02/04/2025 | Yazar: Kaos GL

PEN Norveç, 21 Şubat’tan bu yana tutuklu olan KaosGL.org Genel Yayın Yönetmeni Yıldız Tar ile konuştu.

“Hem hak savunuculuğum hem de gazeteciliğim cezalandırılıyor” Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

21 Şubat’ta Halkların Demokratik Kongresi’ne (HDK) yönelik operasyon kapsamında tutuklanan KaosGL.org Genel Yayın Yönetmeni Yıldız Tar, PEN Norveç’e konuştu.

Tar, 2015 sonrasındaki 10 yıllık dönemi “siyasal şiddet” olarak nitelendirdi ve şunları söyledi:

“2025’in “Aile Yılı” ilan edilmesi ve kamuoyuna yansıyan LGBTİ+’ ların her türlü ifade özgürlüğünü kullanmasını hapis ile cezalandırmayı hedefleyen kanun teklifi taslağı 10 yıllık bu sürecin son halkası. Kanun eğer bu haliyle geçerse artık yerel idarelerin yasak kararı almasına dahi gerek kalmadan LGBTİ+’ larla ilgili her türlü faaliyet bir ceza yargılamasının konusu haline gelecek. ABD Başkanı Donald Trump’ın “biyolojik cinsiyet” kararnamesinin bir kopyası olan bu teklif toplu gözaltı ve tutuklamalara yol açabilir.”

“Telefon dinlemelerinin içeriği fıkra gibi”

Tar’ın söyleşisinden satırbaşları şöyle:

“Sorularınızı yanıtladığım 13 Mart 2025 tarihi itibariyle 20 gündür tutukluyum. Öncesinde 4 gündür gözaltındaydım. Ve henüz iddianame hazır değil. Ancak emniyet ve savcı sorgularından anladığım kadarıyla “terör örgütü üyesi olmakla” suçlanıyorum. Boğaziçi Üniversitesi’nde öğrenci olduğum 2012 ve gazeteciliğe başladığım 2013 yıllarına ait telefon dinlemeleri dışında herhangi bir soruyla karşılaşmadım. Bu telefon dinlemelerinin hukuksuz olduğunu belirtmeye gerek var mı bilmiyorum. Ancak bu dinlemelerin içeriği de fıkra gibi. Öğrenci olduğum dönemde kampüste yapmayı planladığımız 8 Mart kutlaması, mensubu olduğum LGBTİ+ öğrenci topluluğunun faaliyetleriyle ilgili telefon görüşmeleri ve aradan 13 yıl geçtiği için eşyanın doğası gereği hatırlamadığım bazı görüşmeler soruldu. 2013 yılıyla ilgili ise bir muhabir olarak 1 Mayıs’ta Şişli’de DİSK binasından editörüme haber için bilgi geçmem soruldu. Tamamen yasal olan ve yüzden fazla siyasi parti, sendika, dernek ve vakfın oluşturduğu, bütün faaliyetlerini kamuya açık şekilde senelerdir sürdüren Halkların Demokratik Kongresi (HDK) bir terör örgütü olarak tanımlanıyor. Benim de faaliyetlerine yoğun olarak katıldığım öne sürülüyor. Bizim hakkımızda tutuklama kararı verilirken Çağlayan Adliyesi önünde HDK’nin bir basın açıklaması yapıyor olması ise fıkranın son halkası.”

“Bu süreçte hem hak savunuculuğum hem de gazeteciliğim cezalandırılıyor. Seneler önceki bazı telefon dinlemelerinin hukuksuz bir şekilde tam da 2025 Aile Yılı ilan edilmişken LGBTİ+ haklarını merkezine alan bir internet gazetesinin genel yayın yönetmeninin tutuklanmasına gerekçe gösterilmesini yorumlamayı ise size bırakıyorum.”

Röportajın tamamını okumak için tıklayın.


Etiketler: insan hakları, medya, siyaset
İstihdam