HDP Kocaeli adayı: Fabrikadaki vardiya arkadaşım da LGBTİ olabilir

 

HDP Kocaeli Milletvekili Adayı Sevda Özer’le HDP’yi, kadın ve LGBTİ mücadelesini konuştuk.

 

 

Söylemsel olarak birçok parti yoksulların, farklı etnik, dini, mezhep gruplarının, kadınların ve de yer yer LGBTİ’lerin sorunlarını sahipleniyor. Ama asıl nefes aldığım, gerçek anlamda söylemimin ve pratiğimin değer gördüğü ve bir karşılığının olduğu yer HDP. HDP sadece benim değil birçok rengin içerisinde bulunduğu bir parti.

 

 

Sanırım mor. (Gülüyor) Öncelikli olarak ben bir kadınım. En başta bu temelde mücadelemi veriyorum. HDP’in bileşenlerinden olan Sosyalist Dayanışma Platformu üyesiyim. Yani aynı zamanda sosyalist bir bireyim. İMECE Ev İşçileri Sendikasında faaliyet gösteriyorum. Görünmeyen emeğin görünürleşmesi ve karşılığının olması için mücadele veriyorum. Başka bir renklilik Aleviyim, Türküm.  Demek ki üst mekanizmaların bizi ayrıştırma politikalarını boşa çıkarabiliyoruz. Asıl HDP korkusu buradan geliyor. Bütün farklılıkların bir arada olması nasıl korkutuyorsa birilerini, bizim büyümemiz de yine bu sebepten.

 

 

Aslında sorunun içinde de geçiyor cevabı. Aynı zihniyet tarafından eziliyoruz. Bir kadın nasıl en yakınındaki ya da tanımadığı bir erkek tarafından katledilebiliyorsa bir LGBTİ birey de aynı şekilde katlediliyor. Hatta LGBTİ’ler heteroseksüel kadınların yaşadıkları şiddetin daha ağırını yaşayabiliyor çoğu zaman. Elbette burada acı ve şiddeti kıyaslamak değil derdim. Ama LGBTİ bireylerin kendi kimliğini açıklaması bile öldürülmesine neden olabiliyor. Bu açıdan LGBTİ mücadelesi çok daha farklı bir alan.

 

 

Valla bunu bilemiyorum. Bilemem de. Kimsenin alnında LGBTİ yazmadığı için ilk temasımı ne zaman kurdum bilmiyorum. Bu lisedeki sıra arkadaşım da olabilir, fabrikadaki vardiya arkadaşım da. Ama örgütsel anlamda soruyorsan; 8 Mart yürüyüşleridir. Sonrasında tabi ki Gezi Parkı... Çünkü orada aynı havayı soluyorduk. Pardon soluyamıyorduk. Yarım nefes direniyorduk.

 

 

Türkiye’de ilk defa bir parti seçim beyannamesinde LGBTi meselesine ayrı bir başlık açarak yer verdi. Ve yine Türkiye’de ilk kez açık kimliğiyle bir eşcinsel HDP’den milletvekili adayı oldu.  Barış Sulu’nun adaylığının kesinlikle çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bazıları sembolik bir adaylık olarak görse de bu bence LGBTİ’lerin meclis kürsüsünde yer alması için atılmış önemli bir adımdır. Sonuçta bugün her kesimin gözünün üzerinde olduğu bir parti bunu açıkça dillendiriyor ve bunun politikasını yürütüyor. Sahiplenilmesi ve desteklenilmesi gereken bir duruştur.

 

 

Lise yıllarımdan beri SODAP’lı kimliğimle sosyalist mücadele içerisindeyim. Sonuçta bu bir ezen ve ezilen ilişkisi. Bir sosyalist bunun dışında neyi ölçüt alabilir ki. Bu ilişki üzerinden sosyalistlerin heteroseksizm ve cinsiyetçilik altında ezilen LGBTİ’ler ile yoldaşlık ilişkisi kurması kadar doğal ve kaçınılmaz bir şey yok. Buradaki durum ne olursa olsun bir çoğunluk bir azınlığı eziyor. Sadece buradan bile sosyalistler ve LGBTİ’lerin yan yana durabilmeleri gerekiyor. Artık bu konuyu birçok sol örgütün aştığını düşünüyorum. Öyle ki LGBTİ oluşumları açan örgütler var. LGBTİ mücadelesinin yarattığı etki alanı seni buna çekiyor zaten. LGBTİ’ler başka bir galakside yaşamıyorlar. Bu ülkede yaşanılan bütün sorunları onlar da yaşıyor sen de yaşıyorsun. Aynı yoksulluğu ve yoksunluğu sen de yaşıyorsun. 

 

 

Öncelikle LGBTİ Hakları Sözleşmesi’ni imzalamaya hazır olduğumu bildirmek isterim. Bu konuda atılan her adım hayatidir. Türkiye’de HDP gerçekten bir heyecan ve dönüşüm yarattı. Bütün renklerimizle bütün farklılıklarımızla bir arada oluşun heyecanını yaşıyoruz. Bir arada oluşumuz beraberinde dönüşümümüzü de sağlıyor. Şüphesiz ki bu dönüşüm LGBTİ mücadelesi için de söz konusu olacaktır.  Barajsız bir seçim, cinsiyet eşitliğinin olduğu bir yaşam diliyorum hepimize.