantısı düzenledi.

HDK LGBTİ+ Meclis Girişimi bugün İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nde düzenlediği basın toplantısında, “Biz LGBTİ+lar olarak, iktidarın ve nefret otoritelerinin ürettiği söylemleri, uyguladığı şiddeti ve varoluşumuzun yok sayılmalarını reddediyoruz” dedi.

“Son dönemde Boğaziçi Üniversitesi direnişi ile toplumsal muhalefetin etkinliğinin artması iktidar tarafından birçok baskılama ve sindirme operasyonunu beraberinde getirdi. Son yıllarda yasaklanan onur haftaları ile birlikte sokaktaki eylemselliğin ve toplumsal muhalefetin merkezine oturan LGBTİ+lar da bu sürecin en dinamik parçası oldu” diyen Girişim, iktidarın toplumsal önyargılara dayanarak oluşturduğu nefret atmosferiyle LGBTİ+’ların daha açık bir biçimde hedef haline getirildiğini hatırlattı ve şöyle devam etti:

“Bu açık hedef göstermenin amacı; sadece devlet şiddetini LGBTİ+lara yöneltmek değil aynı zamanda toplumda halihazırda olduğu varsayılan önyargıları nefret olarak yeniden örgütlemektir. Nefret politikaları ile yaşam alanlarımızı gasp etmek isteyen iktidar, LGBTİ+ları aynı zamanda toplumsal muhalefetten de ayrıştırıp terörize etmeye çalışmaktadır. LGBT terör örgütü gibi saçma sapan bir isimlendirmeyle toplumun her kesimindeki LGBTİ+ varoluşunu aynılaştırmak ve ayrıştırmaktadır. Modern devletlerin egemenliklerine tehdit olarak gördüğü kesimleri terörist olarak yaftalaması LGBTİ+larla başlamamış ve LGBTİ+larla bitmeyecektir. Yıllardır Kürt halkının tamamına sadece varoluşlarından dolayı yapılan bu yaftalama yöntemi bugün LGBTİ+lar özelinde de kullanılmaya başlanmıştır. Bizler Kürt LGBTİ+lar olarak bu kesişimsel alanda, zaten aşina olduğumuz bu yaftalamaya şimdi başka bir boyutta yeniden maruz kalıyoruz. Bu yaftalama yöntemi, tarladaki aseksüeli, plazadaki geyi, üniversitedeki ya da caddedeki transı, fabrikadaki lezbiyeni kısacası yaşamın her alanındaki LGBTİ+ları aynı yerde örgütlü teröristler olarak görmektedir. Tamamen hayal ürünü olan bu manipülatif anlayış LGBTİ+ları toplumdan ve muhalefet alanlarından soyutlamayı amaçlamaktadır. Zira bilmektedir ki LGBTİ+ hareketi mevcut düzene ciddi bir tehdit oluşturmakta ve eşit bir geleceğin inşasında kilit rol almaktadır. Bu gerçeği artık, mücadele veren bütün kitleler de kabul etmektedir. Bizleri kurtaracak olan tam da bu kabullenme, dayanışma ve birlikte mücadeledir.”

Girişim basın toplantısında aktivistleri Havin, Yıldız ve Melek’in gözaltı süreçlerinde yaşadıklarına dair ise “işkence ve nefret suçu olarak vücut bulmuştur” diyerek yaşananları şöyle özetledi:

“Boğaziçi direnişinin ilk eyleminde ve 4 Şubat 2021 tarihinde Kadıköy’deki eylemde gözaltına alınan arkadaşlarımız gözaltına alındıkları ilk andan serbest kaldıkları ana kadar etnik kimlikleri, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliklerinden ötürü sistematik şiddete maruz bırakılmışlardır. İlaca erişimin engellenmesi, gözaltında çıplak arama, fiziksel ve psikolojik şiddet, ölüm ve tecavüz tehditleri gibi uygulamalar şu an kolayca ifade ettiğimiz fakat bunları yaşayıp hayatta kalanlar açısından kalıcı izler bırakabilen insanlık suçlarıdır. Tutuklamalara göre, görece daha kısa süreli ve ulaşılabilir olan bu durum, hapishanedeki LGBTİ+ ve özellikle trans tutsakların içinde oldukları halin vahametine dair somut birer delil niteliğindedir.”

Girişim açıklamayı şöyle sonlandırdı:

“Biz LGBTİ+lar olarak, iktidarın ve nefret otoritelerinin ürettiği söylemleri, uyguladığı şiddeti ve varoluşumuzun yok sayılmalarını reddediyoruz. Bedenimize de belediyelerimize de, üniversitelerimize de yapılan atamaları kabul etmiyoruz. Sınırsız, sınıfsız, cinsiyetsiz bir dünya hayali için yaşamaya ve yaşatmaya, dayanışmayı beraber örmeye herkesi davet ediyoruz.”


Etiketler: insan hakları, yaşam, nefret suçları, eğitim, siyaset
İstihdam